WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davacı annenin sezonluk yaz kurslarında öğreticilik yaptığı, 500.00 TL kazandığı, baba evinde kaldığı; davalı babanın muhasebeci olduğu, 1.500.00 TL geliri olduğu, 600.00 TL kira ödediği, yeniden evlendiği, eşi ve 2008 yılında doğan çocuğu ile yaşadığı; tarafların ortak çocuğunun ise, 16/11/2002 doğumlu olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaç düzeyi, özellikle davalı babanın yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereği ortak çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunduğu gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen ve artırılan iştirak nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır....

    Taraflar arasındaki çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması, mümkün olmazsa yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir. Kararın davalı baba vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....

      ile velayet anneye bırakılmış, çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası ile, kadın yararına aylık 170 TL. tedbir ve 10.000 TL toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir....

        Buna bağlı olarak; çocuğun ergin olması ile iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması talebi ile dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Diğer taraftan, kanun gereği çocuğun ergin olması ile kendiliğinden sona eren iştirak nafakası nedeniyle davacı hakkında takip bulunması halinde dahi, davacının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca şikayet yoluna başvurma imkanının bulunduğu, diğer bir ifade ile bir hakkın, mahkeme kararına gerek olmaksızın, başka bir yolla ve aynı ölçüde güvenli olarak elde edilebilmesinin mümkün olduğu, bu durumda o hakla ilgili olarak dava açılmasında hukuki yararın bulunmadığı açıktır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince verilen ilk kararda; "...Her ne kadar davalı babanın evlat edinme konusunda rızasının aranmaması talep edilmiş ise de, TMK.nun 311....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince verilen ilk kararda; "...Her ne kadar davalı babanın evlat edinme konusunda rızasının aranmaması talep edilmiş ise de, TMK.nun 311....

          Nur ile ilgili de velâyet, kişisel ilişki düzenlemesi, tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de ortak çocuk ... Nur 21.04.2002 doğumlu olup bölge adliye mahkemesi karar tarihi olan 29.09.2021 tarihinde ergindir. Ortak çocuk ... Nur yararına hükmedilmiş olan tedbir nafakası da çocuğun ergin olduğu tarih itibariyle son bulmuştur. Bu itibarla bölge adliye mahkemesince ergin olan ortak çocuk ... yönünden velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi yapılarak lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru değildir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2). SONUÇ: Yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple; temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasından 3/a ve 3/b. bentlerinin tamamen çıkarılmasına, yerine 3/a. bendi olarak; "Tarafların müşterek çocuklarından 2012 doğumlu ...'...

            ya gittiğini, davalının çocuğun velayetinin kendisine verilmesi ayrıca mal varlığında istemde bulunmamak şartı ile kendisini anlaşmalı boşanmaya zorladığını, bu şekilde boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin davalı babaya bırakıldığını, ancak çocuğun kendisi ile yurt dışına çıktığını, davalının yurt dışına çıktıkları 14/02/2000 tarihinden beri çocuk ile maddi ve manevi olarak ilgilenmediğini, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesi ve aylık 1000 TL iştirak nafakası talebi ile ... 2. Aile Mahkemesinin 2012/652 Esas sayılı dosyası üzerinden ayrıca dava açtığını, yaklaşık 13 yıl davalının desteği olmadan çocuğun giderlerini karşıladığını beyan ederek, fazlaya ait hakları saklı kalmak şartı ile çocuk için geçmişe yönelik yapılan masraflara karşılık olmak üzere 20.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İncelenen Mahkeme kararının velayetin değiştirilmesine, müşterek çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki yönünden hüküm kurulmamasına ve vekalet ücretine ilişkin olarak usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı babanın bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-2.maddesi gereğince davacı annenin iştirak nafakasının başlangıç tarihi yönünden istinaf talebinin kabulü ile, İlk derece Mahkemesi kararının bu yönden DÜZELTİLEREK YENİDEN İŞTİRAK NAFAKASI HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, Davacı annenin iştirak nafakası yönünden sair , davalı babanın iştirak nafakası yönünden tüm istinaf itirazlarının ESASTAN REDDİNE, - Velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuklar lehine 13/03/2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, ayrı ayrı aylık 300'er TL (toplamda 600,00 TL) iştirak nafakasının, davalı babadan alınarak çocuklara harcanmak üzere davacı...

              Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde gözönünde tutulur. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Kişisel ilişki düzenlemesinde çocuğun menfaatleri yanında analık ve babalık duygularının tatmini de esastır. Kişisel ilişki hakkı, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir. Buna göre mahkemece yapılan düzenleme gereğince müşterek çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuk yararına olduğu ve kişisel ilişki ile ilgili düzenlemelerin her zaman değiştirilebileceğinden davacının kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Tarafların tedbir nafakası yönünden; TMK'nun 169. maddesi ayrılık ya da boşanma davasının açılması ile ve davanın devamı süresince hakimin gerekli gördüğü geçici önlemleri re'sen alabileceğini düzenlemiştir....

              UYAP Entegrasyonu