Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anılan sözleşmenin 3. ve 4. fıkraları “Dükkanın yan ve ön tarafına yapılacak olan çıkmalar için gerekli izin belgeleri ve bunlara ait masraflar ... tarafından, tadilat masrafları ... tarafından karşılanacaktır. ...'ye ait dükkanın tadilatı için gerekli izin ve belgeler alınamadığı taktirde ve belediye tarafından yapılan çıkmaların yıkılması durumunda yapılan masraflar, zarar ve ziyan ....'ye ... tarafından iade edilecektir.” hükmüne haiz olup, buna göre davacı-karşı davalı ... kiralananı sözleşmenin yapılmasından önce gezmiş, ön ve yan taraflarında çıkmaların olmadığını görmüş, bu çıkmaların yapılabilmesinin Belediye’den yapı izin belgesi alınması koşuluna bağlı olduğunu bilerek, kiralananı aylık 11.000 TL. bedel üzerinden kiralamayı kabul etmiştir. Dolayısıyla yapılacak çıkmalara ait yapı kullanma izin belgesi bulunmadığı davacı-karşı davalı kiracı tarafından bilindiği taraflar arasında tartışmasız olduğu gibi, dosyadaki kanıtlarla da sabittir....

    Davacı kiracı; davalının tren reklam giydirme taleplerini reddettiğini, davalının 10/12/2010- 25/06/2015 tarihleri arasında trenlere reklam giydirmeye izin vermediğini ileri sürmüştür. 6098 sayılı TBK’nun 301. Maddesinin ( 818 sayılı Borçlar Kanunun 249/1 fıkrasına) ifadesi ile kiraya veren; kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Kiraya veren bu borcu sadece fiili bir teslim ile ifa etmiş olmaz. Kiracı kiralananı hangi maksat için tutmuş ise kiraya veren o maksada elverişli bir tarzda teslim ile mükelleftir. Kiralananın ayıplı olarak teslimi nedeniyle kiralananın kullanılmasında imkansızlık veya derecesinde düşüklük meydana gelmiş ise bu durumda kiracının TBK’nun 123. ve 125. maddeleri dairesinde hareket ederek mevcut ayıbı uygun bir sürede kiraya verene ihbar etmesi beklenir....

    Davacı vekili dava dilekçesinde, kiralananın 2886 Sayılı Yasaya göre ihale edilerek 07.01.2009 başlangıç tarihli sözleşme ile davalıya kiralandığını, süre bitimi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğine dair ihtara rağmen kiralananın tahliye ve teslim edilmediğini, ayrıca davalının sözleşme hükümlerine aykırı olarak kiralayan Belediyeden izin almaksızın kiralananı 3.kişiye devrettiğini, bu durumun da sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise davanın reddini savunmuş, mahkemece, süre bitimi hukuksal nedeni ile ilgili bir karar verilmeksizin kiralananın sözleşmeye aykırı olarak 3.kişiye devredilmiş olmasından dolayı akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 256.maddesi hükmü uyarınca (6098 Sayılı Yasanın 316.maddesi) kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır....

      Mahkemece, davalının yapı kullanma izin belgesi olmayan işletme ruhsatı alınamayacağı belli dükkanları davacıya kiraladığından kira sözleşmesinin başından itibaren geçersiz olduğu B.K 249 maddesi uyarınca davacı kiracının geçersiz sözleşme nedeni ile kira bedellerinden sorumlu olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya takip dosyası nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, 5000 TL imalat bedelinin davalıdan tahsiline,davacının kar mahrumiyeti talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Kiracı olan davacının kiralananı boşalttıktan sonra anahtarı teslim etmesi B.K.'...

        Kiracının onarımı kiraya verenin hesabına yaptırabilmesi BK. 97/1 maddesi (6099 sayılı TBK.’nun 113/1 md.) uyarınca hakimden izin alma koşuluna bağlı tutulmuştur. Ne var ki ihbar ve izin koşuluna uymamış olsa bile yapılan giderlerin, vekaletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde kiraya verinin bu yüzden zenginleştiği tutar oranında istenebilmesi gerekir. Somut olayda, dava konusu edilen imalat ve tadilatın yapılmasına ilişkin olarak bildirim yükümlülüğünün yerine getirildiği kanıtlanabilmiş değildir. BK 97 maddesi (6099 sayılı TBK.’nun 113 md.) gereğince imalat için hakimden izin de alınmamıştır. Ne var ki bu durumda, yukarıda açıklandığı üzere yapılan işler davalı yönünden bir zenginleşmeye sebep oluyorsa davalı imalat ve tamiratın yapıldığı tarihteki giderlerinden, Borçlar Kanununun gerçek olmayan vekaletsiz işgörmeye ilişkin 414.maddesi (6099 sayılı TBK’nun 529 md.) uyarınca faydalandığı ve zenginleştiği oranda sorumlu olması gerekir....

          Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre davacı tarafın 40 ton fındık içini 30 gün içinde davalıya teslim etmesinin gerektiği, davacının malın alınmaması nedeniyle depolarında beklemesinden dolayı zararının oluştuğu yolundaki iddiasının davacının belirttiği süre kadar bozulacak nitelikteki ürünü elinde tutmasının hayatın olağan akışına aykırı olması nedeniyle kabul edilmediği, ancak fındıkların davalı tarafça teslim alınmaması nedeniyle piyasa şartlarında davalı dışındaki alıcılara satışının gerçekleştiği, davacının bu durumda meydana gelen zararını davalıdan talep edebileceği, ancak davacının davalıyı BK’nun 101.maddesine göre temerrüde düşürdüğünü ispatlayamaması nedeniyle dava tarihinden itibaren faiz isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu malın piyasa koşullarında dava dışı alıcılara satılmasından dolayı oluşan 10.000 YTL maddi zararın dava tarihinden itibaren...

            BK.nun 256. maddesinde de kiracının; kiralananı, kira süresince tam bir ihtimam dairesinde kullanması, komşuluk ilişkilerine riayet etmesi, kimseyi rahatsız etmemesi kuralları açıklanmıştır. Dosya kapsamına göre, davalının ceza dosyası ile sübuta eren eylemleri kiralananın açıktan fena kullanma olgusunu gerçekleştirdiğinden mahkemece tahliye kararı verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              İLK DERECE MAHKEMESİ'NİN KARAR ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; davalı taşıyıcı, davacı ile aralarındaki sözleşmeye uygun davranmayarak teslim aldığı yükü öncelikle sırasına göre indirmek istemediği, alıcı tarafından ürün kabul edilmeyince de yükü sırasıyla alıcılara teslim etmeyip bir depoya indirdiği, davacının başka bir araç kiralayarak yükü alıcılara kendisi teslim ettiği ve teslim için fazladan masraf yaptığı, bilirkişi raporunda davacının 10.960,00.TL masraf yaparak yükü alıcılara teslim ettiğinin tespit edildiği, davalı yükümlülüğünü ihlal ettiğinden meydana gelen zarardan da sorumlu olduğu, davacı icra takibinden önce davalıyı temerrüte düşürmediğinden takip öncesi faiz talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile alacak likit olduğundan %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir....

              e İstanbul'dan gelecek olan alıcılara göstermek üzere elinde ne olduğunu sorduğunu, sanık ...'ın 165 adet para bulunduğunu söylediğini, alıcıların gelmesi üzerine sanık ...'ı arayarak haber verdiğini, çalıştığı işyerinin altındaki kahvehanede buluştuklarını, sanık ...'ın diğer tanık ...'a hitaben “kitabı getirin de arkadaşlar baksınlar” dediğini, kitaptan sonra tanık Hüseyin'in 165 adet sikkeyi alıcılara gösterdiğini, sikkeler için 20.000 dolar bedelde anlaşıldığını beyan etmesi karşısında, sanığın, 2863 sayılı Kanunun 67/2. maddesi uyarınca kültür varlığı ticaretine aykırılık suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin, anılan Kanunun 67/1 maddesi uyarınca eksik ceza tayini, temyiz edenin sıfatı dikkate alındığında bozma nedeni yapılmamıştır....

                Maddesinde kiracının izin alarak mevzuata uygun tadilat yapabileceği, 3. Maddesinde ise yapılan değişiklik ve tadilatların sökülmeden taşınmazda bırakılacağı düzenlenmiştir. .....Taraflar arasında 15/09/2011 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi imzalanmış olup, kira sözleşmesinde kiralananın eski hale getirilerek teslim edileceğine dair düzenleme bulunmadığından davacı eski hale getirme bedeli talep edemeyecektir. Ancak elbetteki kiracı, kiralananı hor kullanımından kaynaklı zarar varsa bu zararın tazmini dolayısıyla sorumlu olacaktır. (Yargıtay 3. HD 2020/10023 E 2021/94 K) ..........6098 sayılı T.B.K.nun 316. (B.K.nun 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. (B.K.nun 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür....

                UYAP Entegrasyonu