Aynı yönetmeliğin Yenileme ve Bildirim başlıklı 12. maddesinde ise "(1) Kredi bağlantılı sigortalarda, kredi vadesi boyunca, yenileme sorumluluğu kredi kullanana, sigorta sözleşmesinin yenilenmesine ilişkin bildirim yapma sorumluluğu ise kredi kuruluşuna aittir. (2) Kredi kuruluşu, sigorta sözleşmesinin yenileme döneminin geldiğine ilişkin kredi kullanana yapılacak bildirimi poliçenin vade sonu tarihinden on beş iş günü öncesinde gerçekleştirir. (3) Kredi kuruluşu, sigorta sözleşmesinin yenilenip yenilenmediğine ilişkin kredi kullanana yapılacak bildirimi, yenileme yapıldıysa yenilenen poliçenin vade başlangıcından itibaren, yenileme yapılmadıysa mevcut poliçenin vade sonu tarihinden itibaren beş iş günü içinde gerçekleştirir. (4) Kredi kullanan veya şirket tarafından yenileme yapılmasına ilişkin taahhüt verilmiş olması, kredi kuruluşunun yenilemeye ilişkin bildirim yapma yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz. (5) Kredi kullananın sigortanın yapılması için verdiği teklifnamenin reddedilmesi...
KARAR Davacı, davalı bankadan 27.10.2005'te 120 ay vadeli tüketici kredisi kullandığını, kalan tutarı erken ödeme niyetiyle 06.09.2009 taksit tarihi itibariyle toplam 27.186,13 TL yı borcuna karşılık olarak şubedeki vadesiz mevduat hesabına yatırdığını, ancak davalı bankanın kredi sözleşmesinin 8. maddesine aykırı olarak 20.000,00 TL daha ödeme yapması gerektiğini, yatırdığı paranın kredi borcuna karşılık tahsil edilmediğini bildirdiğini ileri sürerek, davaya konu hukuka aykırı ve haksız tutum nedeniyle oluşan faiz ve masraflar dahil oluşmuş ve oluşacak her türlü maddi ve manevi zararın tazminine, borcumun dava tarihi itibariyle tespitine, kredi sözleşmesinin 8. maddesinin iptaline, taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir. Davalı banka, davanın reddini dilemiştir....
Hukuk Dairesince de kabul edildiği üzere kredi kartı kefalet sözleşmesi geçerli olup bu sözleşmede limit bulunduğu gibi sözleşmedeki imzanın davacının eli ürünü olduğu da ATK raporu ile tespit edilmiştir. Asıl kredi kartı sözleşmesinin bulunmaması bu sözleşmenin geçerliliğini etkilemez....
Bankası ...vek.Av.... aralarındaki menfi tespit davası hakkında ... Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 11.04.2011 gün ve 260-185 sayılı hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Heyetçe incelenmesine gerek görülen 27/10/2004 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi kredi sözleşmesinin tüm sayfalarını içeren onaylı örneği ile varsa taraflar arasında akdedilmiş kredi kartı sözleşmesinin eklenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, HGK'nun 2004/13-761 Esas, 708 Karar sayılı ilamında kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinin belirtildiği davaya konu kefalet sözleşmesinin belirli bir kefalet limiti içermediğinden geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibinden dolayı davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir. Davacı davaya konu olan genel kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalamıştır. Mahkemece, sözleşmede kefalet limiti olmadığından davanın kabulüne karar verilmiş ise de sözleşmenin ilk sayfasında kredi limiti açıkça 180.000 YTL olarak belirlenmiş olup bu durumda kredi limiti kadar davacının kefil sıfatıyla sorumluluğu söz konusu olacaktır. Kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....
ne 05/01/2011 tarihli genel kredi sözleşmesi gereği kredi kullandırıldığını, iş bu kredinin kullandırılması sırasında müvekkilinin de müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığını, müvekkili tarafından kredi müşterisi şirketin ortaklığından ayrılmasını müteakip 29/03/2013 tarihli dilekçe ile 05/01/2011 tarihli genel kredi sözleşmesiyle kendisini borç altına sokabilecek her türlü yükümlülüğün sonlandırılması için davalı bankaya başvuruda bulunduğunu ancak davalı banka tarafından olumlu ya da olumsuz herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından genel kredi sözleşmesinin bir suretinin verilmesini bankadan talep ettiğini, ancak kefalet tutarı kısmı boş olduğu halde imzalanan genel kredi sözleşmesinin, kendisine verilen suretinde davalı banka yetkililerince hukuka aykırı olarak 875.000,00.TL olarak doldurulduğunun tespit edildiğini, tespit edilen bu durumun düzeltilmesi için ihtarname çekildiğini, ancak davalı banka tarafından yapılan işlemlerin...
İstanbul İnşaat Yapı Kuyumculuk Otom.A.Ş. ile alacaklı banka arasında imzalanan ve takibe konu genel kredi sözleşmesinin aslı veya okunaklı, onaylı ve eksiksiz bir sureti istenildiği halde bahsi geçen genel kredi sözleşmesinin aslı ya da okunaklı, onaylı tam ve tüm sayfalarını içerir eksiksiz bir suretinin gönderilmediği tespit edildiğinden, Türkiye İş Bankası A.Ş. ile ... İstanbul İnşaat Yapı Kuyumculuk Otom.A.Ş. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin içerisinde faize ilişkin düzenlemeleri de içerecek şekilde aslının ya da tam ve eksiksiz bir suretinin gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, Yazı gereğinin yerine getirilmemesi halinde sorumlular hakkında yasal işlem başlatılacağının ihtarına, 05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
şekilde kullanılması sebebiyle yerinde olmadığı, davacının imzalamak suretiyle sözleşme hükümlerini kabul ettiği, kredi ödemelerini zamanında yapmamış olması sebebiyle, kredi taksitlerinin sözleşme gereğince kredili mevduat hesabından tahsil edildiği, uygulanan faizin sözleşme ve yasa hükümlerine uygun olduğu ve davacının dava tarihi itibariyle davalı bankaya 24,450,83-TL borçlu olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
ın kredi kartı borçlarından da sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin 29. maddesinde “Şirket Kredi Kartı” kenar başlıklı bir düzenlemeye yer verilmiştir. Davacı ... anılan sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış ise de, davacı dava konusu kredi kartı sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığını iddia etmiştir. Bu durumda mahkemece, dava konusu kredi kartlarının anılan genel kredi sözleşmesinin 29. maddesi uyarınca verilmiş şirket kredi kartı niteliğinde olup olmadığı veya davacının imzasının bulunmadığı ileri sürülen kredi kartı sözleşmesi uyarınca verilip verilmediği yönü üzerinde durulup yeterince araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, kredi kartı sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı kredi kartı sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek, menfi tespit isteminde bulunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kredi kartı sözleşmesinin sureti üzerinden inceleme yapıldığı ve mukayese imzaların da sözleşme tarihinden sonra olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacının sözleşme tanzim tarihinden önceki ve sonraki döneme ait resmi kurumlar huzurunda atılmış imza asılları getirtilip huzurda imza örnekleri de alınıp grafoloji konusunda uzman bilirkişiden sözleşme aslı üzerindeki imzaların davacıya ait olup olmadığı konusunda rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir....