Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda iddianın ileri sürülüş biçimi itibari ile dava, davacı adına satış vaadi sözleşmesine göre tescili yapılan taşınmazlardaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipoteklerin fekki, tapunun sınırlandırma olmaksızın davacıya verilmesi yani ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacının sözleşme kapsamına göre tapu iptal ve tescil talebi yoktur. Dolayısıyla Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesinin taşınmaz satış sözleşmesindeki edimlerin yerine getirilmesi suretiyle başkaca tüketici işlemi kalmadığı, uyuşmazlığın bankacılık sözleşmesi kapsamında tesis edilen ipoteğin fekki talebini kapsadığı yönündeki tespitlere dayanarak görevsizlik kararı vermesi hatalıdır. Somut olayda, davacı taraf kredi sözleşmesinin tarafı olmadığından, Bankacılık Kanuna göre çözümü gereken uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yukarıda da bahsedildiği üzere uyuşmazlık davacı ile davalı Garanti-Koza arasında imzalanan satış vaadi sözleşmesi kapsamında ayıbın giderimine ilişkindir....

Artık eldeki davada malın ayıplı olup olmadığı, bu ayıbın gizli ayıp niteliği, ayıp ihbarının zamanında yapılıp yapılmadığı ve ayıp varsa bu ayıbın alıcı yönünden semen tenzilini talep etmek için yeterli gerekçe teşkil edip etmediği tartışılmalıdır. Mahkememizce makinacı bilirkişi yardımıyla davacıya ait işyerinde bulunan makina üzerinde keşif yapılmış, bilirkişiden mevcut hata ve arızaların tespiti ve keşif sırasında test usulüne uygun biçimde makinanın çalıştırılması ve hata bulunan hususların belirlenmesi, varsa gövde yahut ekipmandaki kusurların belirlenmesi, kusurların üretim kaynaklı mı yoksa kullanıcı hatası kaynaklı mı olduğunun tespitinden sonra ayıp varsa ve satıcı kaynaklıysa mal bedelinde indirim yapılması gerektiğinde nazara alınmak üzere makinanın ayıpsız hali ile fiyatı ve ayıplı haliyle fiyatı ne olduğu, ayıpların giderilmesi için harcanacak bedelin ne miktarda olduğu, ayıplar giderilse bile bunun makina değerine etkisi konusunda rapor hazırlaması istenmiştir....

    DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, araç satış sözleşmesinden kaynaklı gizli ayıba dayalı tazminat talebine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 223. maddesi gereğince taşınırlara ilişkin satış sözleşmelerinde; alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır....

    Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece sözleşmeye konu malın iadesi koşuluyla bedelin iadesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığını, ancak faizin mal teslim olmadan temerrüt oluşmayacağı gözetilmeksizin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 07.01.2018 tarihinden başlatılmasının yerinde olmadığını belirterek kararı sadece bu nedenle istinaf etmiş, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur. GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin iadesi ve tazminat isteğine ilişkindir....

      DELİLLER: 1-)Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanağı, 2-)Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine ait hasar dosyası, 3-)Mahkememizce yapılan Keşif Tutanağı, 4-)Mahkememizce alınan Bilirkişi ve Bilirkişi Ek Raporları, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, davacının 11.12.2017 tarihinde almış olduğu araca ait satım ve ayıplı ifadan kaynaklı misli ile değişim olmadığı takdirde satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir....

        Taraflarca gösterilen kanıt ve belgeler toplanmış, dava konusu araç üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, Bursa Uludağ üniversitesi otomotiv öğretim bölümü görevlisi bilirkişi mahkememizce resen seçilerek, bilirkişiden dava konusu araçta ayıp olup olmadığı, bu ayıbın açık /gizli ayıp olup olmadığı, bu ayıbın neden kaynaklandığı, ayıbın giderilip giderelemeyceği, giderilecekse kaç TL 'ye giderilebileceği, ayıp nedeniyle araçta değer kaybı olup olmadığı, aypı nedeniyle aracın tamirinin mi yoksa değiştirilmesinin mi uygun olacağı hususlarında rapor aldırılmasına karar verilmiştir....

