Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aynı yasanın 10. maddesi gereğince, "Tüketici kredisi,tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir." Bu Yasanın 23. maddesinin 1. fıkrasında ise, "Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak cıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır" hükmüyle, kanunun uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir. 2010/19304-2011/7153 Somut olay değerlendirildiğinde, davalı tüketicinin davacı kredi verenden tuketici kredisi aldığı ve bu kredinin geri ödemesiyle ilgilı uyusmazlık bulundugu, anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, sözü edilen yasanın 23. maddesi hükmü gereğince, davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre, davacı ile davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

    Dosyada mevcut belgeler incelendiğinde davacının davalı bankadan hem ticari kredi hem tüketici kredisi kullandığı görülmekle, bahse konu kredilere ilişkin belge ve dekontların gönderilmesine rağmen, mahkemece; davacının kullandığı kredilerin hangisinin ticari kredi hangisinin ise tüketici kredisi olduğu hususunun yeterince incelenmemesi ve davacının kullandığı anlaşılan tüketici kredisinin ve ticari kredilerin tümünü kapsayacak şekilde, bütün kalemler hakkında iade karar verilmesi usulsüzdür....

      Mülga 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da 2003 yılında yapılan değişiklikle 10/A maddesi eklenerek esasen bir tüketici kredisi türü olan kredi kartları da önemli bir düzenlemeye kavuşmuştur. 6502 sayılı Yasa ise belli koşullar altında kredi kartlarını kanun kapsamına almış ve bu kapsamda tüketici kredisi olarak nitelendirmiş, Yasa'nın 22/2 maddesindeki özelliklere sahip kredi kartı sözleşmelerini tüketici kredisi sözleşmesi hükümlerine tabi kılmıştır. Kredi kartlarının tüketici kredisi olarak nitelendirilmesi yasa hükmüne göre faiz veya benzeri bir menfaat karşılığı olarak ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanı sağlanması durumunda mümkündür. Tüketicinin vadesi gelmiş bir ödemesinin üç aydan daha uzun bir tarihe ertelenmesi ve kredi verenin bundan menfaat elde etmesi yapılan işlemin tüketici kredisi olacağına işaret etmektedir....

      Mülga 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da 2003 yılında yapılan değişiklikle 10/A maddesi eklenerek esasen bir tüketici kredisi türü olan kredi kartları da önemli bir düzenlemeye kavuşmuştur. 6502 sayılı Yasa ise belli koşullar altında kredi kartlarını kanun kapsamına almış ve bu kapsamda tüketici kredisi olarak nitelendirmiş, Yasa'nın 22/2 maddesindeki özelliklere sahip kredi kartı sözleşmelerini tüketici kredisi sözleşmesi hükümlerine tabi kılmıştır. Kredi kartlarının tüketici kredisi olarak nitelendirilmesi yasa hükmüne göre faiz veya benzeri bir menfaat karşılığı olarak ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanı sağlanması durumunda mümkündür. Tüketicinin vadesi gelmiş bir ödemesinin üç aydan daha uzun bir tarihe ertelenmesi ve kredi verenin bundan menfaat elde etmesi yapılan işlemin tüketici kredisi olacağına işaret etmektedir....

      Tüketici Mahkemeleri'nin görev alanını belirleyen 6502 sayılı kanunun 73. maddesinde; "Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir." düzenlemesi yer almakta olup, buna göre bir davanın tüketici mahkemesinin görev alanına girebilmesi için iki koşul vardır. Birinci koşul, davanın taraflarından birinin mutlaka tüketici olmasıdır. Aynı yasanın 3/k maddesine göre;"...Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi..." olarak tanımlanmıştır. Buna göre tüketici mal alırken, hizmet alırken, kredi kullanırken vb. tüm işlemlerde mesleki ve ticari olarak hareket etmeyen kişidir....

        Açıklandığı üzere Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, kredi kartı ve “Konut Finansmanı Kredisi” gibi tüketici kredisi kullanan borçluları, diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüde düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin, yapılan özel sözleşmelerin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun koşullarında değerlendirilmesi gerekir.Tüketici Yasasına göre daha genel bir yasa olan İİK.nun 149. maddesi, bu özel yasanın kapsamında kalmayan krediler için uygulanabilir olup, yasa koyucunun anılan kredilere açıkça Tüketici Yasasında yer vermiş olması da, maksadının bu yönde olduğunu ortaya koymaktadır....

          Davacı, davalının kullandığı tüketici kredisi taksitlerinin aksatılması nedeni ile kat ihtarı gönderilerek takip başlatıldığını ancak davalının başlatılan icra takibine itiraz ettiğini belirterek vaki itirazının iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 10. maddesi tüketici kredisi hükümlerini düzenlemiş olup, davacı ile davalı arasında düzenlenmiş bulunan dava konusu sözleşme de, bu düzenleme kapsamında bir tüketici kredisi sözleşmesidir. Anılan yasa maddesinin birinci fıkrasında tüketici kredisinin tanımı yapıldıktan sonra ikinci fıkrasında da "Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksiti ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir....

            Yasa koyucu, bankalardan kredi kullanan bir kısım kredi (tüketici kredisi) lehtarını, bu ağırlaştırıcı hükümlerden ayrık tutmak amacını güttüğünden 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna 4822 Sayılı Yasa'nın 15. maddesi ile eklenen 10. maddesinde; "Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir" şeklinde tanımlandıktan sonra, maddede bu tür sözleşmelerin yapılma koşulları ile borcun muaccel kılınabilmesi ve temerrüt koşulları gibi farklı ve özel şartlara yer verilmiştir....

              Dava, davacı bankanın davalı ile yapmış olduğu sözleşme kapsamında kullandırılan kredili mevduat hesabı kredisi ve kredi kartı kullanımından kaynaklanan borcun tahsili için başlatılan ilamsız icra takiplerine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İncelenen ... İcra Müdürlüğü’nün 2014/1241 Esas sayılı takip dosyasına konu alacak, kredi kartı kullanımından kaynaklanan alacağa ilişkindir. Dava 09.06.2014 tarihinde açılmış olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKHK'nın 73/1. ve 83/2. maddeleri uyarınca tüketici işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Bir tarafı tüketici olan kredi kartı işlemleri de aynı Kanunun 3. maddesinde tüketici işlemi olarak tanımlanmış olup, Kanunun yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihinden sonraki kredi kartı uyuşmazlıklarının da tüketici mahkemesinin görevine girdiği anılan Kanunun 73/1. ve 83/2. maddeleri hükümleri gereğidir....

                İncelenen ihtarname ve takip dosyasından alacağın “4055” no’lu kredi kartı “8026” no’lu taksitli destek hesabı ile 4 ayrı genel kredi ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Dava, tüketici mahkemesinde açılmış olup anılan krediler dikkate alındığında “8206” no’lu kredinin tüketici kredisi olduğu, “4055” no’lu kredi kartı borcuna ilişkin olduğu ve diğer kredilerin de ticari olduğu anlaşıldığından davanın sadece tüketici kredisi yönünden sonuçlandırılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu durumda kredi kartına ilişkin alacağın dava tarihi itibariyle asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların ise ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği yargılamaya son verilen gerekçeli karar da bu alacaklar yönünden davacının dava açma hakkı bulunduğu gözetilerek hükümde ayrı ayrı tefrik ve gönderme kararı verilmesi gerekirken karar da bu hususun açıkça gösterilmemiş olması hükmün bozulmasını gerektirmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu