Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, eski hale getirilmesi ve tazminat davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. TMK’nın 738. maddesiyle, 737. maddeye benzer daha özel bir düzenleme getirilmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır."...

Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Taşınmazlar üzerinde yapılacak keşfin öncesinde, kadastro mühendisi veya tapu fen memuru bilirkişi yanında davanın niteliğine, tarafların iddia ve savunmalarına göre, en uygun ihtisas grubu ve meslek erbabından bilirkişi veya bilirkişiler seçilmelidir....

    Süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen aynı sonuca, eski hâle getirme dışında, başka bir hukuki yoldan ulaşılabiliyorsa, eski hâle getirme talebinde bulunulamaz.” Hükmünü 96/1.maddesi ise; “Eski hâle getirme, işlemin süresinde yapılamamasına sebep olan engelin ortadan kalkmasından itibaren iki hafta içinde talep edilmelidir.” düzenlemesini içermektedir. Sıralanan yasal düzenlemeler, eski hale getirme isteminde bulunabilmek; sürenin arzu ve ihtiyar dışında kaçırılmış olması; yeniden süre elde edebilmek için kanun yollarına başvurmanın olanaksız bulunması; eski hale getirme talebinin HMK 96. maddesinde öngörülen sürede dile getirilmesi koşullarına bağlamıştır. Davalı ...’a yokluğunda verilen hükmün, 18.08.2011 tarihinde ilanen ve 09.03.2012 tarihinde davalının mernis adresine Tebligat Kanununun 21. Maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmış olup, somut olayda, eski hale getirme koşulları oluşmamıştır....

      Şu husus hemen belirtilmelidir ki, asıl olan, davacının mülkiyet hakkının korunması ve zararına sebebiyet veren durumun ortadan kaldırılmasıdır. Davacının katlanılabilme sınırlarını aşan bir zararı varsa, buna son vermek için davalının yapması gereken masraf davacının zararından daha fazla olsa bile, elatmanın önlenmesine ve eski hale getirmeye karar verilmelidir. Bir yapının salt ruhsatsız olduğu, imara aykırı bulunduğu ileri sürülüp, TMK’nun 737. maddesi uyarınca yıkım ve eski hale getirme istenemez. Yapının imara aykırı olması yanında bir zararın doğması da şarttır. Salt imara aykırılık, idari mercileri ve idare mahkemelerini ilgilendiren bir husustur. Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme sonucunda davalının kendi taşınmazı içerisine yapmış olduğu yapı nedeniyle bir zararın doğmuş olduğu belirlendiği takdirde davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmelidir....

      "İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi, kal, eski hale getirme ve uğranılan zararın tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, el atmanın önlenmesi, kal, eski hale getirme ve uğranılan zararın tazmini istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmzalığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz dışı sanıklar ... ve ...’nın karar duruşmasında hazır bulunmadığı, sanık ...’ın 20.07.2015 tarihli temyiz talebi ve 05.08.2015 tarihli eski hale getirme dilekçeleri üzerine dosyanın sanık ...’ın eski hale getirme talebinin değerlendirilmesi için 10.08.2015 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, ile sanık ... ’nın 20.10.2015 tarihli temyiz talebi ve 13.11.2015 tarihli eski hale getirme dilekçeleri üzerine sanık ...’nın eski hale getirme talebinin değerlendirilmesi için 14.12.2015 tarihinde dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği anlaşılmakla; sanıklar ... ve ... hakkındaki...

          Maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, Kanunun 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nun "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, eski hale getirilmesi ve tazminat davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, bu tür davalarda etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. TMK’nın 738. maddesiyle, 737. maddeye benzer daha özel bir düzenleme getirilmiştir....

          Bunun için de mahkemece öncelikle taraflara ait taşınmazların tapu kayıtları ile çap ve krokileri getirtilmeli, yapılacak keşifte, kadastro mühendisi veya tapu fen memuru bilirkişi yanında davanın niteliğine, tarafların iddia ve savunmalarına göre, en uygun ihtisas grubu ve meslek erbabından seçilecek bilirkişiler hazır bulundurulmalı; düzenlenecek bilirkişi raporlarında, alınması gereken önlemler ile tazminat, ecrimisil, yıkım ve eski hale getirme istekleri varsa, bunlar gerekçeli olarak gösterilmelidir. Davacının zararının önlenmesi esas olmakla birlikte, davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlem veya önlemler belirtilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan yıkım istemli olup adli yargının görev alanı içerisinde komşuluk hukuku çerçevesinde uyuşmazlığın değerlendirilerek sonuçlandırılması gerekir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, gerçek kişiler arasındaki komşuluk hukukuna dayalı projeye aykırılık nedeniyle kal ve eski hale getirme isteminden kaynaklanmaktadır. 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 18. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 18. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 16/03/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

            un eski hale getirme istemi ile birlikte temyiz isteminde de bulunması nedeniyle eski hale getirme istemi hakkında dairemizce karar verilmesi gerekip, öncelikle eski hale getirme istemi hakkında karar verilmesi gerektiğinden, mahkemenin eski hale getirme isteminin reddine ilişkin 19.02.2013 günlü ek kararının hukuken geçersiz olduğu, yokluğunda verilen hükmün sanığın yakalama kararı üzerine ifadesi alınırken bildirdiği son adresine tebliğe çıkarıldığı, tanınmadığı bildirilerek iade edilmesi üzerine mernis adresine çıkarılan gerekçeli kararın Tebligat Kanununun 21. maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanığın tebligat tarihinde şimdiki eşini kaçırması nedeniyle iki aile arasındaki kavgalardan korunmak için saklandıklarından tebligattan haberinin olmadığına ilişkin mazeretinin geçerli bir mazeret olarak kabul edilemeyeceği ve eski hale getirme isteminin yerinde olmadığı belirlenerek yapılan incelemede; Yokluğunda verilen ve 08.10.2012 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ...

              UYAP Entegrasyonu