İştirak nafakası yönünden değerlendirmede;TMK.nun 327. maddesinin 1. fıkrasında "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır" aynı kanunun 328/1. maddesinde " ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder" 329/1. maddesinde de "küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir" hükmü yer almaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın iddialarını destekler mahiyette somut bir delilin sunulamadığı, çocukla anne ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, davalı babanın çocuğu ile kurduğu kişisel ilişkisini devam ettirmesi çocuğun menfaatine olacağı , kanunun aradığı çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması veya sınırlandırılması yasal şartlarının somut olayda gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Ayrıca kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davalı-davacı babanın, bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli delil mevcut olmadığı gibi, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun ciddi olarak tehlikede olduğuna ilişkin bir delil de bulunmamaktadır. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. O halde, davalı-davacı baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişkinin daha uzun süreli ve yatılı olacak şekilde düzenlenmesine karar verilecek yerde, kişisel ilişkinin sınırlandırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Davacı-davalı kadının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı-davalı anne tarafından açılan kişisel ilişkinin kaldırılması ve davalı-davacının açtığı birleşen velâyetin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince annenin davasının kısmen kabulü ile ortak çocuklar ... ve ... ile davalı-davacı baba arasında yatısız ve refakatçi eşliğinde kişisel ilişki düzenlenmesine ve davalı-davacı babanın velâyetin kaldırılması davasının reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı-davalı anne tarafından asıl dava, davalı-davacı baba tarafından ise saatlik ve refakatçi eşliğinde kişisel ilişki kurulması yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, kişisel ilişkinin kaldırılmasına davasının reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi hükmü taraflarca temyiz edilmiştir....
Davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; çocuğun babaya gösterilmediğini ve babanın çocuğuna karşı özlem içerisinde olduğunu belirterek babayla çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasını talep ve dava etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....
Birleştirme kararı sonrası yapılan tahkikat sonucu mahkemece neticeten ve özetle"...davacı-davalı erkeğin kişisel ilişkinin kaldırılması davasının reddine-birleşen davanın kabulü ile babada olan velayetlerin kaldırılmasına ve velayetlerin anneye verilmesine,baba ile kişisel ilişki tesisine-04.11.2019 tarihli ara kararı ile her bir çocuk için takdir edilen aylık 500'er TL.tedbir nafakasının davacı-birleşen davalıdan alınarak davalı-birleşen davacıya verilmek üzere karar kesinleşinceye kadar devamına ,sonrasında da iştirak nafakası olarak devamına"karar verilmiş,karara karşı davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :İştirak Nafakası, Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, nafakanın başlangıç tarihi yönünden; davalı tarafından ise kişisel ilişki, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle 28.11.1958 tarih ve 15/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararından; nafakanın arttırılması, kaldırılması veya nafakaya hükmedilmesine dair istemlerin kabulüne dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verileceğinin anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50'şer TL. temyiz başvuru...
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı karşı davalı koca; iştirak nafakası yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı karşı davacı kadın; kişisel ilişki, iştirak nafakası miktarı yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Velayet ve kişisel ilişkinin düzenlenmesinde asıl olan çocukların üstün yararı ve menfaatidir. Velayet ve kişisel ilişkinin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK.md.385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Bir başka deyişle velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir....
kusurun erkekte olduğu, müvekkilin kısmi engeli olduğu, çalışabilecek durumda olmadığı dikkate alınarak her bir ortak çocuk için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın için de 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, kişisel ilişki, çocuklar için tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için yoksulluk nafakası yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur. 2.Davalı erkek temyiz başvuru dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminatlar yönünden kaldırılması gerektiğini, gelirinin geçimine yetmediğini belirterek nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur....
TMK.182/2. maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı yasanın, TMK 327.maddesinin 1.fıkrası " Çocuğun bakımı eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır" hükmünü, 330.maddesinin 1.fıkrasının ilk cümlesi; "Nafaka miktarı çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir." hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, iştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana ile babanın mali durumlarına göre takdir edilir....