DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Düzenlenmesi İştirak Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı baba tarafından her iki dava yönünden; davalı-davacı anne tarafından ise kişisel ilişkinin süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Müşterek çocuklardan ....oğumlu olup idrak çağında oldukları anlaşılmaktadır. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin.... Sözleşmesinin 3. ve 6., Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir....
Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; "davalının gayri ahlaki yaşantısının olduğu, ancak bu durumun çocuğu ile görüşmesine engel nitelikte olmadığı, ancak çocuğun yatılı kalmasının çocuk için uygun olmadığı, uzman raporu doğrultusunda çocuğun yatısız olarak kişisel ilişki kurulmasının çocuğun baba ile düzenli görüşmesi, çocuk ile baba arasındaki ilişkiyi güçlendireceği, tarafların çocuğun gelişimi açısından birbirlerine yönelik olumsuz tutum ve davranışları bir kenara bırakmaları gerektiği, bu aşamada çocuk ile babanın düzenli görüşmesinin çocuk yararına olduğu gerekçesiyle kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması talebinin reddine, daha önce düzenlenen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ve yatısız olarak çocukla baba arasında kişisel ilişki düzenlenmesine" karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların anlaşmalı boşandıkları, çocukların velâyetinin annelerine verildiği ve baba ile protokolde kararlaştırdıkları şekilde kişisel ilişki kurulduğu her ne kadar baba ortak çocuklarla kişisel ilişkinin her hafta sonu yatılı olacak şeklide düzenlenmesi, aksi halde görüş günlerinin uzatılması talep edilmiş ise de dosyada aldırılan sosyal inceleme raporunda; ortak çocukların babaları tarafından şiddet gördüklerini ve yatılı olarak kalmak istemediklerini beyan ettiklerinden idrak çağına haiz çocukların beyanlarına itibar edildiği, kadının kişisel ilişkinin kaldırılması veya azaltılması talebinin değerlendirilmesinde; ortak çocuklar ile baba arasındaki ilişkinin kopmaması, aralarındaki duygusal bağın güçlenmesi açısından ve ortak çocukların üstün yararı gözetilmekle taraflar arasındaki boşanma kararında kurulan ortak çocuklar ile babaları arasındaki şahsi ilişki süresinin yeterli olduğu...
Daire bozma kararına karşı taraf vekilleri karar düzeltme talebinde bulunmuştur. 3.Dairenin 21.05.2018 tarihli 2017/5695 Esas, 2018/6433 Karar sayılı kararıyla, Mahkemece veâyet düzenlemesi yapılırken yaşları sebebiyle veâyet konusunda görüşlerini açıklama olgunluğuna erişen ortak çocukların görüşlerine başvurulmadığı gibi, çocuklar ile anne ve babanın yaşam koşullarının ve çocuklar ile ebeveynlerin ilişkilerinin değerlendirilmesi bakımından sosyal inceleme raporu da alınmadığı gerekçesiyle davalı-karşı davacı erkeğin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 08.06.2017 gün ve 2015/25180 Esas ve 2017/7141 Karar sayılı ilamının veâyet düzenlemesi, iştirak nafakası ve kişisel ilişki düzenlemesine yönelik yerel mahkeme hükmünün onanmasına ilişkin bölümünün kaldırılmasına, veâyet düzenlemesine bağlı olan ortak çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakaları ile kişisel ilişki düzenlemesine yönelik tarafların temyiz itirazlarının incelenmesi mümkün bulunmadığından...
İştirak nafakası (TMK 182/2.maddesi) miktarının belirlenmesinde ana babanın özelliklerine ilişkin ilkelerden bir diğeri sonuncusu ana babadan geliri olmayan iştirak nafakası vermemelidir ilkesidir.Ekonomik sosyal durumu yetersiz ise katılmak zorunda da değillerdir.Örneğin velayet kendisinde bulunmayan taraf yoksulluk nafakası alıyorsa iştirak nafakası vermek başka bir anlatımla çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmak zorunda değildir.Kendi geçimini sağlamaktan yoksun olanın katkısının beklenemeyeceği doğaldır.Velayet hakkına sahip olmayan eşin çalışamayacak durumda olduğu sağlık kurulu raporu ile ve gelirinin bulunmadığı soruşturma yazılarıyla anlaşılmış ise ödeme gücü bulunmayan ana ya da babanın iştirak nafakası ile yükümlü tutulması elbette olanaklı değildir. (Ö.. U..G.., Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku, Ankara 2008, sayfa 1323-1324) Yargıtayın yerleşik görüşüne göre de, yoksulluk nafakası alan eşten iştirak nafakası talep edilemez....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk ...için aylık 350 TL iştirak nafakasının dava tarihinden aylık 200 TL'e indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi istemine ilişkindir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Taraflar evlendikten sonra vize işlemleri uzun sürdüğü için davalı bir süre Türkiye'de kaldığı, Avusturya Cumhuriyeti vize alabilmek için Almanca sınavında başarılı olma şartı getirdiği, davacı Almanca dil sınavını 3. girişinde kazandığı, bu sınavların dönemlik yapılıyor olması davacının yurt dışına gidişini geciktirdiği, evlenmeden önce taraflar bu olasılıkları konuştuğu, her iki tarafta bu şekilde evlenmeye razı olduğu, davacı taraf uzun süren vize alma işleminden sonra yurt dışına gittiği, davalı müvekkili ne yaptıysa da davacıyı eve dönmeye ikna edemediği, tek başına yurt dışına dönmek zorunda kaldığı, davacı bir süre Türkiye'de kaldıktan sonra davalı müvekkilİ tarafından ikna edilerek müşterek haneye döndüğü, daha sonra taraflar ortak bir karar alarak Türkiye'ye yerleşmeye karar verdiği, müvekkili geçimini sağlamakta sıkıntıya düştüğü, müvekkili davalı Türkiye'de gelir elde edemez olduğu, büyük bir çıkmaza düştüğü, çalışmak amacıyla geçici...
Temyiz Sebepleri Davalı karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tamamıyla kusurlu olduğunu, erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşmadığını, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesinin ... olmadığını, çocuk Mustafa Kemal'in babaanneden şiddet gördüğünü babanın bunu umursamadığını, erkeğin ortak çocukların anne ile görüşmesini engellediğini, kişisel ilişkinin yetersiz olduğunu, müvekkilinin Trabzon'da çocukların ise İstanbul'da yaşadığını, kişisel ilişkinin buna göre düzenlenmesi gerektiğini, müvekkilinin işsiz olduğunu, iştirak nafakasına hükmedilmesinin ... olmadığını, müvekkilinin zorunlu sebepler ile işinden istifa etmek zorunda kaldığını, bu kapsamda yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğunu, müvekkili yararına tazminat verilmesi gerektiğini belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri, velâyet düzenlemesi iştirak nafakası ve kişisel ilişki yönlerinden...
GEREKÇE: Davanın konusu, velayetin düzenlenmesi, iştirak nafakası, çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırı gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir....