Kira ilişkisi sırasında davalı 02.10.2006 tarihinde verdiği adi yazılı tahliye taahhüdü ile kiralananı 30.01.2007 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt etmiş, bu taahhüt üzerine davacılar da 03.10.2006 tarihli kira alacağından feragat taahhütnamesi ile davalının kiralananı 30.01.2007 tarihinde tahliye etmesi halinde 30.01.2007 tarihine kadar kira alacaklarından feragat edeceklerini taahhüt etmişlerdir. Ne var ki davalı taahhüt ettiği tarihte kiralananı boşaltmamıştır. Kiralananın halen davalının kullanımında olduğu davacılar tarafından ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007 / 6-6 D. İş sayılı dosyası ile tespit ettirildikten sonra davalı hakkında taahhüt nedeniyle kiralananın tahliyesi için ... İcra Müdürlüğü’nün 2007 / 407 sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış ve bu takip itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. Kiralanan 18.05.2007 tarihinde davacılara teslim edilmiştir....
Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder. Davalı kiralananı tahliye ederek anahtarı teslim ettiğini ileri sürdüğüne göre bu durumu davalının kanıtlaması gerekir. Davalı kiracı anahtar teslimini yazılı belge ile kanıtlayamamıştır. İçinde ne olduğu bilinmeyen bir kargo paketinin davacının eşine teslimi suretiyle kiralananın anahtarlarının davacıya teslim edildiği kabul edilemez. Kiralananın yasal teslimi gerçekleşmediğine göre mahkemece ödenmeyen kira bedelleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....
Çünkü kiralananı geri verme borcuna aykırı davranıldığı bu aşamada ileri sürülemez. Gerçekten Borçlar Kanunu’nun 266. maddesi hükmüne göre kiralanan ne durumda teslim alınmış ise kiranın bitiminde o durumda ve yöresel adete göre geri verilmelidir. Kira sözleşmesi sona ermediğinden kiralananı geri verme borcu henüz doğmamıştır. Kiranın bitiminde değişiklikler giderilmeksizin kiralananın iade edilmesinin söz konusu olması halinde tazminat sorumluğu doğacağından mahkemece tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, tazminat isteminin de kabul edilmesi doğru görülmediğinden kararın tazminata ilişkin olarak bozulması gerekmiştir. SONUÇ....
Davacı vekili dava dilekçesinde davalının, kiralananı devir aldığı dava dışı şirket ile yapılan kira sözleşmesinin 14/4. maddesine dayanarak üç ay önceden keşide ettiği 28.04.2009 tarihli ihtar ile sözleşmeyi feshettiğini ve kiralananı 31.07.2009 tarihinde tahliye edeceğini bildirmesine rağmen taahhüt ettiği tarihte kiralananı tahliye etmediğini ve kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek davalı hakkında Ekim, Kasım 2009 kira bedelleri ile takip tarihi olan 18.12.2009 tarihine kadar ki 17 günlük Aralık 2009 ayı kira bedelinin tahsili amacıyla icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur....
Bu durumda kiracının 20.04.2012 tarihinde, sözleşme süresi dolmadan kiralananı erken tahliye ettiğinin kabulü gerekir. Türk Borçlar Kanununun 325.maddesi hükmüne göre kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder....
Mahkemece gerçek zararın belirtilen şekilde tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kiralananı tahliye ettiğini ileri süren davalı, anahtarı kiralayana teslim ettiğini yazılı belge ile kanıtlayamadığına göre cevap dilekçesinde yemin deliline de dayandığından, yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu tanık beyanları esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bette yazılı nedelerle birleşen dava ve asıl davada davalı ... hakkındaki hükmün onanmasına, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle asıl davada davalı ... hakkındaki hükmün BOZULMASINA, onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıdan (birleşen dava davalısı) alınmasına, 30.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacıların önceden kira bedelinin kendilerine ödenmesine ilişkin ihbar göndermeksizin temerrüt ihtarına dayalı olarak davalının tahliyesini istemeleri mümkün bulunmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; davalı kiralananı 10.4.2009 tarihinde tahliye ettiğini bildirmiş ise de kiralananın usulüne uygun teslim edilip anahtarın davacıya teslim edildiği yazılı belge ile kanıtlanamamıştır. Bu durumda istenen aylar yönünden icra takibi yapılmasında ve itirazın iptali davası açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosyada bulunun 18.08.2010 tarihli önceki kiracı ile davalı arasında, işyerinin devri ve tahliyesi başlıklı protokolun imzalanmasından sonra düzenlenen 02.01.2014 tarihli tahliye taahhütnamesinde davalı kiracı, kiracısı bulunduğunu da belirterek kiralananı 21.04.2014 tarihinde kayıtsız ve şartsız tahliye etmeyi taahhüt etmiştir. Bu taahhüde dayalı olarak davacı icra takibi başlatmış olup, tahliye taahhütnamesinin kira sözleşmesi ile birlikte yapıldığı hususu davalı tarafça ispat edilememiştir. Mahkemece, davalının, önceki kiracı şirketin hisselerinin bir kısmını da devir alarak dava konusu taşınmazda kiracı olduğu sırada, geçerli bir tahliye taahhüdü verdiği hususları birlikte değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. ../.....