(BK. md. 249/2) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 301. maddesinde de kiraya verenin, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlü olduğu düzenlenmiştir. (Yargıtay 3....
Bu açıklamalar ışığında davalı kiracının iade borcunun kiralananı eski hale getirme yükümlülüğünü kapsamadığı, ancak kiralananı teslim aldığı gibi hasarsız, temiz, bakımlı ve iyi durumda, yani hor kullanımdan ari bir halde teslim etmek yükümlülüğü altında olduğu, bu nedenle de davacı kiralayanın eski hale getirme bedeli talep edemeyeceği açıktır. Ancak elbetteki kiracı, kiralananı hor kullanımından kaynaklı zarar varsa bu zararın tazmini dolayısıyla sorumlu olacaktır....
İtiraz üzerine açılan işbu davada ise, taraflar arasında davacı kiraya verenin kiralanana müdahale etmesi nedeniyle aralarında çok sayıda dava olduğunu, davacının kiralananı kiralama amacına uygun bulundurmadığını, iş yerini açmasına engel olduğunu, uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiğini savunmuştur. İcra ve İflas Kanunu'nun 63.maddesi gereğince borçlu itiraz sebepleri ile bağlı olup itirazın kaldırılması davasında alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Davalı kiracı, icra takibine itirazında kira sözleşmesine ve alacak miktarına itiraz etmediğine göre, uyuşmazlığın sözleşme hükümleri çerçevesinde çözülmesi gerekirken, davalı kiracının savunmaları doğrultusunda uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
İtiraz üzerine açılan işbu davada ise, taraflar arasında davacı kiraya verenin kiralanana müdahale etmesi nedeniyle aralarında çok sayıda dava olduğunu, davacının kiralananı kiralama amacına uygun bulundurmadığını, iş yerini açmasına engel olduğunu, uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiğini savunmuştur. İcra ve İflas Kanunu'nun 63.maddesi gereğince borçlu itiraz sebepleri ile bağlı olup itirazın kaldırılması davasında alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Davalı kiracı, icra takibine itirazında kira sözleşmesine ve alacak miktarına itiraz etmediğine göre, uyuşmazlığın sözleşme hükümleri çerçevesinde çözülmesi gerekirken, davalı kiracının savunmaları doğrultusunda uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
Davacı vekili, müvekkilinin 01.03.2004 tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi ile davaya konu kiralananı ... ve ...'e kiraladığını, kira parasının aylık 9000,00 TL olduğunu, ...'in 23.02.2005 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılarının, ..., ..., ..., ... ve ... olduğunu, davalıların 2009 Kasım ayı kira bakiyesi 4000 TL ve 2009 yılı Aralık, 2010 yılı Ocak ve Şubat ayı kira paralarını ödememesi nedeni ile 31.000,00 TL asıl alacak üzerinden, ... 11. İcra Dairesinin 2010/5734 E. sayılı dosyası ile davalılar hakkında alacağın tahsili ve tahliye istemli takip başlattıklarını, davalılardan ..., ... ve ...'nın takibe kiracı olmadıklarında bahisle itiraz ettiklerini, diğer davalılar ... ve ...'nın ise takibe itiraz etmediklerini, 30 gün içersinde de, takibe konu kira alacağını ödemediklerini belirterek, davalılar ... ve ...'in tahliyelerine, davalılar ..., ... ve ...'in itirazları haksız olduğundan itirazlarının kaldırılarak tahliyelerine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı, mecuru kendi ihtiyacı için 27.07.2015 tarihinde satın aldığını belirterek tahliye istemli eldeki davayı 03.08.2015 tarihinde açmıştır. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda kira sözleşmesinin başlangıç tarihi ile kira süresi tespit edilerek davanın süresinde açılıp açılmadığı değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde açıklanan hususlar tartışılmadan işin esasına girilerek karar verilmiş olması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kira sözleşmesinde kiracının oteli sağlam ve noksansız aldığı yazıldığına göre kiracı bunun aksini ancak aynı nitelikteki deliller (yazılı belge) ile kanıtlayabilir. 01.07.2012 de yürürlüğe giren 6098 sayılı T.B.K.’nun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. maddesi gereğince kiralananı sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Davalı kiralayanlar, davacı kiracının kiralanan oteli tahliye ettikten sonra oteldeki hasar için 187.619,55 TL masraf yapılması gerektiğinin tespit edildiğini belirterek yaptığı hasar bedelinin davacı kiracıdan tahsilini talep etmiştir. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Ancak kiracı olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerden sorumlu olmayıp ancak hor kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerden sorumlu tutulabilir....
Bu durumda mahkemece davalı kefil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. 2-Davalı kiracı vekilinin hor kullanma bedeline yönelik temyiz itirazlarına gelince; 6098 Sayılı TBK.nun 316 (BK 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334 (BK 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Davalı kiracının kiralananı 21/07/2014 tarihinde tahliye etmesinden sonra kiralananda meydana gelen hasarların belirlenmesi amacıyla .......
Şayet başvuru üzerine işveren işe başlattı ise feshe bağlı kıdem, ihbar ve izin alacağının reddi gerekir. Başvurusuna rağmen işverenin işe başlatmaması halinde ise başlatmama tarihi fesihtir ve feshe bağlı alacaklar bu tarihten itibaren muaccel olur. Dolayısıyla işbu dava açıldığı tarihte fesih söz konusu değildir. Bu itibarla, kıdem, ihbar ve izin alacağı istemlerinin reddi gerekir ise de, işe başlatmama yoluyla fesih tarihi, ıslah tarihi olan 22.05.2013 tarihinden önce ise bu takdirde usul ekonomisi gereği dava konusu kıdem, ihbar ve izin alacaklarının ıslah talebine göre karar altına alınması gereklidir. Bu takdirde, kıdem tazminatı için işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihinden faize karar verilmeli, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağı için ise ıslah tarihinden faiz yürütülmelidir. Davacının işe başlatmama yoluyla iş sözleşmesinin feshedildiği tarihten sonra ıslah söz konusu değilse de kıdem, ihbar tazminatı ile izin alacağı reddedilmelidir....
Kiracı, devir öncesi mevcut muaccel ödenmemiş kira bedeli borçlarından dolayı kiralananı devreden kiralayana karşı, devir tarihinden sonra ise yeni malike karşı sorumludur. Kiralananı satın alan davacı TBK'nın 310. maddesi gereğince önceki malik kiralayanın haklarına halef olmuş ise de bunun için öncelikle kiralananı satın aldığı ve kira paralarının bundan sonra kendisine ödenmesi yönünde kiracıya bildirimde bulunması gerekir. Yeni malik tarafından kiracıya ihtar gönderilmesinden önce kiracının kira paralarını önceki malike ödemesi halinde, önceki malike yapılan ödeme miktarınca kiracı sorumluluktan kurtulacaktır. Olayımızda; kira sözleşmesine konu taşınmaz davacı alacaklı tarafından 28/03/2014 tarihi itibariyle edinilmiştir. Kiralananın yeni malik davacı tarafından edinilmesinden sonra davalı borçlu kiracıya 17/04/2014 tarihli ihtarname gönderilmiş ve tebliğ edilmiştir.Davalı borçlunun kira bedellerinin önceki malike ödendiği şeklinde bir iddiası bulunmamaktadır....