Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliği nedeniyle davalıya ödenen bedelin iadesi ve borçlu olmadığının tespiti talep edilmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

    Ancak yasa maddesinde de açıkça belirtildiği üzere alıcı, ayıptan kaynaklı seçimlik haklarından sadece birini kullanabilir. Seçimlik hakların birlikte kullanılması yasal olarak mümkün değildir. Bu sebeple mahkemece ayıp sebebiyle uğranılan zarar kapsamında ayıbın tespiti için yapılan 654,46 TL masraf ile bilirkişi raporunda usulünce hesaplanmış bulunan ayıbın giderilmesi için gerekli onarım bedelinin toplamı olan 9.730,14 TL'nin hüküm altına alınması ile yetinilmesi yerine ayrıca değer kaybına da hükmedilmesi isabetli görülmemiştir....

    Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesi hükmü gereğince tüketici satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, “verdiği bedelin iadesini”, “ayıp nispetinde bedelin tenzilini”, “ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını”, son 2009/7257-14152 olarak da “malın yenisi ile değiştirilmesini” isteyebilir. Tüketici kendisine tanınan bu dört seçimlik haktan ancak birini tercih edebileceği gibi, bunlardan birini kullandıktan sonra seçimlik hakkını diğer bir hakla da değiştiremez....

      Bu durumda, davacının, davalıya karşı açtığı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemli davada, onama doğrultusunda işlem yapılarak, davanın Konya 1. Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Bu aşamada yargı yeri belirleme koşulları bulunmayan dosyanın, yargılamaya Konya 1. Tüketici Mahkemesince devam edilmesi için İADESİNE 31/05/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklı ayıp nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. 6098 Sayılı TBK nun 207.maddesine göre "Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşme şeklinde tanımlanmıştır. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Aynı kanunun 208.maddesinde "Kanundan, durumun gereğinden veya sözleşmede öngörülen özel koşullardan doğan ayrık hâller dışında, satılanın yarar ve hasarı; taşınır satışlarında zilyetliğin devri, anına kadar satıcıya aittir. Taşınır satışında satıcının borçları zilyetliğin devri başlığı altında 210.maddede yerini almıştır. Bu maddeye göre satıcı, satılanın mülkiyetini geçirmek amacıyla, zilyetliğini alıcıya devretmekle yükümlüdür....

        Hemen belirtmek gerekir ki, davalı şirketin taahhüt ettiği tarihte bağımsız bölümü teslim etmediği, dava tarihi itibariyle de konutun oturulabilir nitelikte olmadığı, davacıya fiilen teslim yapılmadığı, davalı şirketin sözleşmede öngörülen borcunu ifa etmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının satış sözleşmesinden dönme hakkını kullanabileceği açıktır. Bu durumda mahkemece, satış sözleşmenin feshi şartlarının oluştuğu gözetilerek davacının öncelikli olan bu talebinin gözetilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve teslim olmadığı halde teslimden itibaren ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle davacının terditli taleplerinden yoksun kalınan kira tazminatına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

          Bu durumda İDM tarafından davacının tüketici işlemi niteliğinde olan konut satış sözleşmesi nedeni ile aldığı konuttaki hukuki ayıbın giderilmesini istediği, nitekim satıcının da davada taraf gösterildiği anlaşılmakla İDM'ce taraflar arasında edimlerin yerine getirdiği başkaca tüketici işlemi kalmadığı, uyuşmazlığa konu ipoteğin ticari şirketlerin aralarında yapmış olduğu kredi sözleşmesinden kaynaklandığı ipotek alacaklısının banka ipotek borçlusunun da davalı T3 Koza şirketi olduğu ve çözümü beklenen işlemi 6102 sayılı yasanın 4. bölümü 4. maddesinin f bendinde sayılan ticari davalardan olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi yerinde görülmemiştir. Zira davacı davalı ile ipotek alacaklısı banka arasındaki sözleşmeye değil davalı yüklenici ile yaptığı tüketici işlemi niteliğindeki satış sözleşmesine dayanmakta ve ayıpsız tescil istemektedir....

          Davacı eldeki dava ile satın aldığı malların ayıplı olduğunu, yataktan kötü kokular geldiğini, kullanamadığını, maldan yararlanamadığını ileri sürerek ayıplı mal için ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, malda üretimden kaynaklı bir ayıp olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Dava, davalı tarafından satışı yapılan malların ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak; bedel iadesi istemine ilişkin olup, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 11. maddesi hükmü gereğince; tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunu anlaması halinde satıcıdan, ayıpsız misliyle değişim ya da verilen bedelin iadesini, ayıp nispetinde bedelin tenzilini, ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını isteyebilir....

            Dava, ayıplı araç nedeniyle, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, aksi takdirde değer kaybının ve araç için yapılan masrafların tahsili talebine ilişkindir....

              DELİLLER : Tapu kaydı, Konut satım sözleşmesi ve ekleri, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ipotek, haciz ve takyidatların terkini, eksik ve ayıplı ifa nedeniyle değer kaybı, maddi tazminat, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. Kamu düzenine aykırılık yönünden re'sen yapılan incelemede; 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır....

              UYAP Entegrasyonu