Davacı dava dilekçesinde, müvekkillerinin davalılardan kiraladığı taşınmazın davalılar tarafından, sözleşme gereğince tadilatları yapılarak 2007 Ocak ayı sonunda teslim edilmesi gerekirken, 16 ay gecikmeli olarak teslim edildiğini, müvekkillerinin kiralananı Tıp Merkezi olarak kullanmak üzere kiraladığını, davalının kiralananı geç teslim etmesi ve bu süreç içerisinde Tıp Merkezlerinin açılışına ilişkin yönetmelikte değişikliğe gidilmesi nedeniyle Tıp Merkezine bedelsiz yeni kadrolar ilave etme hakkını yitirerek, 4 uzman hekimle sağlık merkezinin devam etmek zorunda kaldığını, bu nedenle büyük maddi ve manevi kayıplara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Davacıların tazminat hakkı kira sözleşmesinden kaynaklanmaktadır....
Dayanak kira sözleşmesinin 5.maddesi düzenlemesi karşısında kiracının kiralananı teslim aldığı şekli ile teslim etmeyi kabul ve taahhüt ettiği, bu şartın geçerli olduğu ve tarafları bağlayacağı açıktır. Bu bağlamda kiracının kiralananda yaptığı tüm tadilat ve imalatları kaldırarak kiralananı teslim aldığı haline döndürdükten sonra teslim etmekle yükümlü olduğu, bu bağlamda mahkemece, dayanak kira sözleşmesinin 5.maddesi düzenlemesi karşısında davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde her ne kadar tahliye ve teslimin sözleşme şartlarına uygun olarak yapıldığını ileri sürmüş ise de, alınan bilirkişi raporlarına göre kiralananı aldığı şekli ile iade etmeyi yükümlenen kiracının yaptırdığı tadilatların eksik olduğu, iadenin sözleşme şartlarına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Alınan bilirkişi raporu karşısında bu istinaf sebebinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir....
Uyuşmazlık; kiracının kiralananı kullanımına dava dışı paydaşın engel olup olmadığı, dolayısı ile kiracının sözleşmeyi haklı feshedip feshetmediği ve menfi tespit-istirdat isteminin haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı kiracı, taşınmazın kiraya veren dışında paydaşı olduğunu, dava dışı paydaşın kendilerini taşınmazdan men ettiği, bu konuda ceza soruşturmasının bulunduğunu, diğer paydaşa ihtar gönderdiklerini, paydaşın sözleşmeye muvafakat etmediğini, sözleşmeyi haklı feshettiğini savunmuştur. 6098 sayılı TBK’nun 301. maddesinin ifadesi ile kiraya veren; kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Kiraya veren bu borcu sadece fiili bir teslim ile ifa etmiş olmaz. Kiracı kiralananı hangi maksat için tutmuş ise kiraya veren o maksada elverişli bir tarzda teslim ile mükelleftir....
Kiralayanın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğini) kabul edilebilmesi için kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir, anahtarın da kiraya verene teslim edilmesi gerekir, kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiraya veren tarafından kabul edilmemesi, başka bir ifade ile tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü kiracıya aittir. Kiracı kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır....
TBK’nın 351. maddesi “Kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir. Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez....
(TBK 334.) maddesi uyarınca, kiracının, kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli olmayıp, anahtarın usulen kiralayana teslim edilmeside gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini ispatlama yükümlülüğü kiracıya aittir....
Kiracı, kiralananı geri verme borcunu, taraflar arasında anlaşıldığı biçimde; taraflar arasında anlaşma yoksa kiralananı kiraya verene fiili olarak teslim ederek gerçekleştirmelidir. Kiracı, kiralananı kiraya verene teslim ettiğini ispatla yükümlüdür....
Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-)Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiraya verene teslim edilmesi gerekir. Anahtar teslim edilmediği sürece kiralananın, kiracının kullanımında olduğunun kabulü gerekir.Kiracı, kiralanan taşınmazı kullanımında bulundurduğu süre boyunca kira parasından ve ortak giderlerden sorumludur....
Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiraya verene bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülükleri, anahtar teslimine kadar devam eder. Eldeki davada; taraflar arasında 05.01.2008 tarihli, 3 yıl süreli kira sözleşmesinin bulunduğu ve davalı şirketin kira süresi sona ermeden kiralananı tahliye ettiği hususu tartışmasızdır. Mahkemece; her ne kadar, davacının 11/03/2009 tarihli dilekçesi ile, kiralananın tahliye edildiğini belirtilmesi karşısında mecurun 16/03/2009 tarihinde tahliye edildiği ispat edilemediğinden 2009 yılı Mart ayı için talep edilen 1.250,00 TL kira bedelinin reddine karar verilmiş ise de; tahliye tarihi konusunda taraflar arasında çekişme bulunmaktadır ve kira ilişkisinin hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü de kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine itibar olunması gerekmektedir....
(TBK 334.) maddesi uyarınca, kiracının, kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli olmayıp, anahtarın usulen kiralayana teslim edilmesi gerekir.Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır....