WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

davalıların müvekkili şirket hakkında kişisel, subjektif ve karalayıcı yorumlarla, ispata muhtaç öznel yorumlarla paylaştığı metnin haber olmaktan ziyade müvekkili şirketin ismini ve kişisel bilgiler de içeren tarafı olduğu bir özel hukuk sözleşmesinin görüntüsüne de yer vermek suretiyle tüm topluma hedef göstererek basın özgürlüğünün sınırlarını açıkça aşarak internet sitelerinde yer verdikleri sözde haber yazısının ilgili internet sitesinden kaldırılmasının sağlanmasının kişilik haklarına saldırının önlenmesinin açık bir gereği olduğunu, bu bakımdan öncelikli olarak tedbiren davalıların direkt kaldırılması yönünde ivedi olarak ara karar oluşturulmasını ve davalılara bu yönündeki gereği bildiren yazı gönderilmesini talep ettiklerini, zira müvekkilinin maddi, manevi, ticari, ekonomik itibarının zedelendiğini, zarara uğradığını ve uğramakta olduğunu, davalının açıkça haksız fiil ve kişilik haklarına saldırı teşkil eden eylemleri sebebi ile ------- olan şirketlerinin tüzel kişiliğinin ve...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/12/2012 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat ve saldırının önlenmesinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 27/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyizine gelince; Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlalinden dolayı saldırının önlenmesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir...

      Görüldüğü üzere TBK’nın 58. maddesi gereğince kişilik hakları zarara uğrayanların manevi tazminat isteme hakları vardır. 23. Önemle vurgulamak gerekir ki, şeref ve haysiyete yönelik saldırılar kişinin ölümü sonrasında gerçekleşirse ölenin kişilik hakkının ihlal edildiği söylenemez. Çünkü TMK’nın 28. maddesiyle kişilik ölüm ile sona erer. Ancak ölenin şeref ve haysiyetine yönelen saldırılar onun yakınlarının kişilik hakkına saldırı teşkil eder. Bu tür saldırılar karşısında ölenin yakınları, kendi kişilik haklarının ihlaline dayanarak TMK’nın 25. maddesinde belirtilen davaları açabilir (Yıldız, O. A.:Şeref ve Haysiyete Yönelik Saldırılar Karşısında Kişilik Hakkının Korunması, Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Arş. Gör. Ceren Damar Şenel Armağanı,Cilt: 5, Sayı: 1, Nisan 2020, Sayfa: 3675). 24....

        Haber içeriğinde kullanılan maymun lakaplı ibaresi davacının kişilik haklarına yönelik olarak doğrudan saldırı teşkil etmemektedir. Dairemizin ve ifade özgürlüğü ve haber kaynağının açıklanması bakımından esas aldığı kriterler göz önünde bulundurulduğunda somut olayda ilde yapılan bir soruşturma nedeniyle davacı ile ilgili olarak yapılan haberin Anayasa tarafından güvence altına alınan basın özgürlüğü çerçevesinde basının toplumu bilgilendirme yükümlülüğü kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Kişilik haklarına saldırının kabulü için aranan şartlar oluşmamıştır. Haberin yayınlanmasında kamu yararı bulunmaktadır. Güncel olup, özle biçim arasındaki denge bozulmamıştır. Haber hukuka uygun olduğundan davanın reddine ilişkin kararın onanması gerekirken bozulmuş olduğundan davalı ...’ın karar düzeltme istemi kabul edilmeli, Dairemizin bozma kararı kaldırılmalı ve karar açıklanan nedenlerle onanmalıdır....

          Bu nedenle dava konusu yazılar davacının kişilik haklarına haksız bir saldırı oluşturduğundan manevi tazminata hükmedilmesi gereklidir. Görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından haber içeriğinin resmi mercilerden elde edilen bilgi ve belgelere dayandığı, kamu yararı bulunan bir konu olduğu, özle biçim dengesinin korunduğu, kullanılan sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığından bahisle Yerel Mahkeme direnme kararının bozulması yönünde görüş beyan etmiş iseler de, bu görüş yukarıda belirtilen nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından kabul edilmemiştir. Hal böyle olunca, Yerel Mahkemenin kişilik haklarına saldırının varlığını kabul eden direnme kararı yerindedir. Ne var ki, Özel Dairece tazminat miktarı yönünden inceleme yapılmadığından bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir....

            K.. aleyhine 25/03/2011 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının TBMM'nin 04/05/2010 tarihli 101. oturumunda eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyecek sözler ile kendisine hakaret ettiğini ve kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek uğradığı manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....

              Kişilik haklarına saldırı halinde, manevi tazminat istenebilmesi için, 818 sayılı Kanun’un 49. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi gereklidir. Bu şartlar; kişilik haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, saldırı nedeniyle kişilik haklarının zarara uğraması, zarar verenin kusurlu olması ve zarar ile saldırı arasında illiyet bağının bulunmasıdır. Her sözleşmeye ya da hukuka aykırılık halinde, manevi tazminat ödenmesi gerektiğinin kabulü mümkün değildir. Somut olayda, teminat senedinin amaca aykırı kullanılması ile icra ve haciz işlemlerinin uygulanmasının, davacının kişilik haklarına zarar verdiğinden söz edilemez. Bu halde, davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı ve zedelendiği hususu ispat edilmediğinden, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                den Çıktı" başlığı ile yayımlanan haberde kişilik haklarının ihlal edilmesi nedeniyle manevi zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminini istemiştir. Davalılar, haberde kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığını ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, güvenlik birimlerinden gelen cevabi yazılardan davaya konu haber içeriğinde yer alan şekilde bir soruşturma yapılmadığı anlaşıldığından, haberin gerçeğe uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; dava konusu haberde iddia edildiği gibi bir soruşturma yapılıp yapılmadığına ilişkin olarak .....Müdürlüğü'ne yazılan müzekkereye "bu hususun tespiti için yeterli bilginin mevcut olmadığı, ayrıntılı bilgi verildiği takdirde yeniden çalışma yapılabileceği" şeklinde muğlak cevap verildiği anlaşılmaktadır....

                  Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır, 25. maddesinde, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması zorunlu değildir....

                    Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

                      UYAP Entegrasyonu