Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Dava, davalı yüklenici ile yapılan adi gayrimenkul satış sözleşmesi ile davalı banka ile yapılan kredi sözleşmesinin feshi ve ödenen kredi miktarı ile ödenen satış bedelin iadesi talebine ilişkin olup mahkemece davalı T3 davanın reddine, davalı yüklenici T8 Tic. Ltd Şti yönünden davanın kabulü ile bu şirket ile yapılan 20.08.2015 tarihli adi gayrimenkul satış sözleşmesinin feshine, davacının ödediği 35.000 TL'nin davalı T8 Tic. Ltd Şti'den inşaatın sözleşmedeki teslim tarihi olan 28.06.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

in satış sözleşmesinin tarafı olmadığı, sözleşmeyi kefil olarak imzaladığı, sözleşme uyarınca kefalete dayalı sorumluluğunun dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek ve hacizlerden dolayı davacının herhangi bir zarara uğraması halinde doğacağının düzenlendiği, satış sözleşmesinin feshi ve bedelin iadesi ile kira kaybı talepleri yönünden davalı ...'in kefalete dayalı sorumluluğunun doğmadığı, satış sözleşmesinin bu bağımsız bölüm yönünden feshi ve satış bedelinin iadesi gerektiği; B1 blok 11. kat 22 nolu bağımsız bölüm açısından sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirme yapıldığında davalı şirket ile davalı banka arasında imzalanan 01.10.2010 tarihli sözleşmenin "Konu" başlıklı 3 üncü maddesinde "İşbu sözleşmenin konusu firmanın malik olduğu Güney Mah. Yeni Ereğli Sok....

    Nolu bağımsız bölümün tüm satış bedelinin ödenmiş olduğu, herhangi bir borcu olmadığı" yazılmış olsa da bu belgenin davalı şirket tarafından verildiği hususunun da ispata muhtaç olduğu, dosyada ödemelerle ilgili hiçbir belge ve bilgi bulunmadığı, davacı tarafından ödeme ile ilgili bir belge ibrazının gerekli olacağı, bu hususun dava dışı ... Tic. Ve San. A.Ş.'den ve/veya davalıya sorulabileceği, defter kayıtları incelenerek anlaşılabileceği, davacı, "Davalı firmanın geçerli sözleşme kaynaklı borcunu ifa etmemesi sebebiyle uğradığı fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL zararını" talep etmesine rağmen, bu zararın sözleşme ile ödenen bedelin iadesi şeklinde olabileceği belirtilmiştir....

      Dava, taraflar arasındaki gayrimenkul satış vade sözleşmesinin feshi nedeniyle menfi zarar ve ödenen bedelin iadesine ilişkin alacak davası olup, davacının ıslah ettiği alacak miktarı üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde, 15.000 USD alacağın tahsiline ilişkin dava açmıştır. Mahkemece bu alacak üzerinden ihtiyati haciz kararı vermiştir. Dava dilekçesinde iki ayrı talep olup, ödenen bedelin iadesi ve menfi zararın tahsili talep edilmiştir. Her iki alacağın miktarını mahkeme tarafından davacıya açıklattırılması gerekir. Ödenen bedel sözleşmenin feshi ile Muaccel hale gelmiş olup, bu alacak yönünden ihtiyati haciz talep etme koşulları oluşmuştur. Ancak menfi zarar yönünden alacağın miktarı yargılamaya muhtaç olduğundan, bu alacak yönünden ihtiyati haciz koşulları oluşmamıştır....

      DELİLLER : Tapu kaydı, Düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, Birleşen dava dosyası, Delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Asıl dava düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili, birleşen dava muvazaalı tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır....

      şerh düşüldüğünü, bu amaçla Fortis Bank Pendik şubesinden 210.000 CHE (İşviçre Frangı) konut kredisi sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre ilk ödeme tarihi 09/05/2008 olup son ödeme tarihinin ise 09/04/2013 olduğunu, davalılardan T4 konut kredi finansman sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığını, davacının taksitleri düzenli ödediğini, davalının sözleşme gereği 2009 yılında teslim etmesi gereken bağımsız bölümü davacıya teslim etmediğini, davacının 39 taksitten itibaren daha fazla zarar etmemek için bankaya taksitleri ödemeyi durdurduğunu, davalı tarafından taahhüt edilen tarihte konutu teslim etmediğinden satıcı ile birlikte ödenen kredi miktarı kadar müteselsilen sorumlu olduğunu, davayı ödenen bedelin davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, sözlü olarak yapılan gayrimenkul satış sözleşmesinin yerine getirilememesi sebebiyle ödenen paranın iadesi için başlanan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, sözlü olarak yapılan gayrimenkul satış sözleşmesine istinaden taşınmazı satın almak için davalıya para verdiğini, ancak sözleşmenin geçersiz olduğunu, verdiği paranın tahsili amacıyla icra takibi yaptığını, davalının süresinde borca itiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. ... 1....

        Somut uyuşmazlıkta davacının, davalı müteahhitin kat karşılığı yapımını üstlendiği taşınmazdan bir adet daire satın aldığı, dairenin bedelinin ödenmesine rağmen taşınmazın teslim edilmediği ve ödenen bedelin iade edilmediğinden ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olup davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasada tanımlanan şekilde konut satış sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde esasa girilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. 2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda 1....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava harici araç satım sözleşmeden kaynaklı olup ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeye davayı istemin temyizen incelenmesi görevi 3.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu oturma grubunun ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın gizli ayıp olup olmadığı ve süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı, davacının mobilyanın ayıpsız benzeri değiştirilmesi ve terditli olarak bedel iadesi talebinin haklı olup olmadığı noktasındadır. Davanın Hukuki Niteliği: Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı ayıp iddiasına dayalı bedelin iadesi istemine ilişkin tazminat davasıdır. Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun 227. maddesindeki; "Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme....

              UYAP Entegrasyonu