Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2011/516 E 2012/987 K sayılı ve 04/10/2012 tarihli ilamı ile mahkumiyet kararı verildiğini, davalının davaya konu kiralanan işyerini haksız olarak işgal ettiği 11/03/2010 tarihinden işyerinin mahkeme kararı ile teslim alındığı tarih olan 23/03/2010 tarihine kadar çalıştırılamadığını, bu olaylar nedeniyle ticari itibarının sarsıldığını, yaşadığı üzüntü ve stres neticesinde manevi zarara uğradığını belirterek, davalının haksız işgali neticesinde uğranılan kazanç kaybı nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat, uğranılan ticari itibar kaybı, yaşanan üzüntü ve stres sebebi ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılamanın devamı sırasında 08/05/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 2.626,50 TL ye çıkardığını, maddi ve manevi tazminat talepleri açısından olayın gerçekleştiği tarihten itibaren uygulanacak ticari temerrüt faizi talepleri de olduğunu belirtmiştir....

    Davalının sunduğu cevap dilekçesinde özetle; ... " öncelikle elektrik ve su aboneliği olmayan bahse konu kiralanan yerlere ilişkin ilgili kurumlara müracaat ettiğinde kiralanan yerlere ilişkin su ve elektrik aboneliğinin hiçbir zaman olmadığı ve buralara su ile elektrik bağlatılamayacağı ve bu vesile ile konut olarak kullanılamayacağı bilgilerini aldığını, konuya ilişkin kayyım tarafından bir çözüm bulunamadığı, tüm sıkıntılara rağmen 5 aya ait kira bedellerinin ödendiği ayrıca kiralanan dairelere ilişkin olarak kira bedelleri ve tadilat masrafı olmak üzere toplamda bugüne kadar 10.000,00 TL tutarında masraf da yapıldığı bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini... " talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kararında : ... "davacının, davalı kiracıdan kira bedellerine ilişkin alacağının bulunduğu, davacının davasının kabulü ile İstanbul 8....

    'nin elinde mevcut ve Türkiye pazarında satışını sağlayamadığı dava kousu 2015 model araçların yurt dışında satışı konusunda aracılık yaptığını, davanın Kia Türkiye'ye karşı açılması gerekirken müvekkiline yöneltilmesinin haksız olduğunu, somut ve doğmuş hiç bir zararın mevcut olmadığını, karşı tarafın afaki tazminatlar ile kötü niyetli taleplerde bulunduğunu, davacının onayı ile Kia Türkiye ile irtibat kurulduğunu ve satış prosedürünün başlatıldığını, davalının davacıya satılan araçların garantisi konusunda Kia Türkiye'nin verdiği bilgi doğrultuunda kendisine garanti kapsamının belirtildiğini, davalının bu konuda hiçbir kusuru bulunmadığını, dava konusu araçların garantisiyle ilgili sorunun kaynağının Kia'nın Güney Kore'deki merkezinin Türkiye'deki araçların satışını bilmesine rağmen, Kia Avrupa ve Kia Almanya'nın garanti sistemine bloke koymasından kaynaklandığını, distribütör olarak Kia Tükiye'nin yurt dışına araçları satmasının mümkün olamaması sebebiyle, davalının ve benzer diğer firmalar...

    e ait hasarlı araçlar deposunda toplanan araçların parçalanarak satışa sunulduğu ve kiralanan yerlere teslim edilmediği, araçların sanık ... tarafından kiralanmasından sonra, ..., ... ve diğer sanıkların araçları teslim almak üzere yola çıktıkları, yolda yapılan kontrolde sanıkların yakalandıkları, böylece sanıkların aynı iştirak iradesiyle birlikte hareket ederek katılanlar ve mağdura yönelik sahte kira sözleşmelerini kullanılarak haksız menfaat temin ettikleri olayda dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarının işlendiğine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır. 1-Sanıklar ..., ..., ... haklarında verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelenmesinde; Sanıklar ..., ..., ...'...

      Ve Tic Ltd....

        Sanık ile katılan şirket arasındaki finansal kiralama sözleşmeleri doğrultusunda, sanığa kiralanan araçların zilyetliğinin devredildiği ancak sanığın borçlarını ödemede temerrüde düşmesi nedeniyle firma tarafından malların iadesinin istendiği, sanığın ise iade etmeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan olayda; Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından: sanığın ısrarlı savunmalarında borcun büyük bölümünü ödediğini beyan etmesi karşısında, sanık ile katılan şirket arasındaki ihtilafa konu sözleşmeler nedeniyle süre sonunda teslim edilmeyen malzemelerin bulunup bulunmadığı, teslim edilmeyen malzeme varsa bunların hangi tarihli sözleşmeden kaynaklandığının ve teslim edilmemesinin sanığın kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılması, hukuk dava dosyalarının celp edilerek işin uzmanı bir bilirkişiden rapor alınması ve toplanan tüm delillerin sonucuna...

          edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi esas alınarak noterler tarafından yapılacağı, noterler tarafından yapılmayan satış ve devirlerin geçersiz olduğu hükme bağlanmıştır....

            Zilyetlik rızayla faile devredilmelidir, Somut olayda, katılana ait oto kiralama ... yerinde kiralanan araçların müşterilere götürülmesi kira bedellerinin tahsili gibi işlerde çalışan sanığın, olay tarihinde tahsil ettiği 1847 Euro, 200 TL ile ... gereği verilen bir adet cep telefonunu katılana iade etmeden ortadan kaybolması şeklinde gerçekleşen eyleminin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.....

              Davacı ve asli müdahil vekili, ... bedelinin tamamının ödeneceğine ilişkin hükmün sözleşmeye sonradan eklendiğini beyan etmiştir. Mahkemece, ... sözleşmesinde sürenin bitiminden önce araçların teslimi veya sözleşmenin feshi halinde dahi ...cının ... bedelinin tamamını ödemeyi kabul ettiğinin kararlaştırıldığı, bu hükmün sonradan sözleşmeye eklendiğinin davacı tarafça yazılı belge ile ispat edilemediği, davacının ... bedelinin tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle davacının ve asli müdahilin davasının reddine karar verilmiş, hükmün davacı ve asli müdahil tarafından temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 17.02.2014 tarih, 2013/7108 esas ve 2014/1598 karar sayılı ilamıyla “......

                Maddesi uyarınca belirsiz alacak davasının, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin davacıdan beklenilemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde açılabileceğini, 6098 sayılı Türk Borlar Kanununun sözleşme özgürlüğü başlıklı 26. maddesi bir sözleşmenin kanunda öngörülen sınırlar içerisinde özgürce belirlenebileceği hükmünü içerdiğini, dolayısıyla ihale şartlarını ve imzalanacak sözleşmenin taslağını ihaleye teklif vermeden öcne okuması kendisinden beklenen ve bu minvalde ıslak imzalı beyan veren davacının, sözleşme ve cüzlerinden bali olarak, kanunun kiralamaya ilişkin genem hükümleri üzerinden tazminat talep etmesi hukuka ve kamu düzenine aykırı olduğunu, bir başka deyişle sözleşme e ihale dokümanlarından açıkça anlaşılacağı üzere davacı tarafın haksız şekilde talep etmiş olduğu hasar ve gider kalemlerinin, sözleşme bedeline dahil giderler içerisinde olduğu davalı tarafından bilinmekte ve bu giderleri gözönünde bulunduracak...

                  UYAP Entegrasyonu