Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Önemli ayıp durumunda kiracının sözleşmeyi fesih hakkı saklıdır. Ürün kiralarında TBK m. 358 yollamasıyla aynı kanunun 307. maddesine göre; kiracı, kiralananın kullanımını etkileyen ayıpların varlığı halinde, bu ayıpların kiraya veren tarafından öğrenilmesinden ayıbın giderilmesine kadar geçen süre için, kira bedelinden ayıpla orantılı indirim isteyebilir. Ayrıca aynı Kanun'un 308. maddesine göre de; kiraya veren, kusuru olmadığını ispat etmedikçe, kiralananın ayıplı olmasından doğan zararları kiracıya ödemekle yükümlüdür. Her ne kadar davacı davasında uyarlama talebinde bulunduğunu bildirmiş ise de HMK'nın 33. maddesine göre; vakıaları bildirmek taraflara, hukuki niteleme hakime ait olduğuna göre eldeki dava ürün kirasına konu olan kiralanandaki ayıp nedeniyle kira bedelinin indirilmesi istemine ilişkindir....

    Mahkemece, davacının satın ve teslim alma tarihi 05/09/2012 ile ihtarnamenin keşide edildiği 09/11/2012 tarihleri arasında 2 ay 4 günlük süre mevcut olduğu, TTK nun 23/c maddesinde teslim anında açık ayıp halinde alıcının 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi,ayıp açıkça belli değilse 8 gün içinde incelemek ve bu inceleme sonucunda ayıbı satıcıya ihbarla yükümlü olduğu,dava konusu profiller standarda uygun olmadığı, tacir olan davacının satın aldığı profiller ile ilgili muayene yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi süresinde ayıp ihbarında da bulunmadığı, maddi tazminat ve itibar kaybı oluştuğu gerekçesi ile manevi tazminat isteminde bulunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davanın, ayıplı mal nedeniyle tazminat davası olduğu, davacı tarafça satın alınan araçların ayıplı olduğu, ancak bu ayıpların çıplak gözle tespit edilebilecek nitelikte açık ayıp olduğu, davacı yanca TTK'nın 25. maddesinde belirtilen muayene ve ihbar yükümlülüklerine uyulmadığı, böylece davacının araçları ayıplı haliyle kabul ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ...'nin temyizi lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığına ilişkindir. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince, maddi tazminat taleplerinin reddi nedeniyle 6.226,00 TL nispi, manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle 1.200,00 TL maktu olmak üzere toplam 7.426,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı uygulama sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

        gizli ayıp bulunduğunun bildirildiğini ileri sürerek, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, bu talebin mümkün olmaması halinde, araçtaki ayıp bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödenmesine, aracın kullanılamaması nedeniyle mahrum kalınan/ süreler için menfi zararlarının, dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, ayıp nedeniyle kar yoksunluğu nedeniyle uğranılan zarar, kira bedellerinden indirim yapılması, indirim tutarı üzerinden icra dosyasına yapılan ödemenin istirdatı, faydalı ve zorunlu gider alacağına yöneliktir. Dosyaya sunulan kira sözleşmesinin incelenmesinde, davacının davalılardan iş yerini 28/01/2015 tarihli kira sözleşmesi ile market olarak kullanmak üzere 5 yıllığına kiraladığı görülmektedir. Toplanan delillerden davacının 22.03.2016 tarihinde elektrik aboneliğini kapatarak bu yeri depo olarak kullanmaya devam ettiği ve 05.05.2017 tarihinde tahliye ettiği anlaşılmaktadır. Dairemizce öncelikle kiracı tarafından yapılan feshin haklı olup olmadığı değerlendirilmiştir....

        Davacının ödediği bedelden, nispi metot uygulanarak indirilmek suretiyle belirlenecek miktar ile davacının ayıp nedeniyle uğradığı zararların bilirkişilerden ek rapor alınarak hesaplattırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, makinenin ayıplı olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir. 32. Öte yandan, her ne kadar mahkemece makinenin ayıplı olmadığı kabul edilerek davacının sözleşmenin feshi ve tazminat isteminin reddine karar verildiği, Özel Dairenin kararında, davacının sair temyiz itirazları reddedilerek hükmün bu yönüyle onandığı, bu nedenle dava konusu makinenin ayıplı olmadığı hususunun kesinleştiği belirtilmiş ise de; mahkemece hükme esas alınan 17.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda makinedeki ayıp oranının %10 olduğu belirtilmiştir. 33....

          Fıkrası gereği de önemli ayıp halinde sözleşmeyi feshetme hakkına sahiptir. Davacı kafeterya ile kiralanan apartların yakınında bulunan 2 adet hamam ve havuz işletmesinin tahliyesi neticesinde kazanç kaybına uğradığından bahisle sözleşmenin feshini talep etmiş ise de; öncelikle münasip bir müddet tayin ederek ayıbın bu zaman zarfında bertaraf edilmesini istemesi ve bunun gerçekleşmemesi halinde akdi haklı olarak feshetmesi gerekir. Davacı kiracının TBK 306. maddesine göre sözleşmeyi feshetme hakkı var iken sözleşmeyi feshetmeyerek kiralanandaki faaliyetine devam ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....

            Davacının dava konusu iş makinası için toplam ------ masraf ödemesi yaptığı, Davacının ayıp nedeni ile harcamış olduğu hasar onarım----araç bedelinin toplamda ---- olduğu..." yönünde görüşlerini bildirmişlerdir. Maddi tazminat talebi yönünden; Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi). İspat yüküne ilişkin bu genel kural, tazminat davaları için de geçerlidir. Yani, tazminat davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir....

              Kiralananın ayıplı olarak teslimi nedeniyle kiralananın kullanılmasında imkansızlık veya derecesinde düşüklük meydana gelmiş ise bu durumda kiracının TBK’nun 123. ve 125.maddeleri dairesinde hareket ederek mevcut ayıbı uygun bir sürede kiraya verene ihbar etmesi gerekir. Kiralanandaki ayıba vakıf olan kiracının bu konuda uyuşmazlık çıkartmaması, kiracının kiralananı mevcut hali ile kabul ettiği şeklinde yorumlanabilir. Böylesi bir durumda kiraya veren bozukluklardan sorumlu tutulamaz. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda dava konusundaki su baskının ve zararın nereden kaynaklandığı tespit edilmemiş olup alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir....

              TBK’nın 474. maddesi ayıp nedeniyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenlendiği, buna göre açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek, ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunduğu, ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılacağı, bu halde iş sahibinin ancak eserin ayıplı olduğunu ispat ile ödeme yükümlülüğünden kurtulabileceği, bunun içinde ayıp ihbar koşulunu yerine getirmiş olması gerektiği, eser sözleşmelerinde ayıp ihbarının varlığının her türlü delille ispat edilebileceği, burada ayıp ihbar süresinin ayıbın açık ayıp, gizli ayıp niteliğine göre değişmekte olduğu, açık ayıbın, eserde dikkatli bir inceleme sonunda görülebilen ve anlaşılabilen bozuklukları, gizli ayıbın ise dikkatli bir inceleme ile ortaya çıkmayan ve sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıpları ifade ettiği...

                UYAP Entegrasyonu