WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi'nin 2020/728 Esas Sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde 21/09/2021 tarihinde tarafların boşanmasına karar verildiğini, boşanma davasında verilen kararın davalı tarafça temyiz kanun yoluna başvurulması nedeniyle henüz kesinleşmediğini, taraflar arasında 18.08.2000 yılında yapılan imam nikahı sırasında 22 ayar 160 gram altın miktarı yazılı çeyiz (mehir) senedi orada bulunan şahitler huzurunda imzalanarak müvekkiline verildiğini, söz konusu senedin 7. maddesinde mehir olarak belirlenen 22 ayar 160 gram altın miktarının yazılı olarak bulunduğunu, davalı tarafından taahhüt edilen 22 ayar 160 gram altın müvekkiline ödenmediğini, çeyiz (mehir) senedi yazılı delil başlangıcı olduğunu, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davalının davaya konu mehir senedinde yazılı ziynet eşyasına ilişkin taahhüdü yerine getirdiklerini yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, 18.08.2000 tarihli çeyiz (mehir) senedinin 7. maddesinde belirtilen davalı tarafından taahhüt edilip ödenmeyen...

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davada kişisel eşyanın iadesine ilişkin olarak açılmış gibi gözükse de davada davalı olarak bulunan müvekkillerinin eşlerden Dudu Akhan'ın babası ve amcası ve yine davacı olarak bulunan kişilerden biri de eşlerden T1 babası olduğunu, davada kişisel bir malın iadesinin talep edilmediğini, düğün masraflarına ilişkin harcamaların tazminat kapsamında istenildiğini, görev itirazında bulunulduğunu, davacılar tarafından istenilen değerlere bakıldığında bu değerlerin ikiye ayrıldığını, birincisinin düğün için yapılan masraflar olduğunu, ikincisinin de düğün sebebiyle geline bağışlanan altınlar olduğunu, davanın gelinin amcası ve babasına açılamayacağını yalnızca eşlerden biri olan Dudu Akhan'a açılabileceği, ziynet eşyaları hususunda bağıştan dönme işlemi olduğu ve görevli mahkemenin aile mahkemesi olmadığı, davanın tarafları bağışlamayı yapan kişi ve eşyanın bağışlandığı kişi olabildiğini, eşlerin baba ve amcaları ya da akrabalarının davanın...

Maddesine göre bağıştan dönme hakları bulunduğunu, dava konusu olan bu altın ve eşyaların müvekkillerinin elinde bulunduğu kabul edilse bile bunları iade etmeme haklarının bulunduğunu, yukarıda belirttikleri gibi davalıya düğünde zincir olarak bir altın hibe edilmediğini, bilezikleri ise davalının rızasıyla eşi tarafından bozdurulduğunu, normal şartlarda bile davalı verdiği için bunları isteme hakkı olmadığını, izahları doğrultusunda bağıştan dönme hakkının kabul edilerek davalının boşanma ile ilgili Mahkememizin 2018/473 E sayılı dosyasında karşı dava içinde iadesini istediği ziynet ve eşyalarla ilgili talebinin reddine karar verilmesi için iş bu hibeden rücu davasını açmak mecburiyeti hasıl olduğunu arz ettikleri sebeplerle davanın kabul edilerek Hibeden rücu sebebi ile açtıkları bu davanın kabulüne karar verilmesini, davalının boşanma dosyasında karşı dava konusu içinde talep ettiği ziynet ve eşya bedeli hakkında açtığı davanın ise reddine karar verilmesini, masrafların karşı tarafa...

KARAR Davacı, 2003 yılında evlenmiş olduğu davalı eşine karşı Söke 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/344 E. sayılı dosyası üzerinden boşanma davası açtığını, aynı davada davalının da cevap dilekçesine ekli listede belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde ise bedellerinin tazminini talep ettiğini, oysa ki davalının ailesine karşı görevlerini yerini getirmediğini, bu itibarla evlilik nedeniyle davacıya hibe edilen ziynet eşyaları yönünden bağıştan rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, söz konusu ziynet eşyalarının, bağıştan rücu nedeniyle kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davada aile mahkemesinin görevli olduğunu, bağıştan rücu koşullarının da oluşmadığını savunarak, davanın gerek görev, gerekse esastan reddini dilemiştir....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kişisel Eşya-Mehir ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından ziynet alacağının reddedilen kısmı ile mehir alacağının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 08.03.2022 (Salı)...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet, Çeyiz ve Kişisel Eşya Davası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından boşanma ve ziynet eşyası davasının reddi, kusur belirlemesi, nafakalar ve vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, ziynet alacağı davası ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 14.06.2016 günü tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil K A R A R Uyuşmazlık, mahkemeninde nitelendirmesinde olduğu üzere bağıştan rücu nedeni ile açılan açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Dava, genel hükümlere göre görülen (ve bağıştan rucü nedeni ile açılan) tapu iptal ve tescil davası niteliğinde olup, mal rejiminden kaynaklanan ve Aile Mahkemesinde yargılaması yapılan davalar arasında değildir. Nitekim dava Asliye hukuk mahkemesinde açılmış ve yargılamada genel hükümlere göre, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından sonuçlandırılmıştır....

          Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 440 gr 22 ayar altının aynen olmazsa dava tarihi itibariyle değeri olan 42.077,20 TL' nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davalılar ile birlikte imzalanan mehir senedine dayalı olarak kendisine teslim edilmeyen 440 gr altının aynen veya parasal değerinin tahsilini istemiş, davalı ise söz konusu senedi imzalamaya mecbur kaldıklarından bahisle ve bağıştan rücu şartlarının oluştuğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....

            a aktardığını, aidatların düzenli olarak tarafından ödendiğini bağıştan rucu koşullarının oluştuğunu ileri sürüp, .... ... nolu ortaklık payına kura ile tahsis edilmiş ve halen kooperatif adına tapuda kayıtlı olan 57 nolu dairenin kooperatif kayıt ve defterlerindeki davalı adına olan kaydının iptali ile adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde payın karşılığı olan 37.000,00-TL den az olmamak kaydıyla bedelinin tahsiline karar verilmesini, mal rejimi ve evlilik içi mallarının bu şekilde tasfiyesini istemiştir. Davalı; davacının aralarındaki geçimsizlikten dolayı boşanma davası açtığını, dava konusu Kooperatif payını ilk evliliğinden olan birikimleriyle aldığını, bağış durumunun söz konusu olmadığını, davacı ile müşterek çocuklarının bakıma muhtaç olması sebebiyle kooperatif payını satmaya çalıştığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              Cevap dilekçesi: Davalı Hüseyin Öztürk cevap dilekçesinde: Mehir senedinde belirtilen tüm eşyaları aldığını, düğünde takılan altınların takı merasiminden sonra davacının kardeşi Leyla tarafından alındığını, düğünden sonra tarafların Ankara'ya yanlarına geldiklerinde davacının kendisine davalının borçlar için altınları istediğini, kendisinin de vermediğini söylediğini, daha sonra altınların farklı farklı olduğunu belirterek bunları tek tip olarak birleştirilmesini talep ettiğini, kendisinin davacının verdiği altınları kuyumcuya götürerek 30 gramlık 5 adet bilezik yaptırarak kendisine teslim ettiğini, davacının altınlarını ve diğer eşyalarını giderken yanında götürdüğünü, mehir senedinin 80 gram altın olarak konuşulduğunu, ancak en son kuyumcuda takılanlarla birleştirilip alınan altınların da mehir senedine yazılmak sureti ile mehir senedinin 150 gram olarak düzenlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu