Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık bağıştan rücu koşullarının gerçekleştiği iddiasına dayanan tapu iptali ve tescile ilişkin bulunduğuna ve davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (1.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık bağıştan rücu şartlarının gerçekleştiği iddiasına dayanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada zilyedliğe dayanılmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (1.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, taşınmazın tapuda taraflar adına aynı tarihte paylı mülkiyet hükümleri uyarınca kayıtlı bulunması ve davacı vekilinin müvekkilinin eşine olan güvenini ortaya koymak, gönlünü kazanmak ve mutlu etmek için dava konusu taşınmazın %80 hissesini eşinin adına tescil ettirdiğini beyan etmesi karşısında, fazlalık oluşturan olası katkı miktarının TBK'nin 285 ve devamı maddeleri gereğince davalıya yapılan gizli bağış niteliğinde bulunduğu, TBK'nin 285 ve devamı maddeleri gereğince bağıştan rücu konusunda açılan bir dava ve istek söz konusu olmadığı gibi bağıştan rücu koşulları da ileri sürülüp kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 440 gr 22 ayar altının aynen olmazsa dava tarihi itibariyle değeri olan 42.077,20 TL' nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davalılar ile birlikte imzalanan mehir senedine dayalı olarak kendisine teslim edilmeyen 440 gr altının aynen veya parasal değerinin tahsilini istemiş, davalı ise söz konusu senedi imzalamaya mecbur kaldıklarından bahisle ve bağıştan rücu şartlarının oluştuğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....

          Cevap dilekçesi: Davalı Hüseyin Öztürk cevap dilekçesinde: Mehir senedinde belirtilen tüm eşyaları aldığını, düğünde takılan altınların takı merasiminden sonra davacının kardeşi Leyla tarafından alındığını, düğünden sonra tarafların Ankara'ya yanlarına geldiklerinde davacının kendisine davalının borçlar için altınları istediğini, kendisinin de vermediğini söylediğini, daha sonra altınların farklı farklı olduğunu belirterek bunları tek tip olarak birleştirilmesini talep ettiğini, kendisinin davacının verdiği altınları kuyumcuya götürerek 30 gramlık 5 adet bilezik yaptırarak kendisine teslim ettiğini, davacının altınlarını ve diğer eşyalarını giderken yanında götürdüğünü, mehir senedinin 80 gram altın olarak konuşulduğunu, ancak en son kuyumcuda takılanlarla birleştirilip alınan altınların da mehir senedine yazılmak sureti ile mehir senedinin 150 gram olarak düzenlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nce; Dava konusu sözleşme incelendiğinde, alacaklı sıfatıyla davacı Fatma'nın, borçlu sıfatıyla ise davalı T5'in yer aldığı, kefil sıfatıyla Nasır Özdemir'in yer aldığı sözleşmenin, davacı Fatma ile davalı Mustafa'nın 23/07/2015 tarihinde evlendikleri, mehir senedinin 26/07/2015 tarihinde düzenlendiği, buna göre taraflar evliyken düzenlenen mehir senedi bakımından taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacıya evlilik nedeni ile hediye edilecek eşyaları gösteren mehir senedine dayalı olduğu anlaşılmakla; taraflar arasındaki evlilik bağı sona ermiş olsa dahi yukarıda açıklandığı üzere evlilik sebebiyle davalı koca tarafından hediye edileceklerden kaynaklı alacak talebinin aile mahkemesinin görevine girdiğinden karşı görevsizlik kararı verilmiştir....

          Belediyesinin davacı ile yapılan protokolde üstlendiği edimini, Belediye Encümeninin 27/05/1991 tarihli ve 1786-1836 sayılı kararları ile yerine getirdiğini, zira 3194 sayılı Kanun'un 18. maddesi uyarınca % 26 düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldıktan sonra kalan taşınmaz miktarı oranında imar parseli verilerek hibeciler adına tapuda kayıt ve tescil edildiğini, davacının bağıştan rücu koşulunun oluştuğu iddiasına dayalı imar planının iptal edilmiş olması imar uygulamasının iptali anlamına gelmediğini, imar planı ve imar uygulamasının iki ayrı işlem olduğunu, benzer uyuşmazlıkta Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli 2017/5 E., 2021/956 K. sayılı kararı ile bağıştan rücu koşullarının oluşmadığına hükmettiğini, yine Yargıtay 5 Hukuk Dairesince verilen bir çok kararda bağıştan rücu koşullarının oluşmadığına hükmedildiğini, imar uygulamasının iptali yani kadastral parsele dönüş kararı vermekle görevli yargı kolunun idari yargı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir...

            Davalılar vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Boşanma kesinleşmeden muaccel hale gelmeyen mehir için talepte bulunulamayacağını, mehir karşılığı olarak davacıya arsa verildiğini, mehir senedinin zorla imzalatıldığını, davalı Veli'nin senedi kefil olarak imzaladığını, eşinin rızası olmadığı için de kefil sıfatı ile sorumluluğunun olmayacağını, mehir senedindeki altınların alınarak davacıya teslim edildiğini, bu nedenle davalı Veli'nin sorumluluğunun kalmadığını, ev eşyalarının davacıda olduğunu, davanın kabulü ile aynen iadeye karar verilmesinin de hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmişlerdir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, mülkiyet hakkı ve bağıştan rücu sebebiyle açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, hükümde Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 22.07.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı oğlu ile noterde sözleşme düzenleyerek kayden maliki olduğu 190 ada 8 parsel sayılı taşınmazının 1/5 payını 09.10.1996 tarihinde davalıya bağışladığını, ancak anılan sözleşmeyi davalının tapu kaydına yansıtmadığı gibi, diğer çocukları ile birlikte ortak oldukları şirketin bütün malvarlığını alarak, borçları da kardeşlerine bırakarak kendisini ve onları mağdur ettiğini ileri sürerek, bağışa konu taşınmazın iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini, kardeşleri aleyhine şirketle ilgili ecrimisil davası açtığı için babası olan davacının bu davayı açtığını, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının iddiasını ispatlayacak delil bildirmediği ve iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu