Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı kiralananı altı yıldan bu yana kahvehane olarak kullanmaktadır. 15/05/2011 tarihinde sözleşme yenilenmiştir. Kiraya veren 21/02/2012 tarihli noter ihtarnamesi ile kiralananı kendi iş yeri ihtiyacı için kullanacağını 15/05/2012 tarihinden itibaren sözleşmeyi yenilemeyeceğini, taşınmazı tahliye etmesini aksi taktirde iş yeri ihtiyacı nedeni ile tahliye davası açacağını ihtar etmiş, kiracı davacı da 18/04/2012 tarihli cevabi ihtarnamesi ile kiraya verenin iş yeri ihtiyacı sebebi ile taşınmazı 15/05/2012 tarihinde boşaltarak teslim edeceğini bildirdikten sonra kiralananı boşaltarak anahtarları 20/04/2012 tarihinde kiraya verene teslim etmiştir. Davalı kiraya veren boşaltılmasını sağladığı iş yerini bir süre boş tuttuktan sonra kiralık ilanı asmış, daha sonra da 01/02/2013 başlangıç tarihli sözleşme ile lokanta olarak üçüncü şahsa 5 yıl süre ile kiraya vermiştir....

    Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır.Anahtarın kiralayana teslimi, hukuki işlemin içerisinde yer alan bir maddi vakıa olmakla birlikte, sözleşmenin feshine yönelik bir hukuki sonuç doğurduğundan, bunun ne şekilde ispat edileceği hususu, yıllık kira bedelinin tutarı esas alınmak suretiyle, HMK'nın 200 ve 201. maddeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Eş söyleyişle, yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının üzerindeyse ve kiralayanın açık muvafakati yoksa bu yön kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabilir; tanık dinlenemez. Kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur....

      Kiracının, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda kural olarak, kiracı kira süresinin sonuna kadar kiralayanın uğradığı tüm zararı ödemekle yükümlüdür. Ancak, 6098 Sayılı TBK.'nun 114/2. maddesi (mülga 818 Sayılı BK.nun 98/2.maddesi) göndermesi ile aynı Kanunun 52.maddesi (mülga BK.nun 44. maddesi) uyarınca kiraya verenin de zararın artmasına neden olmaması gerekir. Bu durumda, davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir. Kiracı, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak fesh ederek kiralananı tahliye ettiğine göre, anahtar teslim tarihine kadar işleyen kira bedelinden, anahtar tesliminden sonra ise makul süre kirasından sorumludur....

        Sözleşmenin özel şartlar 8.maddesinde "Kiracı kiralananı boşaltmak istediği takdirde en az 1 ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmeyi taahhüt eder" hükmüne yer verilmiştir. Tarafların serbest iradeleriyle kararlaştırdıkları bu koşul geçerlidir ve tarafları bağlar. Kiracı bu ihbar şartına uyarak gönderdiği 29.03.2010 tarihli ihtarname ile taşınmazı 30.04.2010 tarihinde boşaltacağını davalıya bildirmiş ancak kiralananı cebri icra yoluyla 25.06.2010 tarihinde tahliye etmiştir. Davacı kiracı feshi ihbarda bulunmasına rağmen belirttiği tarihte kiralananı tahliye etmediğinden edimini yerine getirmemiştir. Sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesi gereği taraflar sözleşme hüküm ve koşullarına uygun davranmak durumundadırlar. haklı neden olmadıkça ve usulüne uygun feshedilmedikçe kiracı, sözleşme süresi ile bağlı olup sözleşmenin süresinden önce ve haksız olarak feshi durumunda kiraya verenin bundan kaynaklanan zararını gidermekle yükümlüdür....

          (B.K.nun 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. (B.K.nun 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. O halde mahkemece alınacak bilirkişi raporu ile hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülmesi gerekir. Ayrıca sözleşmenin 3. maddesi gereğince davalı boya badana bedelinin tamamından da sorumludur....

            AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/10/2020 NUMARASI : 2020/166 E 2020/534 K DAVA KONUSU : Evlenen Kadının Önceki Soyadını Kullanmasına İzin Verilmesi KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davalı nüfus müdürlüğü tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, evlenen kadının önceki soyadını kullanmasına izin verilmesine ilişkindir....

            Somut olayda; sanığın alıcılara teslim etmek üzere şikayetçi şirketlerden aldığı margarinleri müşteriler yerine İzmir'de bulunan toptancılara satmak şeklinde gerçekleşen eyleminde hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçunun oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sanığın suç kastı ile hareket etmediğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 27/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Türk Borçlar Kanununun 325.maddesi hükmüne göre kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Ancak sözleşmeyi haklı nedenle fesih eden kiracı erken tahliye nedeniyle makul süre kira bedelinden sorumlu değildir. TBK’nun 301.maddesi hükmü gereği kiraya veren; kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Kiraya veren bu borcu sadece fiili bir teslim ile ifa etmiş olmaz. Kiracı kiralananı hangi maksat için tutmuş ise kiralayan o maksada elverişli bir tarzda teslim ile mükelleftir. Davacı kiraya veren, gerekli vasıfları taşımayan binayı kreş olarak kiraya vererek kusurlu davranmıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava, kira dönemi bitmeden kiralananı tahliye eden kiracı davalıdan mahrum kalınan kira ve yakıt bedellerinin tahsiline ilişkindir. Karar Sulh Mahkemesince verilmiştir. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında kaldığından dosyanın görevli Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE 1.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık kiralananı hor kullanma nedeniyle tazminat ve kira bedeline ilişkin olup, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 6. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 08.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu