Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, İİK'nun 18. maddesi gereğince icra mahkemesinin taktir yetkisini dosya üzerinden inceleme yapılması yönünde kullanmış olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, gerekçeli kararın davalıya tebliğ edilmiş olması nedeniyle savunma hakkının kısıtlanmasının sözkonusu olmamasına, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi şeklinde bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa konulan her haciz yeni bir haciz olduğundan borçlunun her hacze yönelik şikayet hakkı bulunmasına, 19/12/2019 tarihli hacze yönelik meskeniyet şikayeti bulunmamasına, 08/12/2017 tarihli haciz ile ilgili olarak yapılan meskeniyet şikayeti sonucu verilen kararın 19/12/2019 tarihli haciz yönünden uygulanamayacağına ve ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine...
Temyiz Sebepleri 1.Şikayetçi borçlu vekilinin temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itiraz sebeplerini tekrar ettiği görülmüştür ve son yıllardaki gayrimenkul sektöründe yaşanan ekonomik ve güncel olayların istinaf mahkemesince dikkate alınmadığı ileri sürülmüştür. 2.Karşı taraf alacaklı vekilinin temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itiraz sebeplerini tekrar ettiği görülmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ilama dayalı takipte İİK md. 82/1-12 gereği meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1., 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, ... 2., İİK md. 82/1-12. bendi, 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
İİK'nun 82/12. maddesi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbi olup, şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda; borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazında, 29.06.2015 tarihinde kıymet takdirine yönelik keşif yapılmış olup, kıymet takdir tutanağında; "adres kapalı olduğundan içeriye girilemedi, soruldu, borçlunun çarşıda dükkan işlettiği beyan edildi, çarşıya gidildi saat 13.30’da borçlu alınarak adrese tekrar gelindi adresi açtı bilirkişiyle birlikte girildi, gezildi, notlar alındı" ibaresi yazılı ise de, tutanakta borçlunun imzası olmadığı gibi, imzadan imtina ettiğine dair bir kayıt da mevcut değildir. Asıl olan, borçlunun öğrendiğini bildirdiği tarih olup, bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Bu durumda, borçlunun taşınmazına konulan haczi şikayet dilekçesinde beyan ettiği tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir....
istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı gerekçe ile şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine, alacaklı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür....
Davacıya 09/08/2019 tarihinden önce tebliğ edilen kıymet takdir tebliği ve kıymet takdirine itiraz davası ile haczi öğrendiği söylenemez, zira bunlar şikayete konu haciz tarihinden önceki işlemlerdir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için bu ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi ve zirai kredi gibi zorunlu ipoteklerden olması gerekir. Borçlunun serbest iradesiyle kurduğu ipotekler, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Hacze konu taşınmazın tapu kaydına göre, 04/05/2005 tarihli 7605 yevmiye nolu işlem ile Koçbank A.Ş. lehine 1. dereceden 150.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği tartışmasızdır....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun tamamen ödenmiş olması halinde de ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği ... Mahallesi, 550 Ada 27 parsel 6 nolu bağımsız bölüm üzerine takip dosyasından en son 10.02.2015 tarihinde haciz konulduğu, ancak taşınmazda haciz tarihinden önce Türkiye İş Bankası A.Ş. lehine tesis edilmiş 13.10.2006 tarihli ipotek mevcut olduğu halde, mahkemece ipoteğin niteliği araştırılmadan sonuca gidildiği görülmektedir....
nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı meskeniyet şikayeti, İİK.'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Bu durumda, mahkemece, öncelikle, meskeniyet şikayetinin yasal sürede yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi, süresinde gerçekleştiğinin saptanması halinde ise işin esasının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bankasının icra müdürlüğüne yazdığı 11.02.2014 tarihli yazısında, ipoteğin konut kredisi nedeni ile konulduğu belirtilmiş olup, konut kredisi ise dairemizce de kabul edildiği üzere zorunlu ipoteklerden sayılmakta ve meskeniyet iddiasına engel teşkil etmemektedir. Mahkeme kararı bu nedenle yerinde değildir. Ancak; takip dosyasında borçlu tarafa gönderilen kıymet taktiri raporunun 16.05.2014 tarihinde, satış ilanının ise 05.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği gözetildiğinde, istem sahibi borçlunun hacizden bu tarihler itibari ile haberdar olduğu görülmüştür. Meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti, İİK.'nun 16/1. maddesi uyarınca yasal 7 günlük süreye tabidir. Bu nedenle meskeniyet iddiasının haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir....
Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip niteliğinde olduğunu ve ipoteğin konut finansmanının teminatı olduğunu, bu nedenlerle meskeniyet şikayetinin yerinde olmadığını, davacının eşine ait evlerinin olduğunu ve meskeniyet iddiasında bulunabilmek için dava konusu evi kullandıklarını, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, İİK.'nun 82/12.maddesine dayalı olarak yapılan meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti niteliğindedir....
Tüm dosya kapsamı ve istinaf sebebine göre yapılan incelemede, davalı tarafından istinaf dilekçesinde rapora itiraz edilmediği, davacının iki evi olmasının davacının tercih hakkını dava konusu taşınmaz yönünden kullanması nedeniyle söz konusu taşınmaza ilişkin olarak meskeniyet şikayetini ileri sürmesine engel olmadığı, borçlunun meskeniyet iddiasına dayanan haczedilmezlik şikayetine konu mesken vasıflı taşınmazı dışında, başkaca mesken vasıflı taşınmaz ya da taşınmazlarının bulunması, mesken vasıflı taşınmazlardan birisi için haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına engel teşkil etmeyeceği anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır....