İstinaf Sebepleri 1.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; çocuklar ile davalılar arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasını, çocuklar açısından telafisi imkansız zararlara yol açabileceğini beyan ederek davanın tamamen kabul edilerek kişisel ilişkinin kaldırılması yönünde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 2.Davalı ... istinaf başvuru dilekçesinde özetle; torunları ile aralarında kurulan kişisel ilişkide hiçbir sorun olmadığını, çocukların huzurlarının tehlikeye girdiğine dair somut delil bulunmadığını, Yargıtay'ın incelemesinden geçerek kurulan kişisel ilişki tesisinin yeniden kurulması gerektiğini beyan ederek davanın reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. C....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından; kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayeti anneye verilen 04/04/2014 doğumlu küçük ile davalı-davacı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin 5 yaşını doldurana kadar ve 5 yaşını doldurduktan sonraki dönem için olmak üzere, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocukların yaşları ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru değildir....
Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveyniyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Somut olayda, çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır. Bu haliyle, Aksaray 1....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili yasal süresinde sunduğu 06.01.2022 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ortak çocuğa her konuda yardımcı olmak istediğini, ortak çocuğun sağlığı, eğitim, sosyalleşmesi için elinden geleni yaptığını, kişisel ilişki sürelerinin kısa olduğunu, uzman raporlarının dikkate alınmadığını, talep gibi karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava; çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davacı vekili süresinde hükmün tamamı yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....
Bu hak, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya alınabilir (Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4). Mahkemece velayeti davacı annede olan küçük ile davalı baba arasında uzman aracılığı ile kişisel ilişki kurulmuştur. Toplanan delillerden; çocuğun babayı tanımıyor olması sebebiyle kaçırılma korkusu yaşaması kişisel ilişkinin ileriki zamanlarda değişen durum ve koşullara göre yeniden düzenlenmesinin mümkün olmasına göre her ayın 1. Cumartesi günü ve dini bayramların 2. günü yatılı olmayacak şekilde uzman refakatinde kurulan kişisel ilişki çocuğun üstün yararına uygun ise de; her yıl 1-31 Temmuz tarihleri arasında yatılı olarak kurulan kişisel ilişkinin psikolog eşiliğinde tesisi infazda sıkıntı yaratacağı gibi kişisel ilişkiden beklenen amaca da aykırıdır. Ne varki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m.438/7)....
CEVAP Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde sunduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde; tarafların, erkeğin ortak çocuk ile kişisel ilişki kuracağı günlere ilişkin anlaştıklarını, erkeğin bu anlaşmaya rıza gösterdiğini, ortak çocuğun halen küçük ve anne bakımına muhtaç yaşta olduğunu, davacı tarafın bazı görüş günlerinde çocuğu ile kişisel ilişki kurmaktan kaçındığını, erkeğin öfke problemi ve şiddet eğiliminin olduğunu belirterek davanın reddi ile kişisel ilişkinin kaldırılması veya süresinin azaltılması ya da refakatçi eşliğinde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....
Kararın davalı- davacı erkek vekili tarafından kişisel ilişkinin süresi, birleşen velâyetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması davasının reddi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine, erkeğin sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı kadın vekili vekilleri tarafından kişisel ilişkinin süresi ve vekâlet ücreti yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, 16.06.2015 tarihinde açtığı dava ile münhasıran iştirak nafakasının artırılmasını talep etmiş, daha sonra sunduğu 29.09.2015 tarihli dilekçesiyle baba ile ortak çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kısıtlanarak yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Hakim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlamayamaz (HMK m. 24). Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26). Davacının kişisel ilişkinin kısıtlanarak yeniden düzenlemesine yönelik usulüne uygun olarak açılmış bir davası bulunmamaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların 02.07.2017 tarihinde evlendikleri, 18.12.2019 tarihinde boşandıkları bu evliliklerinden Yiğit isimli çocuklarının olduğu, davacı kadının 01.12.2020 tarihinde Kamil isimli kişi ile evlendiği, bu evliliğinden 1 çocuğunun olduğu, davalının 11.06.2020 tarihinde Ayşe isimli kişi ile evlendiği, bu evliliğinden 1 çocuğunun olduğu, davacı kadının eşinden 8 aydır ayrı yaşadığı, halen çocukları ve ailesi ile aynı evde yaşadığı, ev hanımı olduğu, davalı erkeğin günlük yevmiyeci olarak çalıştığı eş ve çocuğuyla ikamet ettiği, SİR raporunda kişisel ilişkinin artırılması gerektiğinin belirtildiği, davacı kadının müşterek çocukla 2 haftada bir düzenli olarak görüşmesi, SİR raporunda kişisel ilişkinin genişletilmesi gerektiğinin belirtilmesi ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında kişisel ilişkinin genişletilmesi talebinin kabulünün doğru olduğu, ancak davalı tarafın velayeti kullanmasına engelleyecek şekilde kişisel ilişkinin her hafta sonu...
Kişisel ilişkinin kaldırılması davasına ilişkin alınan sosyal inceleme raporu yetersizdir....