Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kiracı olduğu dava konusu kiralananı davacının 27.06.2011 tarihinde satın aldığını, halen kirada oturan davacının taşınmak istediğini, davalıya konut ihtiyacı nedeniyle ihtar gönderildiğini, 6 aylık sürenin dolmasına rağmen davalının kiralananı tahliye etmediğini belirterek, 6570 sayılı Yasanın 7/d maddesi gereğince tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesinde davalının 1986 yılından itibaren 26 yıldır dava konusu taşınmazda malik sıfatıyla ikamet ettiğini, taşınmazı 1986 yılında amcası olan ...'dan 10.000 TL karşılığında satın aldığını, ancak, amcasının tapuda devir işlemini yapmadığını, taşınmazın davalıya ait olduğunu ve davanın reddini savunmuştur. Davacı dava konusu yerde davalının kiracı olduğunu belirterek işbu davayı açmış ise de, davalı vekili cevap dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle kiracılık ilişkisine karşı çıkmıştır. Kiracılık ilişkisinin varlığını ve koşullarını davacının kanıtlaması gerekir....

    Davalı davacının kiracısı olmadığını, 01.09.2004 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi uyarınca kiralananı ..."dan kiraladığını ve kira bedellerini kiraya veren ... a ödediğini savunmuştur. Davacı dava konusu taşınmazı 29.04.2008 tarihinde önceki maliklerden satın almıştır. Yeni malik davacı kiralananı satın aldıktan sonra kira bedellerinin kendisine ödenmesini isteme hakkına sahiptir. Mahkemece savunma doğrultusunda araştırma yapılarak davacı- alacaklı tarafından istenen kira bedellerinin, kiraya veren ..."a ödendiği kanıtlanamadığı takdirde davanın alacak yönünden kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile red kararı verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili; davalı kiracının taşınmazı tahliye edeceğine dair taahhütname verdiğini, ancak kiralananı tahliye etmediğini belirterek davalının kiralanandan tahliyesini istemiştir. Davalı vekili; davanın süresinde açılmadığını, taahhhütnamenin revize edildiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur....

        Sözleşmenin 10 maddesinde” kiracı kiralananı birinci yıl kontrat bitimine kadar tahliye edemez.Tahliye etmek istediği takdirde kontrat bitimine kadar olan kirayı ödemekle yükümlüdür. Kontrat bitiminde tahliye edecek ise en az 3 ay evvellinden mesken sahibine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Aksi takdirde kira akdi sözleşme hükümlerine göre aynen devam eder.” Hükmüne yer verilmiştir. Davacının bir yıl süreli sözleşme süresi dolmadan kiralananı erken tahliye ettiğinin kabulü gerekir....

          Ne var ki bu süre sözleşmenin özel şartlar 8. maddesinde '' Kiracı, kiralananı boşaltmak istediği taktirde bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmek zorundadır '' düzenlemesiyle bir ay olarak belirlenmiştir. Bu durumda bir aylık makul süre kirasına hükmetmek gerekirken makul süre değerlendirilmesinde hataya düşülerek taşınmazın 2 ay 10 gün sonra kiraya verilebildiğinden bahisle 2 aylık makul süreye hükmedilmesi ve hatalı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarda 2 ve 3 nolu bentte yazılı nedenle makul süreye ve hor kullanma tazminatına ilişkin kısmının BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Davacı kiracı vekili dava dilekçesinde; Davalının kiralananın kullanılmasına izin vermediğini, bu sebeple kiralananı çalıştıramadığını, belirterek borçlu olmadığının tespitine ve teminat karşılığında icra takibinde vezneye yatırılan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise 5 m2 lik çay ocağı ve bahçenin 2886 sayılı yasanın 51/g maddesi gereğince pazarlık usulüyle yapılan ihalesine davacının katıldığını, 110.-TL bedelle ihalenin davalının uhdesinde kaldığını, davalının kiralanan alan dışında kalan kısımda faaliyet göstermek istediğinde davalı idarenin yazı ile kiralanan alanda faaliyetine devam etmesini bildirdiğini, davalının kiralananı kullandığını ve işlettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

              Borçlar Kanununun 256.maddesi hükmüne göre kiracı kiralananı, kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak ve sözleşme sonunda aldığı hali ile iade etmek durumundadır. Kiralananın kötü (hor) kullanılması nedeniyle uğradığı zarar için kiralayan, giderim isteminde bulunabilir. Hasar miktarının tespiti bilirkişi incelemesini gerektirmekte olup, tek yanlı yapılan ve itiraza uğrayan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporu hükme esas alınamaz. Somut olayda; Taraflar arasında 12.06.2009 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği,davalının taşınmazı tahliye edip anahtarı 25.10.2010 tarihli ... 2.Noterliğinin düzenleme şeklinde emanet tespit tutanağı ile notere teslim edildiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır....

                Davalı ..., kira sözleşmesini oğlu ... adına imzaladığını ve kiralananı 29/01/2004 tarihinde ...'e devrettiğini, kiracı sıfatı kalmadığını beyanla davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... ise kiralananın 2004 yılında kendisine devredildiğini, 2009 yılına kadar kira bedellerini eksiksiz ödediğini, 2009 yılından sonra davacının kira bedeli istemediğini, bedelsiz olarak kiralananı kullanmasına izin verdiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 1-Davacının alacak istemine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi gereğince karar, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar....

                  Aynı Kanun'un 322 inci maddesinde “Kiracı, kiraya verene zarar verecek bir değişikliğe yol açmamak koşuluyla, kiralananı tamamen veya kısmen başkasına kiraya verebileceği gibi, kullanım hakkını da başkasına devredebilir. Kiracı, konut ve çatılı işyeri kiralarında, kiraya verenin yazılı rızası olmadıkça, kiralananı başkasına kiralayamayacağı gibi, kullanım hakkını da devredemez. Alt kiracı, kiralananı kiracıya tanınandan başka biçimde kullandığı takdirde kiracı, kiraya verene karşı sorumlu olur. Bu durumda kiraya veren, kiracısına karşı sahip olduğu hakları alt kiracıya veya kullanım hakkını devralana karşı da kullanabilir” düzenlemesi yer almaktadır. 3. Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Kiralananın anahtarının usulünce kiraya verene teslim edilmesi gerekir....

                    Maddesi incelendiğinde; bu madde de kiracı kiralananı boşaltmak istediği takdirde en az 1 ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmesi şartıyla kiralananı tahliye edebileceği hususu belirtilmiştir. Davalı taraf 19/08/2016 tarihinde keşide ettiği ve 22/08/2016 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile kira sözleşmesine 30/09/2016 tarihi itibariyle tahliye edeceğini bildirmiş, ardından 07/10/2016 tarihinde keşide ettiği ve 12/10/2016 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile de taşınmazı tahliye ettiğini ve anahtarların kargoyla gönderildiğini bildirmiştir. Bu durumda davalı taraflar arasındaki kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümündeki 8....

                    UYAP Entegrasyonu