          Davalı vekili istinaf sebebi olarak (I)zamanaşımı süresinin dolduğunu, (II)araçtaki ayıbın kullanımdan kaynaklı olduğunu, bilirkişi raporuna itirazların yeterice karşılanmadığını, (III)faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, (IV)bedel indiriminin nispi metoda göre yapılmadığını, ileri sürmüştür. (I)TKHK m.12/1 hükmüne göre zamanaşımı süresi her ne kadar iki yıl olarak belirlenmiş ise de TBK m.223, 231 hükümleri gereğince bu süre gizli ayıplarda uygulanamaz. Somut olayda ayıbın gizli olduğu tespit edildiğinden davalının bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir. (II)Hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ek rapor incelendiğinde dava konusu araçta meydana gelen vernik atmasının üretimden kaynaklı olduğunun tereddütsüz ortaya konulduğu, rapordaki tespitlerin somut olayla uyumlu ve denetime elverişli olduğu bu haliyle ayıbın üretimden kaynaklı olduğunun kabulünde isabetsizlik olmadığı, itirazların karşılandığı anlaşılmakla, bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir....

          Alınan bilirkişi raporları gereğince; dava konusu taşınmazdaki ayıbın inşaatın yapımı sırasında temel altına su yalıtımı yapılmamasından kaynaklandığı ve taşınmaza giren suyun zeminden geldiği, bu durumun gizli ayıplı olduğunun kesin olarak belirlendiği, her ne kadar ayıbın davalı şirket tarafından kısmen giderildiği ve söz konusu ayıpların taşınmazdan faydalanmaya engel durumunun olmadığı belirtilmiş ise de; davalı tarafından yapılan onarımların binanın dış çevresine ilişkin yapıldığı, dolayısıyla zeminden gelen suyun engellenmesi yönünden herhangi bir işlem yapılmadığı, kaldı ki; zeminden gelen suyun engellenmesi yani temel altına su yalıtımının yapılmasının ancak binanın tamamının yıkılıp yeniden yapılması ile mümkün olduğunun normal bir insan tarafından dahi bilineceği, bir dönemlik onarımla evin kullanılmasının, ayıbın tamamının giderildiği anlamına gelmeyeceği, temel altına su yalıtımı yapılmadığı sürece aynı ayıbın sürekli olarak tekrarlayacağı, kişilerin ailesi ile sorunsuz olarak...

          Tüketici Mahkemesince ise gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshinin tespiti ile ödenen bedelin iadesi talebi gayrimenkulün aynına ilişkin bir dava olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Somut olayda davacının eldeki davadaki talebi sözleşmenin feshi ile ödediklerini iddia ettiği bedelin tahsiline ilişkin olup, yargılama esnasında da taşınmazın aynına ilişkin araştırmayı ve tartışmayı gerektiricek bir hususta yoktur. Bu itibarla, eldeki davanın taşınmazın aynına ilişkin dava gibi değerlendirilmesi mümkün olmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın Bakırköy 5. Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlanması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bakırköy 5. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 26/02/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            aracın kilometresinin kendisine söylendiği gibi 92.209 km olmadığını, aracın kilometresinin 06.04.2015 tarihinde 388.649 km olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine müvekkilinin Pınarbaşı Noterliği'nden 13.01.2020 tarih ve 00103 yevmiye nolu ihtarnamesi ile alınan aracın iadesi, ödenen bedelin iadesi veya zararların karşılanması için ihtarname gönderdiğini, ihtarnameye cevap verilmediğini, müvekkilinin aracın tamirine 16.192,68 TL harcadığını ileri sürerek, aracın ayıplı olması sebebiyle tamir bedeli olan 16.192,68 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline, alınan araç ayıplı olması nedeniyle müvekkili tarafından fazla ödenen bedelin (bilirkişi incelemesi neticesinde belirlenecek bedel yönünden miktar artırım hakları saklı kalmak kaydıyla) şimdilik 1.000,00 TL'sinin satış tarihinden/satış tarihinden olmadığı takdirde ihtar tarihi olan 27.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu