Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zira kooperatif yönetimince değiştirilmesi istenilen bir yönetim kurulu ya da genel kurul kararının, kooperatif yönetim kurulu ya da genel kurulu tarafından alınacak yeni bir karar ile değiştirilmesi mümkün olduğundan, kooperatif yönetimince kendi kararlarının iptali için mahkemede davacı sıfatıyla dava açmalarında hukuki yarar yoktur. Esasen mahkemede yönetim kurulu ve genel kurul kararının iptali davasını açma hakkı, bu karardan zarar gören kooperatif üyelerine aittir....

    Yalnızca yönetim kurulu kararlarının icra edilmesi sonucu doğrudan doğruya kişisel olarak zarar gören üyeleri böyle bir dava açabilirler. Bunun yanında, esasen mahkeme kararının gerekçesinde de belirtildiği gibi, davaya konu yönetim kurulu kararının iptali ve üye olunmadığının tespiti istemleri hakkında, kooperatif yönetimi tarafından dava açılmak suretiyle mahkemeden bu şekilde bir istemde bulunulamaz. Zira kooperatif yönetimince değiştirilmesi istenilen bir yönetim kurulu ya da genel kurul kararının, kooperatif yönetim kurulu ya da genel kurulu tarafından alınacak yeni bir karar ile değiştirilmesi mümkün olduğundan, kooperatif yönetimince kendi kararlarının iptali için mahkemede davacı sıfatıyla dava açmalarında hukuki yarar yoktur. Esasen mahkemede yönetim kurulu ve genel kurul kararının iptali davasını açma hakkı, bu karardan zarar gören kooperatif üyelerine aittir....

      in, 23.06.2010 tarihinde yapılan 2009 hesap yılı genel kurulundan 16.05.2016 tarihinde yapılan 2014-2005 hesap yılı genel kuruluna kadar ki (7 yıl boyunca) tüm genel kurul hazirun cetvellerinde ..., ..., ... ve ...'in, davalı kooperatifin kayıtlı ortağı bulunduğu ve adı geçen tüm davacıların kooperatif üyesi sıfatı ile davalı kooperatifte yönetim kurulu asil ve yedek üyeliğine, divan heyeti üyeliğine seçilerek görev yapmış oldukları, 1163 sayılı kanun ve ana sözleşme hükümlerine göre kooperatif Üyesi olmayan kişilerin yönetim kurulu asil ve yedek üyesi olarak seçilemeyeceği gibi divan heyetinde de görev yapamayacakları, davacılar .. ve ...un davalı kooperatif vekili Av. ...'a vermiş olduğu kooperatif hisse devir yetkisine haiz geniş yetkili vekaletname ile kooperatif üyeliğinin ....'e devir edildiği iddiasının, dosyaya ibraz edilen azilnamenin kooperatif hisse devir tarihinden önce, yetkilendirilen Av. ...'...

        Davacı yan, denetim kurulu üyesi olan davacı ... tarafından tespit edilen usulsüzlük ve yolsuzluklar konusunda kooperatif yönetimini bilgi vermek amacıyla kooperatif yönetim kuruluna genel kurula çağrı yapması için ihtarname gönderdiğini, ihtara rağmen yönetim kurulunun genel kurulu toplantıya çağırmaması üzerine davacı denetim kurulu üyesinin kooperatif genel kurulunu olağanüstü toplantıya çağırdığını, kooperatif ana sözleşmesi uyarınca denetim kurulu üyesinin tek başına genel kurulu toplantıya çağrı yetkisinin bulunduğunu, yapılan çağrının usulüne uygun olduğunu, Ankara Ticaret İl Müdürlüğünce Bakanlık temsilcisi görevlendirilmesi taleplerinin yasaya aykırı olarak reddedildiğini, 24/04/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların tescil ve ilanı için davalı sicile başvurulduğunu, davalının usul ve yasaya aykırı olarak tescil taleplerini reddettiğini iddia etmiş, davalı yan ise Bakanlık temsilcisi görevlendirme talebi reddedildiği halde temsilci bulunmadan toplantının...

          Davacı yan, denetim kurulu üyesi olan davacı T1 tarafından tespit edilen usulsüzlük ve yolsuzluklar konusunda kooperatif yönetimini bilgi vermek amacıyla kooperatif yönetim kuruluna genel kurula çağrı yapması için ihtarname gönderdiğini, ihtara rağmen yönetim kurulunun genel kurulu toplantıya çağırmaması üzerine davacı denetim kurulu üyesinin kooperatif genel kurulunu olağanüstü toplantıya çağırdığını, kooperatif ana sözleşmesi uyarınca denetim kurulu üyesinin tek başına genel kurulu toplantıya çağrı yetkisinin bulunduğunu, yapılan çağrının usulüne uygun olduğunu, T8 Bakanlık temsilcisi görevlendirilmesi taleplerinin yasaya aykırı olarak reddedildiğini, 24/04/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların tescil ve ilanı için davalı sicile başvurulduğunu, davalının usul ve yasaya aykırı olarak tescil taleplerini reddettiğini iddia etmiş, davalı yan ise Bakanlık temsilcisi görevlendirme talebi reddedildiği halde temsilci bulunmadan toplantının yapıldığını, denetim kurulunun...

          Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, genel kurulu toplantıya çağıran dava dışı yönetim kurulu üyelerinin Kooperatifler Kanunu' na muhalefet suçundan mahkumiyetlerine ilişkin kararın kesinleşmesi nedeniyle yönetim kurulu üyesi seçilme yeterliliklerini kaybettiklerini, 22.04.2007 ve 29.04.2007 tarihli genel kurul toplantısı yapılmasına dair yönetim kurulu kararının iptali yönünde kooperatif ortağının dava açabileceği, alınan kararların baştan itibaren hükümsüz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile genel kurul toplantısı yapılmasına dair yönetim kurulu yetkisine sahip olmayan kişilerce alınan yönetim kurulu kararları ile yetkisiz kişilerce yürütülen genel kurul toplantısının hazırlık işlemlerinin iptaline, ticaret sicilindeki bu yöndeki sicil kaydının terkini ile ticaret sicil gazetesinde ilanına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

            Davalı vekili, kooperatiflerin yönetim ve denetim kurulu kararlarının, dava yolu ile iptaline ilişkin gerek Kooperatifler Kanunu gerekse Türk Ticaret Kanunu'nda hüküm bulunmadığını, yönetim ve denetim kurulu kararlarına karşı ancak genel kurula başvurulabileceğini, iptali istenilen kararların Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşmeye uygun olarak alındığını öne sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, Türk Ticaret Kanunu'nda ve Kooperatif Kanunu'nda kooperatif yönetim kurulu kararlarının iptali konusunda açık bir hüküm bulunmadığını, genel kural olarak yönetim kurulu tarafından verilen kararlar hakkında kooperatif ortağının genel kurula itirazının söz konusu olabileceğini iptali istenen 23.05.2015 tarihli denetim kurulu kararında ana sözleşmenin 53/c maddesi gereği kooperatif yöneticisi ...'...

              Muhalefet şerhimde hem konuyla ilgili mevzuat hükümleri olan 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu m.43, m. 45, m.55/1, m.98. m.ek2/2 ila 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 410’da yer alan düzenlemeleri hem de söz konusu kooperatif anasözleşmesinin ilgili hükmü olan m.74/2’yi irdeleyeceğim. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 43. maddesi genel kurulu toplantıya çağırma yetkisi olan kooperatif organlarını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, kooperatif yönetim kurulu veya anasözleşme ile bu hususta yetkili kılınan diğer bir organ ve gerektiğinde denetçiler kurulu, ortağı olduğu üst birlik ve tasfiye memurları genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptirler. Ancak genel kurul yukarıda belirtildiği şekilde toplanamadığı takdirde ilgili bakanlık da, genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptir. 1163 sayılı Kanunun 45. maddesi ise şu şekildedir. “Madde 45 – (Değişik: 4/10/1988 - 3476/11 md.) Genel kurul olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanır....

                A.Ş. arasında imzalanan düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenici firmanın önereceği 6 üyenin kooperatif şartlarını ve vecibelerini yerine getirmek kaydıyla ve kooperatif kurulunun onayıyla ortak olabileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkillerinin bu sözleşme maddesi uyarınca kooperatif üyeliğine kabulü için başvuru yapıldığını, 09.06.2008 tarihli yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeliğine kabul edildiklerini üye olduktan sonra kooperatifin 2011 yılı olağan genel kuruluna çağrılıp toplantıya katıldıklarını 27.06.2013 tarihli olağan kurul toplantısında ise müvekkillerinin üyeliğinin yok sayıldığını, genel kurula çağrı yapılmadığını ileri sürerek kooperatif ortağı olduklarının tespiti ve genel kurul toplantısının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Kooperatif yönetimince değiştirilmesi istenilen bir yönetim kurulu ya da genel kurul kararının, kooperatif yönetim kurul ya da genel kurul tarafından alınacak yeni bir karar ile değiştirilmesi mümkün olduğundan, kooperatif yönetimince kendi kararlarının iptali için mahkemede davacı sıfatıyla dava açmalarında da hukuki yarar yoktur....

                    UYAP Entegrasyonu