Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

neticesinde davalı tarafın sözleşmeye aykırı olarak imalatlarda bulunduğunu, inşaatın %55 seviyesinde tamamlandığı ve devam eden bir inşaat faaliyetinin de bulunmadığı hususlarının tespit edildiğini, yüklenici firmalara tanınan sürenin inşaat ruhsatının sözleşme tanzim tarihinden itibaren öngörülen süre içerisinde alınamadığı nedeniyle dolduğunu, tespit konusu taşınmasın keşif itibariyle yapılan incelemesinde inşaat alanında sadece bekçi bulunduğunu, herhangi bir malzeme ve aletin bulunmadığını, davalılardan akdedilen sözleşmede vermiş oldukları taahhütlerin zamanında ve eksiksiz olarak ifa edileceğine güvenerek üçüncü şahıs ve kurumlarla satış ve kiralama için bir takım hukuki muamelelerde bulunulduğunu, ancak davalıların taahhütlerini ifa etmemesi nedeniyle yüksek miktarlarda zarara uğradıklarını, bu nedenlerle davalının taşınır, taşınmaz malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, yoksun kalınan kar niteliğinde kira kayıpları içeren gecikme tazminatı...

    E.sayılı dosyası ile yoksun kalınan kâr niteliğinde kira kayıpları içeren gecikme tazminatı, müspet ve menfi zararlara ilişkin olarak dava açıldığını ve dosyanın halen derdest olduğunu, davacının sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve kusurlu olan taraf olduğunu, iddia edildiği gibi müvekkilinin sözleşme gereği sorumluluklarını yerine getirmemesinin söz konusu olmadığını, davacının huzurdaki davayı açmaktaki amacının, sözleşme gereği ödemekle yükümlü olduğu yoksun kalınan kâr niteliğinde kira kayıpları içeren gecikme tazminatı, müspet ve menfi zararları ödeme yükümlülüğünden kurtulmak olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Değerlendirme : Dava; davacı ile davalı inşaat şirketi arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptali ile ödenen bedellerin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir. Konut satış ve kredi sözleşmesi tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) Bağlı Krediler başlıklı 35. maddesinde; "(1) Bağlı kredi sözleşmesi; konut finansmanı kredisinin münhasıran belirli bir konutun satın alınması durumunda bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik bir birlik oluşturduğu sözleşmedir. (2) Bağlı kredilerde, konutun hiç ya da gereği gibi teslim edilmemesi nedeniyle tüketicinin bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen seçimlik haklarından birini kullanması hâlinde, satıcı ve konut finansmanı kuruluşu müteselsilen sorumludur....

      Ön ödemeli konut satış sözleşmesi 6502 s.TKHK.nun 40.m.sinde;"(1) Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. (2) Tüketicilere sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce, Bakanlıkça belirlenen hususları içeren ön bilgilendirme formu verilmek zorundadır. (3) Yapı ruhsatı alınmadan, tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi yapılamaz." şeklinde düzenlenmiştir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesinin şekil şartı 6502 s.TKHK.nun 41.m.sinde;" (1) Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur....

      Bilirkişinin, ıslah ve dava tarihi itibarıyla yaptığı sepet hesabında, mahkememizce aritmetik ortala usulüyle değer tespiti yapılmış ve 1.479.673,50TL ettiği görülmüştür. Davacı taraf, talep artırım dilekçesi ile bedele ilişkin talebini 1.479.673,50TL'ye yükseltmiştir. Talep artırım dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, yazılı cevap sunulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil ile gecikme nedeniyle cezai şart ve eksik/ayıplı imalat nedeniyle tazminat talepli açılmış olup, ıslah ile; ödenen bedelin denkleştirici adalet prensibi uyarınca ıslah tarihinden itibaren faiziyle ödenmesi ve sözleşmeye aykırılık nedeniyle müsbet ve menfi zarar tazmini istemlerine ilişkindir. Davacının, ıslah ile tapu iptal ve tescil talebinden vazgeçerek, sözleşmeden dönme hakkını kullandığı anlaşılmaktadır....

        Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesinin geçerli olabilmesi için M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması gerekir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesi 6502 s.TKHK.nun 40.m.sinde;"(1) Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. (2) Tüketicilere sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce, Bakanlıkça belirlenen hususları içeren ön bilgilendirme formu verilmek zorundadır. (3) Yapı ruhsatı alınmadan, tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi yapılamaz." şeklinde düzenlenmiştir....

        Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesinin geçerli olabilmesi için M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması gerekir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesi 6502 s.TKHK.nun 40.m.sinde;"(1) Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. (2) Tüketicilere sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce, Bakanlıkça belirlenen hususları içeren ön bilgilendirme formu verilmek zorundadır. (3) Yapı ruhsatı alınmadan, tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi yapılamaz." şeklinde düzenlenmiştir....

        Ön ödemeli konut satış sözleşmesi 6502 s.TKHK.nun 40.m.sinde;"(1) Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. (2) Tüketicilere sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce, Bakanlıkça belirlenen hususları içeren ön bilgilendirme formu verilmek zorundadır. (3) Yapı ruhsatı alınmadan, tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi yapılamaz." şeklinde düzenlenmiştir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesinin şekil şartı 6502 s.TKHK.nun 41.m.sinde;" (1) Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacının ön ödemeli konut satış sözleşmesiyle satın aldığı taşınmazın süresinde teslim edilmemesi nedeniyle, sözleşmeden dönerek bedel iadesi ve gecikme tazminatı istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hukuku Kanunu'nun 11 inci maddesinde: "(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlikhaklarından birini kullanabilir....

          DELİLLER: Tapu kaydı, Konut satım sözleşmesi, Keşif, Bilirkişi kurulu raporu, ek rapor Sulh sözleşmesi, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde rayiç bedelin tahsili, yüzölçümü eksikliği nedeniyle değer kaybı tazminatı ve geç tesliminden dolayı kira kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İstinaf başvurusundan sonra taraf vekilleri e-imzalı dilekçeleri ile sulh sözleşmesi ve sulh çerçevesinde karar verilmesini talep etmiş ve davacı alıcı ile davalı satıcının imzalarının bulunduğu sulh sözleşmesi sunulmuştur. HMK’nın 313.maddesine göre "sulh görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir....

          UYAP Entegrasyonu