Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, davacılar tarafından 30.10.2007 tarihinde kiralananın tamamen veya parça parça üçüncü kişilere kira bitiş tarihi 15.01.2012 olması kaydıyla, kiraya verebilmesi için davalıya vekaletname ile yetki ve izin verilmiş olup, söz konusu vekaletnamenin alt kiraya verme izni olmadığına ilişkin bir iddia yoktur. Bu vekaletname ile davacıya kiralananı alt kiraya verme izni verilmiş, davalı ... de, bu izne dayanarak, 27.11.2007 tarihli.... ile 4 yıl süreli kira sözleşmesi imzalamıştır. Sonradan imzalanan 27.11.2011 tarihli sözleşme ise kira sözleşmesinin yenilenmesine yöneliktir. Her ne kadar davacılar, 25.10.2010 ve 01.11.2010 tarihli azilnameler ile alt kira sözleşmesi yapılmasına izin verilmesine yönelik daha önce verilen vekaletten davalı ...'i azletmişler ise de, davalıya verilen alt kiraya verme izni azilname ile geri alınamaz. Bu sebeble, davalı ... ve .......

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki akdin feshi ve tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalının, taraflar arasında düzenlenen 10/06/2008 başlangıç ve 30/09/2012 bitiş tarihli kira sözleşmesi ile Erinç Sitesinde yer alan sosyal tesis gazinosunda kiracı olarak bulunduğunu ancak kiralananı site sakinlerini rahatsız eder şekilde, hiçbir uyarıyı dikkate almadan akde aykırı olarak kullandığını, sözleşmenin 7, 8 ve 13. maddelerine sürekli muhalefet ettiğini, kiralananda geç saatlere kadar yüksek sesle müzik çalındığını, site yönetiminden izin almadan turist kafilelerine yemek verildiğini ve düğün yapıldığını belirterek kira akdinin feshi ile davalının tahliyesine karar verilmesini...

      Davacılar vekili, 01.07.1997 tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesinin hususi şartlar kısmının 1. maddesinde kiracının kiralananı devir etmeyeceği, aynı sözleşmede ek olarak yer alan maddesinde de ilgili mercilerden izin almadan tadilat yapamayacağının hüküm altına alındığını, davalı şirketin, kiralananın yan duvarı yıkıp kendi taşınmazı ile birleştirdiğini ve taşınmazı ...A.Ş'ne kiraya verdiğini, bu durum sonrasında zorunlu olarak sözleşmeye ek bir sözleşme tanzim edilip imzalandığını ve bir defaya mahsus olmak üzere mecut duruma icazet verdiklerini, aynı sözleşmenin 3. maddesinde...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret ve yemek alacağı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dosya kapsamından, davacının daha fazla prim alabilmek için satış miktarını gerçekten daha yüksek göstermeye çalıştığının anlaşılmasına göre sonucu itibariyle doğru olan kararın bu ilave gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 04.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....

          (B.K.nun 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. (B.K.nun 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davacı kiracının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, 10/03/2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiralananı lokanta olarak kiraladığını, ilk 6 aylık kira bedelini peşin ödediğini, kiralananın dekorasyonu ve tadilatı için bir takım masraflar yaptığını, ancak binanın yapı kullanım izin belgesi olmaması nedeniyle ilgili Belediyeden işletme ruhsatı alamadığını belirtmiş, peşin ödemiş olduğu altı aylık kira bedeli olan 10.500 TL ile 48.000 TL zorunlu masrafların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

              Aksine davacı kiracı basiretli bir tacir gibi davranıp gerekli araştırmayı yapmadığı, yeterince özen ve çabayı göstermediği, kira sözleşmesinin yapılmasından itibaren 1 yıl 3 ay 20 gün gibi makul sayılamayacak uzun bir süre geçtikten sonra çalışma ruhsatı almak için başvuruda bulunduğu, kiralananı erken tahliye ettiği için kusurludur. Hiç kimse kendi kusurundan kaynaklanan zarar için hak talebinde bulunamaz. Bu nedenle davacı kiracı kiralananı tahliye ettiği tarihe kadar kira bedellerinden sorumlu olup, ödediği kira bedellerinin iadesini isteyemez. Mahkemenin davacının ödediği kira bedellerinin iadesine yönelik alacak talebinin reddine karar vermesi yerindedir....

                Teslimden sonra kiralayanın borcu, Borçlar Kanununun 272.maddesi uyarınca kiralananı akitte güdülen kullanma ve işletmeye elverişli bir halde bulundurma borcu olarak devam eder. Anılan hükmün 272.maddesinin yaptığı gönderme sebebiyle de kullanmanın mümkün olmaması halini düzenleyen yasanın 252.maddesi uyarınca kiracı, kendi kusurundan yahut şahsında oluşan mücbir bir sebepten dolayı kiralananı kullanamadığı yahut mahdut suretle kullandığı takdirde kiralayan, kiralananı akit dairesinde kullanmaya hazır bulunduğu sürece kiracının, kiranın tamamını verme mükellefiyeti varsa da kullanma, kiracıdan kaynaklanmayan bir sebeple mümkün olmadığı takdirde kiracının, kira parası ödeme zorunluluğu yoktur. Somut olayda da; işletme ruhsatı alınarak işletilmesi zorunlu olan kaynağa olumsuz sonuç sebebiyle izin verilemeyeceği saptandığından, kiracı olan davalının, kiralayan davacıya bir kira bedeli ödemesi gerekmez. Sözleşmenin feshedilmiş veya feshedilmemiş olmasının bu duruma bir etkisi yoktur....

                  Davanın niteliği gereği duruşma isteğinin reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz isteğinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; davalı kiracının akde aykırı olarak kiralananı diğer davalı şirkete devrettiğini, sözleşmeye göre izin almadan devrin yasak olduğunu bildirerek fuzuli işgal nedeniyle davalıların tahliyesini istemiştir. Davalılar vekili dilekçesinde, kira sözleşmesinin gerçekte şirket adına yapıldığını, davacının bunu bildiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulü ile akde aykırılık nedeniyle davalı kiracı ...' nun, fuzuli işgal nedeniyle diğer davalı ......

                    Mahkemece, davacının kiralanan taşınmaz üzerine dava konusu bina ve eklentileri yaparken kiralayandan izin almadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine 6. Hukuk Dairesinin 2015/10515 Esas ve 2016/6166 Karar sayılı kararında "Kira sözleşmesinin ilgili maddelerinde kiralanana yapılan imalatların bedelinin istenemeyeceği kararlaştırılmış ise de; söz konusu düzenlemeler, davacının beş yıllık sözleşme süresi sonunda kiralananı tahliye etmesi halinde uygulanacaktır. Kira sözleşmesinin süresinden önce sona ermesi halinde davacının yaptığı faydalı imalat bedelini kiralananı kullanamadığı süre ile orantılı olarak istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu