(Muhalif) KARŞI OY YAZISI Davacı velayetin kaldırılması davası açmış, ilk derece mahkemesi, ara kararla küçüğün anneannenin bakım ve gözetiminde bırakılmasına, hükümle ise velayetin babadan kaldırılmasına, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar vermiştir. Her iki taraf vekilin istinaf yoluna başvurması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi, davalı tarafın istinaf talibinin tümüyle reddine, davacı tarafın istinaf talebiyle ilgili olarak ise; kişisel ilişki yönünden istinaf talebinin kabulüne karar vermiş, velayet ve kişisel ilişki düzenlenmesi konularında yeniden hüküm kurmuştur. Velayetin kaldırılması, velayetin eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin geri verilmesi çekişmesiz yargı işleri arasında [HMK m.382-(2)-b)-13)] sayılmasına karşın, kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin dava ve işler, çekişmesiz yargı işleri (HMK m.382) arasında sayılmamıştır....
Dava, kişisel ilişkinin kaldırılması veya azaltılmasına ilişkindir. Mahkemece taraf delilleri toplanmış ve uzman raporu alınmıştır....
Evlatlık ilişkisinin kaldırılması, TMK'nun 317. ve 318. maddelerinde düzenlenmiş olup, TMK'nun 317.maddesine göre; "yasal sebep bulunmaksızın rıza alınmamışsa, rızası alınması gereken kişiler, küçüğün menfaati bunun sonucunda ağır biçimde zedelenmeyecekse, hakimden evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilirler." Yine TMK'nun 318. maddesine göre; "evlat edinme esasa ilişkin diğer noksanlıklardan biri ile sakatsa, Cumhuriyet Savcısı veya her ilgili evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilir. Noksanlıklar bu arada ortadan kalkmış veya sadece usule ilişkin olup, ilişkinin kaldırılması evlatlığın menfaatini ağır biçimde zedeleyecek olursa, bu yola gidilemez." hükümleri düzenlenmiştir. Davacılar, evlatlık olarak verilen müşterek çocukları Ferah'ın davalı T3'ca bakılıp büyütülmediğini, evlatlık ilişkisinin kaldırılması gerektiğini ileri sürmüşlerdir....
Ancak, taşınmaz üzerindeki kişisel haktan kaynaklanan davalar taşınmazın aynına yönelik bir hak sözkonusu olmadığı için HUMK'nun 13. maddesinde düzenlenen yetki kuralına tabi değildir. Diğer bir anlatımla, bu tür davaların taşınmazın bulunduğu yerde açılması gerekmez. Somut uyuşmazlıkta; davacı 16.03.1994 tarihli sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkına dayanmakta olup ayrıca davalı ... Turizm A.Ş. ile düzenledikleri 21.09.1994 tarihli sözleşme ilişkisinin de sona erdiğini ileri sürerek çekişmenin giderilmesi, elatmanın önlenmesi ve menkullerin teslimini talep etmektedir. Her iki sözleşmede de taraflar yetki anlaşması yapmışlar, uyuşmazlık halinde Ankara mahkemelerinin yetkili olduğunu kararlaştırmışlardır. Dava kişisel hakka dayalı bulunduğundan ve mutlak yetki kuralına tabi olmadığından tarafların yetki anlaşması yapmaları mümkündür. Davacı da yetki anlaşması doğrultusunda davasını Ankara mahkemelerinde açmıştır....
Bu ilkeye evlatlık ilişkisinin çözülemezliği denmektedir. (Aydoğdu, a.g.e sh.646) 743 sayılı Mülga Medeni Kanunun anlayışından ayrılan yürürlükteki 4721 sayılı TMK, evlatlık ilişkisinin taraflarca keyfi bir şekilde kaldırılmasının önünü kapamıştır. 4721 sayılı TMK'da evlatlık ilişkisinin tarafların iradesi ile sona erdirilmesi imkansız hale gelmiş olup, kanunda belirtilen haller dışında evlatlık ilişkisinin sona ermesi de mümkün olmayacak şekilde düzenlenmiştir. Kanuna göre, evlatlık ilişkisinin, evlat edinme için gerekli koşulların yerine getirilmemesi halinde mahkeme tarafından kaldırılması söz konusu olacaktır. Kanun koyucu, yaptığı düzenlemeyle, evlatlık ilişkisi ile soybağı ilişkisi arasındaki farkları en aza indirgemeyi amaçlamıştır....
Alacaklı icra mahkemesinden alacağı yetki ile (İİK m. 112) paydaşlığın giderilmesi davası açarak, elbirliği ile mülkiyet ilişkisinin sona ermesini sağlayıp, o pay sıra cetveli sonuca düşecek olan kısmı alabilir. Bu açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde, borçlunun murisinden kalan mallarının bulunup bulunmadığının araştırılması bir zorunluluk olup, Anayasadaki temel hak ve özgürlükler ve bu kapsamda kişisel verilerin korunmasına aykırılık oluşturmaz. Bu nedenle alacaklının isteminin kabulü ile icra müdürlüğünün 19.04.2022 tarihli kararının kaldırılması görüşünde olduğumuz için çoğunluk görüşüne katılamıyoruz. 14.06.2023...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış kişisel ilişkisinin kaldırılması istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından tarafların tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
yalnızca 250,00 TL'den ibaret olduğu hususları dikkate alınarak birleşen davada davacının velâyetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine ve ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişkiye dair asıl davada hüküm verildiğinden davacı babanın kişisel ilişki talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine, çocuklarla anne arasında kişisel ilişkinin yerinden düzenlenmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Davanın tamamen kabul edilmemesini istinaf etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle"...aşamadaki benzer vakıaları tekrar ile alınan raporun yeterli olmadığını,velayet değişikliği davasının kabulü karşı davanın reddi gerektiğini", Davalı-davacı vekili ise özetle"...belirlenen kişisel ilişki gün ve saatlerinin uzun olduğunu,dahada kısaltılarak yatılı olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiğini"istinaf sebebi yapmışlardır. GEREKÇE : Dava,başlangıçta velayet değişikliği ve karşı davada çocuk ile kişisel ilişkinin kaldırılması/olmazsa yeniden düzenlenmesi isteğine ilişkindir....