Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüketici Mahkemesi tarafından verilen 25.02.2020 tarihli 2019/133 E. ve 2020/92 K. numaralı kararın reddedilen kısmı bakımından ortadan kaldırılarak, davanın tüm davalılar yönünden kabulü yönünde karar verilmesini ve müvekkili tarafından ödenen toplam 164.027,00 TL'nin sözleşme imza tarihinden işleyecek faizi ile birlikte tüm davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar tarafında bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Tapu kaydı, konut satış ve inşaat yapım sözleşmesi ile ekleri, Keşif, Bilirkişi raporu, ek rapor, Delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tahsili istemine ilişkindir....

Asliye Hukuk Mahkemesi 04/11/2019 tarih, 2018/181 Esas, 2019/329 Karar sayılı "Davanın kısmen kabulü ile, dava konusu 34 XX 887 plakalı araç ile ilgili Büyükçekmece 11 noterliğinde tanzim edilen 16/01/2017 gün ve 01868 yevmiye nolu araç satış sözleşmesinin feshine, aracın davacı tarafından davalıya iadesine, 25.000,00- TL satış ücretinin davalı tarafından davacıya iadesine, araç için yapıldığı belirtilen masraflarla ilgili talebin reddine" Kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; araç için yapılan masraflara ilişkin talebin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışından kaynaklı sözleşmenin feshi ile araç için ödenen bedelin ve yapılan masrafların iadesi isteğine ilişkindir....

İcra Müdürlüğü'nün 2021/9146 Esas sayılı toplam 200.000,00.TL talepli dosyasında dayanak yapılan, alacak taşınmaz alım-satımdan kaynaklı önalım bedelinin satışının gerçekleşmemesi sebebiyle alacağın geri tahsiline ilişkin olup Borçlar Kanunu 207.madde düzenlenen satış sözleşmesinden kaynaklı olarak satışın gerçekleşmemesi nedeniyle ödenen önalım parasının geri iadesi durumundan kaynaklanmaktadır. Davacı taraf gerçek kişi olup tacir olmadığı, davalı tarafın ise tacir olup buna göre iki tarafta birlikte tacir konumunda olmadığı gibi dava mutlak ticari dava olmadığından, davacı şahsi banka hesabından ödediği önalım parasının, satış işleminin gerçekleşmemesi nedeniyle alacağın geri tahsiline yönelik başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davası olup Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesine olanak bulunmamaktadır....

    Mahkemece, davanın kabulü ile, taraflar arasında imzalanan 09/08/2015 tarih ve AÖ01-530 numaralı sözleşmenin iptali ile sözleşme gereği davalı tarafa ödenen 17.500,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, davacı tarafından imzalanan devremülk satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu sözleşme incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır....

      halinde karşı tarafça kullanılabilecek bir hak olduğu dolayısıyla sözleşmeden dönme ihtarının davada hukuki bir değeri bulunmadığını, müvekkili tarafından maliki olduğu taşınmazın davalılara satış yoluyla “iadesi" ise; tamamen yeni bir satış sözleşmesi niteliğinde olduğunu, müvekkilinin gerek peşin, gerekse aylık taksitler halinde ödemiş olduğu bedeller toplamı ile taşınmazın müvekkili tarafından alındığı tarih ile yine müvekkil tarafından satıldığı tarihler arasında kazandığı değer kadar, davalılar sebepsiz zenginleştiğini ancak, hem ödenen bedeller, hem de değer artışı kaynaklı olarak herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek dava konusu taşınmazla ilgili; tarafımızca ödenen bedellerin tamamı, taşınmazın bu alım-satım arası sürede kazandığı rayiç değer artışları toplanarak, taşınmazın müvekkil tarafından tam malik olarak kullandığı dönemle ilgili olarak tespit dosyası ile sabit olduğu üzere tadilat ve tamirat giderleri bu toplamdan mahsup edilmesi gerektiğini, Gayrimenkul satış vaadi...

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin kaporanın ödendiği tarih ile ihtarname tarihine göre iki ay süresince davalının borcunu ifa etmesini beklediğini, buna rağmen davalının malı teslim etmediğini, hatırlatılan yemin delilinin de usulüne uygun olmadığını, malın tesliminden kaçınanın davalı taraf olduğunu, sözleşme geçersiz hale geldiğinden davalının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre kaporayı iadeyle yükümlü olduğunu, ödenenen paranın cayma parası olarak da belirlenmediğinden iadesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; satım sözleşmesinden kaynaklanan ödenen bedelin iadesi amacıyla başlatın icra takibine yapılan itirazın iptali istemidir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/450 Esas sayılı dosyası ile satış bedelinin iadesi istemiyle açılan davanın kabulüne karar verildiğini ileri sürerek; davalı ile yapılan satış sözleşmesinin iptali ile ödenen 12.800,00 TL'nin 5.6.2006 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş; Davalı, davanın reddini dilemiştir....

          Mahkeme tarafından davalı banka tarafından davacıya kullandırılan 25.03.2011 tarihli ilk taksit ödemeli konut kredisi nedeniyle kullandırılan kredi nedeniyle 28.02.2011 tarihinde proje komisyon tahsilatı adı altında tahsil edilen 3.938 TL’nin iadesine karar verilmiştir. İstanbul Tüketici Hakeme Heyetinin 04.12.2015 tarihli kararı ile davacı tarafından davalı aleyhine çekilen kredi nedeniyle ödenen masraf adı altındaki bedelin iadesinin talep edildiği, Tüketici Hakem Heyeti tarafından talep edilen 3.937 TL'den, 3.299 TL'nin davalıdan tahsiline karar verildiği anlaşılmıştır. Bu bedel dava konusu olan 2011 tarihli kredi Sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davalı tarafından bu bedelin davacının banka hesabına 31.12.2015 tarihinde ödendiği ve davacının 05.01.2016 tarihinde tahsil ettiği anlaşılmaktadır. Dava tarihi olan 27.11.2015 tarihi itibari ile dava konusu alacağın davacı tarafından tahsil edilmediği göz önüne alındığında davacı dava açmakta haklıdır....

          Ve 706.madde, 6098 Sayılı TBK.nun 237.madde ve Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu, dava konusu satış vaadi sözleşmesinin resmi şekil şartlarına uyulmadan hazırlandığı dosya kapsamı ile sabittir. Taraflar arasındaki harici nitelikteki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 s. Yasa hükümlerine göre ön ödemeli konut satış sözleşmesi,6502 s.TKHK.nun 40.m.sinde;"(1) Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir." şeklinde tanımlanmıştır.....

          bizzat satıcı tarafından finanse edildiği hallerde satıcı ile tüketici arasında bağlı kredi ilişkisi bulunacağını ve bu durumda ilişkide iki taraf bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde bağlı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul edileceğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Koza'ya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, ipoteğin tesisi...

          UYAP Entegrasyonu