Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hatta Hukuk Genel Kurulunun 13/05/2009 tarih ve 13/160 Esas, 185 Karar sayılı ilamı da aynı yönde olup ayıptan karşı tarafın haberdar olmasını sağlamaya elverişli her türlü ihbarın, ayıp ihbarı olarak kabulü mümkün görülmüştür. Fakat Yargıtay 13. Hukuk Dairesi son içtihatlarında ayıp ihbarı yapıldığının yazılı delille ispatı gerektiğini belirtmektedir. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2015/37131 Esas, 2017/7568 Karar sayılı içtihatı). Dairemizin Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin bu içtihatından farklı olarak ayıp ihbarı yapıldığına ilişkin iddianın her türlü delille ispatlanacağı kanaatindedir. Ayıp ihbarı yapılması hukuki bir işlem değil hukuki bir fiil olup her türlü delille ve doğaldır ki tanıkla ispat edilebilir. Gerek Borçlar Kanununda gerekse de 6502 Sayılı Yasada ayıp ihbarının ispatı için yazılı delil aranacağı, özel belgeler gerekeceği yönünde bir hüküm yoktur....

davanın reddini, ayıp ve ihbar yükümlülüğüne uyulmamış olması nedeniyle davanın reddini, esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddini, davacı yanın haksız ve mesnetsiz manevi tazminat talebinin reddini, haksız ve hukuka aykırı faiz talebinin reddini, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Dava, davacı tarafından satın alınan dairede mevcut ayıplar ve eksikler nedeniyle bedelinin ödetilmesi talebine ilişkindir. Davalı, dairede ayıp bulunmadığını ve ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının dairesindeki ayıplar ve eksiklikler ile ortak yerlerdeki ayıp ve eksikliklerin davacı arsa payı oranındaki değeri bulunarak yazılı şekilde karar verilmiştir. 4077 sayılı Kanunun 4.maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu Talebi yerine getirmekle yükümlüdür....

      Anılan maddeye göre, alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. 818 sayılı TBK.’nun 198. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz....

        gizli ayıp niteliğinde olduğunun tespit edildiği, Hasar yönünden inceleme ve kanaat: Davacıya ait araçtaki şanzıman hasarının davalılar tarafından giderildiği, onarım fatura bedelinin ----- olup arıza tamamen imalat hatasından kaynaklandığından bu zararın tamamından davalıların sorumlu olduğu, Ayrıca aracın tamiri için ------- süresince davacı şirketin aynı marka ve model bir araç kiralaması gerektiğinde, arıza tarihi itibariyle aynı marka ve model bir aracın günlük kirasının ----- olup davacı şirketin toplam ----------- araç kiralama zararının oluştuğu, Ancak dosya içinde bu yönde bir harcama belgesi mevcut olmadığı, Davacının ihbar külfeti yönünden inceleme; Dosyadaki belgelerden, davacı şirket tarafından davalılara --------- ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunulduğu, Araçtaki arızanın davalıların kusuru nedeniyle ortaya çıktığını belirten tespit bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren 30 gün içinde ayıp ihbarının yapıldığı, ayıp ihbarının süresinde yapıldığının tespit edildiği,...

          Davacı şirket, davalıdan aldığı tohumları dava dışı üreticilere sattığını ancak onların ayrı ayrı ayıp ihbarında bulunmaları üzerine üreticilere ödemeler yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek yaptığı bu ödemeleri davalıdan tahsilini istemiştir. Bu durumda mahkemece öncelikle ayıp iddiası üzerinde durularak dava konusu edilen tohumların ayıplı olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılıp, ayıplı olduğunun saptanması halinde ayıbın niteliğine göre somut olayda uygulanması gereken 6762 sayılı TTK'nun 25/3 maddesi uyarınca süresinde ve usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı belirlenerek gerektiğinde ayıp nedeniyle yapıldığı iddia edilen ödemeler yönünden daha ayrıntılı araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle toplanacak deliller hep birlikte değerlendirilip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

            Asıl dava da, ----- kararında da değinildiği üzere açıklanan tarihler nazara alındığında zaten süresinde ayıp ihbarının bulanmadığı, ayıbın açık ayıp olduğu, açık ayıp olması nedeniyle ayıp nedeniyle bir indirime gidilmemiştir. Bu nedenle asıl davanın kabulüne karar verilmiştir. Karşı dava da, davacıya yüzde elli kusur verilmiştir. Bu nedenle ---- olduğu kusurlu işlerden dolayı ürün maliyeti ----yüzde elli kusurlu olarak bu maliyetin yarısı olan ----maliyetin yarısını isteyebilir. Bunu istemesi ayıp ihbarına bağlı değildir. Ayıp ihbarı yapılmayan ancak ayıplı olduğu belirlenen emtiadan ötürüdür. Bu nedenlerle maddi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Manevi tazminata ilişkin olarak davacının kişilik haklarına ilişkin bir saldırının olmadığı anlaşıldığından manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir. Bu nedenlerle karşı davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Kiralananın tahliye edildiği tarih itibariyle düzenlenen teslim tutanağında; kiralanandaki hasar ve eksiklikler tespit edilmiş, tutanak kiracı ve kiralayan temsilcisi tarafından birlikte imzalanmıştır. Dava, hor kullanma tazminatı ve tamir süresi nedeniyle oluşan kira kaybına ilişkindir. T.B.K.’nun 316/1.maddesi (B.K.’nun 256.maddesi) hükmü uyarınca kiracı kiralananın kötü kullanımından kaynaklanan hasar ve bozukluklardan dolayı kiraya verene karşı sorumludur. Mahkemece, hor kullanma nedeniyle saptanan tazminat tutarı bilirkişi marifetiyle tespit edilmiş olup, takip tarihi itibariyle davalı tarafından hesaplanabilir ve likit bir alacak söz konusu olmadığından hükmedilen tutar üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

                1.000-TL maddi tazminat ile müvekkili şirketin bu eylem nedeniyle uğramış olduğu ticari itibar kaybından dolayı 150.000-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Davalı ..... vekili, öncelikle davanın husumet yokluğu nedeni ile reddini, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacı şirketin iddialarının aksine üründeki ayıp ve hataların davacı şirketin nakliye ve depolama şartlarının uygun olmamasından kaynaklandığını, ... ...İl ...nün 02/03/2011 tarihli raporunda her ne kadar ...f-maya değerlerinin olması gerekenin altında olduğu belirtilmiş ise de bu değerlerin aşağı olmasının davaya konu sorunların meydana gelmesinde etkili olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava konusu maldaki ayıbın açık ayıp olduğu, TTK. m. 25/3’de öngörülen 2 ve 8 günlük sürelerde ayıp ihbarında bulunulmadığı, davacının dava konusu malı kabul etmiş sayılması gerektiği, sonradan bu malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak davalılardan zarar, tazminat ve alacak talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine dair hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu