Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, dairelerin teslim tarihinde teknik şartnameye uygun olarak bitirildiğini, davacı da dahil, tüm müşterilerini daireleri teslim almaya davet ettiklerini ve teslim tutanakları ile daireleri teslim ettiklerini, davacının maddi bir kaybının olmadığını, davacının eksik işlere ilişkin taleplerini kabul etmediklerini, manevi tazminat talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, dava konusu dairenin tapu kaydına göre 30.04.2001 tarihinde davacıya devredildiği, davacının bu tarihten itibaren 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 25/3. maddesi gereğince öngörülen süre içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı, ispat yükünün davacıda olduğu ve ayıp ihbarına ilişkin bir delil dosyaya sunmadığı gibi ayıp ihbarında bulunduğuna ilişkin bir iddiasının da olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Davalı vekili uyuşmazlığın davacının iddiasının aksine 8.11.2005 ve 16.11.2005 günlü fatura kapsamındaki mallardan kaynaklandığını; satım sözleşmesinin feshi nedeniyle takip konusu borcun hiç oluşmadığını, davacıya yapılan ayıp ihbarı sonrasında, davacının malları başkasına satmayı vaad ettiğini, ancak gereğini yapmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı vekili karşı davasında malların alıcılar tarafından kendisine iade edilmesinden ve davacı yanca bunların alınmaması üzerine yapılan stok giderlerinden oluşan zararın şimdilik 6.000,-TL.lik kısmının tazminine karar verilmesini istemiştir....

      Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde makinedeki ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğu, makinanın 22.04.2007 teslim tarihinden itibaren hiç çalışmadığı iddia edildiğinden ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı bu durumda davacının ayıba karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde herhangi bir tazminat talep edemeyeceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle TTK 25/3. maddesinde öngörülen süre içinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 17.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, süresinde ayıp ihbarının yapıldığı, sözleşmenin ifa yeri...olduğundan ve dava garanti süresi içinde açıldığından yetki ve zamanaşımı itirazlarının yerinde olmadığı, dava konusu araçta imalat hatasından kaynaklanan gizli ayıp bulunduğu, araçtaki arızanın tamir ile düzeltilmesi mümkün bulunan arızalardan olduğundan yeni araç ile değişim ve fatura bedelinin iadesi talebinin yerinde olmadığı, ancak tamir bedeli talebinin yerinde olduğu ve aracın kullanılamadığı süre açısından uğradığı zararın da 3.525 TL olduğu gerekçeleriyle davacının aracın yenisi ile değiştirilmesi ve fatura bedelinin tahsiline yönelik talebinin reddine, onarım bedeli ve aracın kullanılamadığı süreye ilişkin tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kira nedeniyle tazminat davasıdır. TBK'nun 301. maddesine göre “ Kiraya veren kiralananı kullanmaya uygun tam ve eksiksiz bir şekilde kiracıya teslim etmek ve kira müddeti boyunca bu halde bulundurmak ile mükelleftir...”. Taşınmazın kiralandıktan sonra ayıplı hale gelmesi hali, TBK'nun 305. ve 306. maddelerinde düzenlenmiştir. TBK'nun 305/1 maddesinde "Kiracı, kiraya verenden kiralanandaki ayıbın uygun bir sürede giderilmesini isteyebilir; bu sürede ayıp giderilmezse kiracı, ayıbı kiraya veren hesabına gidertebilir ve bundan doğan alacağını kira bedelinden indirebilir." hükmünü getirmiştir. Bu maddeye göre kiralanan sonradan ayıplı hale gelmiş ise kiracının ayıbı kiraya veren hesabına gidertebileceği ve bundan doğan alacağını kira bedelinden indirebileceği,aynı kanunun 307....

          23.08.2015 tarihinde tekrardan pert olması nedeniyle yapılan sigorta ekspertiz işlemi sırasında daha önceden pert kaydının bulunduğunun davacı tarafından öğrenilmesi ve makul süre içerisinde 10.09.2015 tarihinde davalının Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet edilmek suretiyle ayıptan haberdar edilmesi nedeniyle en azından bu tarihte ayıp ihbarının yapıldığının kabul edilmesi gerekmesine, kaldı ki davalının satıcılığı meslek edinmiş olması nedeniyle TBK'nun 225/2 ayıbın süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacağına, TBK'nun 88 ve 120.maddelerindeki düzenlemeler ve tarafların sıfatına göre yasal faize hükmedilmesinin yasaya uygun bulunmasına, aracın davacının kullanımdayken trafik kazası geçirmesi ve tekrardan pert olması nedeniyle araç kiralama bedeli talebinin reddine karar verilmesinin doğru bulunmasına, yine davacının kişilik haklarına ve vücut bütünlüğüne yönelik bir ihlal bulunmadığından yasal şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar...

          karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini açıklayıp ıslah ederek gecikme için 115.080,00 TL, eksikler ve ayıplar için 42.800,00 TL, okulun zamanında açılmaması nedeniyle uğranılan zarar için 40,000,00 TL talep ettiğini belirtmiştir....

            Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; inşaatın tesliminden itibaren iki yıl geçmesi ve ayıp ihbarında bulunulmaması sebebi ile davacının gizli ayıpları talep edebileceği, alınan bilirkişi raporunda hangi işlerin gizli ayıp hangilerinin açık ayıp kapsamında kaldığı belirlenerek, davacının gizli ayıplar, gecikmiş kira bedeli, belediye kanalizasyon gideri yönünden davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir....

              Mahkemece her ne kadar gerekçede ayıp ihbarının süresinde yapıldığı belirtilmişse de, ayıp ihbarının ne şekilde hangi süre içerisinde yapıldığı hususunda herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. Bu nedenle mahkemece süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 29/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Davacı taraf, satılanın ayıplı olması nedeniyle uğradığı zararın tazmini sitemiyle eldeki davayı açmıştır.İstinafa gelen uyuşmazlık, ticari satıma konu ürünlerin, davalı tarafından yenisi ile değiştirilmesi nedeniyle ayıp iddiası ve ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı yönünde inceleme yapılması gerekip gerekmediği, ürünlerin monte edildikleri yerden sökülmeleri için ödenen vinç kiralama bedelinin talep edilip edilemeyeceği, talep edilen miktarın uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Öğretide ayıp satılanda, hasarın geçtiği anda, vaad edilen nitelikleri bir diğer ifade ile bulunması gereken bir özelliğin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bir kusurun ya da eksikliğin bulunması ya da dürüstlük kuralı gereğince ondan beklenen lüzumlu vasıfları taşımaması hali olarak tanımlanmakta ve maddi, hukuki ya da ekonomik ayıp şeklinde sınıflandırılmaktadır. Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi)....

                  UYAP Entegrasyonu