Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir. Mevzuatımızda, düğün sırasında takılan ziynet ile parasal değeri olan bütün eşyanın aidiyeti konusunda yazılı bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki, örf ve adet hukuku uygulanmaktadır. Yargıtayın yerleşik uygulamasına, yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Yani erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğu kabul edilmektedir....
Mahkemece; ziynet eşyalarının aynen iadesine (ayar, adet ve gramları ile birlikte hükümde tek tek belirtilerek), olmadığı takdirde bilirkişi tarafından belirlenen miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, HUMK 388 ve HMK 297 maddesine aykırı infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/04/2023 NUMARASI : 2023/91 ESAS 2023/310 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar evlenirken müvekkiline takılan 9 adet 22 ayar 140 gram burma bilezik ile çocukların doğumunda ve sünnetinde takılan 3 adet yarım altın ve 1 adet çeyrek altının davalı tarafından harcanıp, iade edilmediğinden bahisle ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde şimdilik 1.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıdan ziynet eşyası alındığı iddiasının doğru olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/05/2023 NUMARASI : 2022/133 ESAS 2023/428 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; düğünde müvekkiline takılan 6 adet 20'şer gram bileziğin evliğin 2.ayında davalı ve ailesi tarafından alınıp, iade edilmediğinden bahisle şimdilik 2.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de dava değerini 90.850,80 TL olarak ıslah etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıdan herhangi bir ziynet eşyası alınmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 27/12/2019 NUMARASI : 2018/283 ESAS-2019/852 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların 06.06.2007 tarihinde evlendiklerini, boşanma davasından anlaşılacağı üzere davalı müvekkilinin oldukça fazla olan ziynet eşyalarını babası ile çiftlik kuracağını söylemiş ve davacıya iade etmemesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000- TL bedelle açılmış olan ziynet alacağı davasına konu 40 adet bebek altını, 1 adet zincir küpe künye takımı, 3 adet hediyelik bilezik ve 10 adet bilezik bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı-karşı davacı kadın vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata, düğünde takılan ziynet eşyaları için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL ziynet alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı kadın vekili, 02.10.2018 tarihli dilekçesinde; dava konusu ettikleri ziynet eşyalarını; 203 gram 22 ayar bilezik, 2 tam Cumhuriyet altını, 1 yarım altın, 14 çeyrek altın, 1 gram altın ve 2.000,00 TL nakit para olarak açıklamıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle"...ziynet davasının da kabul edilmesi gerektiğini,adli yardım talepleri kabul edilmesine rağmen aleyhlerine yargılama giderlerine ve harca hükmedilemeyeceğini,davalı yanın vekili olmadığı halde onun lehine ücreti vekalete hükmedildiğini"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE : Boşanma ve ferileri ile birlikte kişisel eşyanın iadesi-olmazsa bedelinin tahsili talebinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarakinceleme yapılmıştır. Tüm dosya kapsamı ile; Sadece davacı kadın istinaf başvurusunda bulunmaktadır ve sadece reddedilen ziynet talepleri ile ilgili hüküm kısımlarına karşı istinaf sebepleri ileri sürülmüştür. Ziynet eşyası davalarında, ispat hukuku yönünden öncelikli kural; davacı kadın eş tarafından dava konusu edilen ziynet eşyalarının, cins, sayı, nitelik ve miktar olarak varlığının kanıtlanmış olması gerekliliğine ilişkindir....
Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür....
Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyalarının kaynanası ve kayınbabası olan davalıların evindeki kasada bulunduğunu ileri sürmüş, davalılar ise ziynet eşyalarının davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Somut olayda; dinlenilen davacı tanıkları, ziynet eşyalarından alyans, tektaş yüzük ve beştaş yüzüğün davacı ile davalı ...'nin ortak konutunda bulunduğunu beyan etmişlerdir. Buna göre, davacı, bu ziynet eşyalarının davalı ... tarafından alınarak kaynanası ve kayınbabası olan diğer davalıların evindeki kasada muhafaza edildiği yönündeki iddiasını ispat edememiştir....
Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bu bağlamda davacı; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür. Somut olayda; davacı kadın düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının erkek tarafından bozdurularak kamyon alındığını ve iade edilmediğini ileri sürmüştür....