Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kooperatif üyeliğinin devir ile sona erdiği iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Takipten önce açılan menfi tespit davasında borçlunun hukuki durumu tehlikede ise veya taraflar arasındaki hukuki ilişki belirsizlik içeriyorsa ve açılacak dava sonucunda verilecek kararla belirsizlik ortadan kalkacaksa hukuki yararın mevcut olduğu kabul edilmelidir....

    Blok ....Kat ... nolu ... blok ... nolu daire için ortak (Kooperatif üyesi)olduğunun tespitine karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiş olup, ilgili kooperatifin vermeyi taahhüt ettiği davacıya tahsis ettiği daire: tapuda 09.05.2008 tarihinde imar (TSM) sebebiyle 3.199 metrekare arsada ... hisse ... nolu daire S.S. ... Kooperatifleri Birliği adına tescil edildiğini bildirmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; 1163 sayılı kooperatifler kanununa göre kooperatif üyesinin, üyeliği gereği kendine tahsis olunan taşınmazın, tapu iptal ve tescilini isteyebilmesi için öncelikle kooperatifin üyesi bulunması ve bu üyeliği gereği kooperatife karşı tüm parasal (akçeli) yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ödemelerin tamamını gerçekleştiren diğer kooperatif üyeleriyle eşit durumda olduğunu ispatlaması gerekeceği ayrıca 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23....

      bu sözleşmedeki müvekkile geçtiğinin kabul edilmesi gerektiğini, Bilirkişi raporunda yapılan inceleme de müvekkilin kooperatif üyesi olmadığı, kooperatif üyesinin dava dışı Seval HAN olduğu tespit edildiğini, dolayısıyla müvekkilin söz konusu kooperatifte üyeliği olma şartı aranmadan alacağın devri üzerinde hak iddia etmesi mümkün olduğunu, kooperatif üyeliği müvekkilin kızı Seval HAN üzerinde olup ödemeler onun adına gerçekleştirildiğini, müvekkil borcu yoktur yazısı aldıktan sonra da kooperatif tarafından çevre düzenlemesi ve mesken adı altında 8.000, TL daha ödeme talep edildiğini ve müvekkil tarafından istenen bedeller yatırıldığını, müvekkil iyi niyetli olarak söylenen tüm ödemeleri yaparken davalı kooperatif diğer tüm üyelerin tapu devrini yaparken müvekkile devir işlemini yapmayıp kötü niyetli olarak oyaladığını, davalı kooperatifin müvekkili kötü niyetli olarak oyalamasının sebebi ise kooperatifin borçlarından müvekkile ait bağımsız bölümüne koyulan hacizlerden kaynaklı olduğunu...

      olduğu tespit edildiğini, dolayısıyla müvekkilin söz konusu kooperatifte üyeliği olma şartı aranmadan alacağın devri üzerinde hak iddia etmesi mümkün olduğunu, kooperatif üyeliği müvekkilin kızı ... üzerinde olup ödemeler onun adına gerçekleştirildiğini, müvekkil borcu yoktur yazısı aldıktan sonra da kooperatif tarafından çevre düzenlemesi ve mesken adı altında 8.000, TL daha ödeme talep edildiğini ve müvekkil tarafından istenen bedeller yatırıldığını, müvekkil iyi niyetli olarak söylenen tüm ödemeleri yaparken davalı kooperatif diğer tüm üyelerin tapu devrini yaparken müvekkile devir işlemini yapmayıp kötü niyetli olarak oyaladığını, davalı kooperatifin müvekkili kötü niyetli olarak oyalamasının sebebi ise kooperatifin borçlarından müvekkile ait bağımsız bölümüne koyulan hacizlerden kaynaklı olduğunu, taşınmaz üzerinde yer alan hacizler ise müvekkilin kusurundan kaynaklanmadığını, kooperatif borcu olması sebebiyle de sorumluluk kooperatifin mal varlığıyla sorumluluğu olduğunu, evin içerisine...

        Mahkemece, davacının başlangıçta kooperatif üyesi olduğu, ancak 1994 yılı genel kurul kararında ihraç edilenlerin kimler olduğunun belli olmadığı, buna göre kooperatiften ihraç edildiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının üyeliğinin tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemi ilişkin olup, mahkemece, yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davacı tarafından kabul edildiği gibi 13 yılı aşan bir süre kooperatif üyeliği terk edildikten sonra bu dava açılmıştır. Ayrıca, kooperatif ana sözleşme hükümleri uyarınca davacının üyelik şartlarını taşıyıp taşımadığı da araştırılmamıştır....

          Oysa taraflar arasında kooperatif üyeliği ilişkisi bulunduğundan, uyuşmazlığın anılan kanun kapsamında değil 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve kooperatif ana sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gereklidir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesine göre, kooperatif üyeleri kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve yükümlülüklerde eşittirler. Davaya konu hususlarda çıkan uyuşmazlıklar esasen bu ilke esas alınarak çözülmelidir. Bu bağlamda, projeye aykırı olarak yapılan tadilat, binanın statiğine ve görünümüne zarar vermese bile, diğer üyeler aleyhine eşitlik ilkesine aykırı sonuç doğurmakta ise anılan madde hükmü uyarınca tadilatın kaldırılması gerekebilecektir....

            Dava, kooperatif üyeliğine dayalı olarak tahsis edilen işyerinde projeye aykırı olarak yapılan tadilatın kaldırılması ve eski hale getirilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, binanın projeye aykırı olarak değiştirildiği belirlendiği halde, dava yalnızca Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında değerlendirilmesi nedeniyle değişikliğin binaya zarar verip vermediği üzerinde durulmuş ve bu çerçevede dava reddedilmiştir. Oysa taraflar arasında kooperatif üyeliği ilişkisi bulunduğundan, uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında değil 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ile kooperatif anasözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi zorunludur. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesine göre, kooperatif üyeleri kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler. Davaya konu hususlarda çıkan uyuşmazlıklar esasen bu kural esas alınarak çözülmelidir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kooperatif ortaklığından ayrılan ortağın, kooperatif yönetim kurulu üyelerince zarara uğratıldığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 04.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder. Satıcının üye olması, alıcının bu üyeliği ayrıca devir alması, devir alanın kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 14/3. ve anasözleşmenin 17/2. maddesi uyarınca ortaklığa kabul etmesi zorunludur. Anasözleşmenin 17/1. madde hükmünde yer alan yazılı başvuru koşulu, devrin geçerliliğine ilişkin olarak değil, devrin kooperatife iletilmesi ve kabulü için ispat bakımından sevk edilmiştir. BK'nın 167/1. maddesine göre, borçlu, temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu def'ileri temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir....

                  Dava, davacının dairesinin geç teslim edilmesi nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesine göre, kooperatif üyeleri hak ve borçlar bakımından eşit statüye sahip olduklarından, böyle bir talepte bulunulabilmesi için, kira bedeli istenilen tarihler itibarıyla davacının dairesinin kendisine teslim edilme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bunun için ise, davacının ve üyeliği devraldığı önceki üyenin kooperatife bir borcunun bulunmaması ve ayrıca kooperatifin genel olarak üyelerine dairelerini teslim etmiş olması gerekmektedir. Mahkemece bu hususlar araştırılmadığı gibi, davalı kooperatif tarafından genel kurul kararı doğrultusunda eksikliklerin üyelerce tamamlanması kararı verildiği ve buna göre eksikliklerin tamamlandığı savunmasının doğru olup olmadığı da araştırılmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu