e olan ve ödenmiş olmasına rağmen 17.700 TL'lik borçtan dolayı sorumlu olduğu ve bu miktarı davalı idareye ödemek zorunda olduğu,hernekadar 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesine göre bir senelik süre zarfında bu davayı açmamış ise de genel hükümlere göre menfi tespit davası açabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı idare tarafından davacıya gönderilen 2.3.2009 tarih 2009/21 sayılı 250.051,22 TL'lik ödeme emrinden dolayı davacının davalı idareye 232.351,22 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının aşan isteminin reddine, davalı araçlarına davalı idare tarafından 11.8.2009 tarihli yazı ile konulan hacizlerden ... ve ... plakalı araçlar dışında kalan araçların kayıtlarına konulan hacizlerin kaldırılmasına ve kararda belirtilen araçlardaki hacizlerin devamına karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı idare vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2011/ 676 esas sayılı takip başlatıldığını, oysa gabin, hata ve hile sebebiyle alım satım aktinin geçersiz olduğunu ileri sürerek 30.09.2010 tarihili harici gayrimenkul alım satım sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti ile feshine, yaptığı ödemenin geri verilmesinin karşılığında dava konusu taşınmazın adına olan kaydının iptali ile davalı adına tesciline, satış bedeli olarak ödenen 687.250,00 Euro'nun faiziyle birlikte tarafına ödenmesine, ödeme yapılıncaya kadar hapis hakkı tanınmasına, harici sözleşmeye dayanılarak hakkında başlatılan .... İcra Müdürlüğünün 2011/676 esas sayılı icra dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile .... İcra Müdürlüğü'nün 2011/676 esas sayılı takip dosyası ile konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
Dava konusu olan 22.6.2009 tarihli diğer haciz işleminin uygulandığı adresteki taşınmaz da daha önce borçlu şirket adına kayıtlı iken, borcun doğum tarihine çok yakın bir tarihte 3.kişi şirket ortakları ile yakın akrabalık bağı oldu- ğu anlaşılan kişiye satışı yapılmış, yine 19.6.2009 tarihli haczin yapıldığı taşınmaz da borçlu şirket tarafından 3.kişiye kiralanmıştır. Hacizler sırasında borçluya ait çok sayıda evrak bulunmuştur. Bu durumda, İİK.nun 97/a maddesinin birinci fıkrasınn 2.cümlesi gereğince, haczedilen taşınır malları borçlu ile 3.kişinin birlikte elde bulundurduklarının ve İİK.nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, davacı 3.kişi borcun doğumundan sonra borçlu ile aynı konuda aynı yerde ticari faaliyete başladığı gibi, 3.kişi tarafından ibraz edilen faturalara göre de borçlu şirket menkullerini borcun doğumundan sonra 3.kişiye devretmiştir....
arasındaki davadan dolayı Balıkesir 2. Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 20.03.2007 gün ve 304-95 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık satım sözleşmesine dayalı olarak verilen çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin olup, Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi'nin 24.02.2010 gün 2009/4167 Esas 2010/1879 Karar sayılı onama ilâmına karşı karar düzeltme talep edilmiş olduğundan karara yönelik itirazların incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın davalı bankadan kullandığı konut kredi sözleşmesine kefil olduğunu, aynı zamanda davalı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile asıl borçlu hakkında da icra takibi yaptığını, konutun satışından para tahsil ettiğini, geriye kalan tutar için rehin açığı belgesi aldığını, aynı zamanda da kendisinin maaşından kesintiler yaptığını, böylelikle borcun kapanmasına rağmen bankanın tahsil ettiği tutarları mahsup etmeyip takibe devam ettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla takip çıkış miktarı üzerinden şimdilik 20.000 TL borçlu olmadığının tespiti ile davalının %40'dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilemsini istemiş, 22.4.2013 tarihinde ıslah ile müddeabihi 74.877,33 TL'ye çıkarmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, görev yönünden yapılan bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Eldeki davada davacı, dava dışı ...'...
Davacı taraf muvazaalı kira sözleşmesi şeklinde düzenlenen satım sözleşmesine istinaden davalıya verdiği bonoların bedelsiz kaldığı gerekçesiyle davalıya borçlu olmadığının tespitini ve ödenen bono bedellerinin tahsilini talep etmiştir. Dava konusu bonolar davacı şirket tarafından davalı ... lehine keşide edilmiştir. Davalı tarafça cevap dilekçesinde davacı tarafından yapılan ödemelerin davacı ile dava dışı ...İnş. Gübre Meş. Zah. Tav. Gıda Tar. ve Nak. San. Tic. Ltd. Şti. arasındaki araç satım sözleşmesine istinaden yapılan ödemeler ile araç kira ücretine ilişkin ödemeler olduğu iddia edilmiş, dava dışı ...İnş. Gübre Meş. Zah. Tav. Gıda Tar. ve Nak. San. Tic. Ltd. Şti. ile davalı şirket arasındaki Volvo marka çekici konulu araç satım sözleşmesinin incelenmesinden ise satım bedelinin tamamının ödendiği anlaşılmıştır. Mahkemece davacı ve davalı iddiaları üzerinde yeterince durulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Arsa niteliğindeki ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir....
Davalı alacaklı vekili, haciz yapılan otelin borçlu firma tarafından işletildiğini, otelin davacıya satıldığının iddia edildiğini, ancak satış işlemi ile davaya konu mahcuzların mülkiyetinin davacıya geçmediğini, devredilenin otelin arsası olduğunu, otelin içindeki menkullerin teferruat olarak resmi senede geçirilip faturalandırılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı borçlu davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının borçludan dava konusu taşınırların da içinde bulunduğu taşınmazı satın alırken, borçlu hakkında iflasın ertelenmesi davası olduğu ve tapu kayıtlarındaki hacizlerden borçlunun ödeme kabiliyetini yitirdiğini bildiği, davacı ile borçlu arasında yapılan sözleşme ile borçlulara taşınmazın geri alım hakkının verilmiş olduğu ve taşınmazın da halen borçlu tarafından kullanılmaya devam edildiği, bu nedenlerle davacı ve borçlunun alacaklılardan mal kaçırmak kasdıyla hareket ettikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....