Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, 6943 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını semt spor sahası yeri olarak davalı belediyeye bağış suretiyle devrettiklerini ancak aradan geçen süreye rağmen bağışlama amacının davalı ... tarafından yerine getirilmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacıların paylarını belediyeye kayıtsız ve şartsız olarak bağışladıklarını, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu ... nolu parselin dini ve hayri hizmetlerde değerlendirilmek üzere davalı vakfa bedelsiz devredildiğini, ancak koşulun yerine getirilmediğini, davalı vakfa yaptığı başvuru üzerine taşınmaz üzerinde herhangi bir proje ve inşaat yapılmadığının ve maddi imkansızlıklan nedeni ile yapılamayacağının bildirildiğini ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, bağıştan rücu şartlarının gerçekleşmediğini, davanın Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürlüğü'ne yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın husumet nedeniyle reddini savunmuştur....

      HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada;Davacı, mirasbırakan babası ... ’nun 5626 ada 1 parsel sayılı taşınmazın paydaşı iken, imar çalışmaları sırasında taşınmazlar ''kreş'' olarak planlandığından belediye tarafından paylarının bağışlanmasının talep edildiğini ve mirasbırakanının da kreş yapılması amacıyla taşınmazdaki payını belediyeye bağış suretiyle devrettiğini, ancak taşınmazda kreş yapılmadığını ileri sürerek, murisin hibe ettiği payının iptal ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, taşınmazların kayıtsız ve şartsız bağışlandığını, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 818 Sayılı Yasanın 246/2. maddesi gereğince mirasçıların rücu hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine,... Bölge Adliye Mahkemesi 1....

        CEVAP Davalı, Türk Borçlar Kanunu’nun 297. maddesine göre bağıştan rücu istemiyle açılmış olan davada 1 yıllık hakdüşürücü sürenin geçmiş olduğunu, 30 ada 3 parsel sayılı taşınmazın milli savunma amacıyla kullanılmak üzere... isimli malikten kamulaştırılarak Hazine adına tescil edildiğini ve 07/07/1970 tarihinde Milli Savunma Bakanlığına tahsis edildiğini, daha sonra 1 parsel sayılı taşınmaz ile tevhid edilerek 30 ada 4 parselin oluşturulduğunu, 18/08/1993 tarihinde aynı şekilde Milli Savunma Bakanlığına tahsisinin yapıldığını, davacıların taşınmazın maliki olmadıklarından taraf sıfatlarının bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. III....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının, davalının oğlu ile evlendiği, çeyiz senedinin davalı tarafından imzalandığı, eldeki davada kayınpederin davalı olup Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2016/29578 Esas 2019/11637 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere taraflar arasında Aile Hukuku kapsamında bir ilişki mevcut olmayıp düzenlenen mehir senedinin Borçlar Kanunu kapsamında bir sözleşme olduğu, bu nedenle davaya asliye hukuk mahkemesi tarafından bakılması gerekirken aile mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi hatalı olduğundan davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1- a-3 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

          Bağışlanan bağışlayana veya yakınlarına karşı bir cürüm işlerse veya yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse bağışlayan bağıştan dönme(rücu) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebilir. Bağıştan dönme (rücu) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 295. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 244.) maddesinde aynen; “Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde,bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir. Bağıştan dönme(rücu), kurulmuş olan bir sözleşmeyi sonradan ortaya çıkan sebeplere göre sona erdiren yenilik doğurucu bir hak olduğundan, bağışlanan ancak dönme(rücu) anında elinde kalan miktarı vermekle yükümlüdür....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ziynet ve eşya alacağı ile bağıştan rücu davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı(birleşen dosya davalısı) tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı(birleşen dosya davalısı) vekili Av.... ile davalılar(birleşen dosyanın davacıları) vekili Av.... geldiler....

            GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Tapusuz taşınmazlarda bağıştan dönme, herhangi bir şekle tabi olmasa da somut olayda bağıştan dönme sebeplerinin bulunup bulunmadığı araştırılmadığından bağışlama var ise tarihi, taşınmazların zilyetliğinin davacı ve muris eşine devredilip devredilmediği, bağış sözleşmesinin gerçekleştiğinin ispatlanması halinde davalı ...'ın ne zaman bağıştan rücu ettiği ve bağış tarihi ile bağıştan rücu tarihi arasında 20 yıllık sürenin geçip geçmediği hususlarının araştırılması" gereğine işaret edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Davacı taşınmaz maliki ... bağıştan rücu, diğer davacılar ..., ..., ... ve ... miras taksim sözleşmesinin iptalini talep etmişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmişlerdir. Asıl hukuki uyuşmazlık bağıştan rücu nedenine dayanmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen Geçici 14. maddesi gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay ( 1. ) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay ( 1. ) Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece,davacı tarafça 24/03/2008 tarihinde açılmış olan boşanma davası ile, davalı eşin sadakatsizliği ve güven sarsıcı davranışları dava dilekçesinde boşanma nedeni olarak gösterilmiş olup,davacı tarafından rücu sebebi olarak gösterdiği nedenleri 24/03/2008 tarihi itibarı ile bilmesine rağmen 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra bu dava açılmış olduğundan davanın reddine karar verilmiştir. Borçlar kanununun 244.maddesi uyarınca,bağışlanan bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir cürüm işlerse ya da bağışlanan bağışlayana ya da ailesi için kanunen mükellef bulunduğu vazifelere karşı ehemmiyetli bir surette riayetsizlikte bulunursa,bağışlayan bağıştan rücu ile bağışlanan elinde ne kalmış ise onun iadesini dava edebilir. Rücu sebebi bağışlananın bir fiilidir. Fiilin tamamlandığı anda bağışlayanın rücu hakkı doğar. Borçlar Kanununun 246. maddesinde bağıştan rücu davaları için 1 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüştür....

                  UYAP Entegrasyonu