Sözleşmenin 8. maddesinde "Kiracı, kiralananı boşaltmak istediği taktirde en az bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmek zorundadır” hükmüne yer verilmiştir. Davalı 8.3.2012 tarihinde keşide ettiği ihtarla sözleşmenin 8. maddesine göre sözleşmeyi feshettiklerini, sözleşmede süre kaydına uygun olarak tahliye edeceklerini ve anahtar teslimi için şirkete başvurmalarını ihtar etmiş, ihtar davacı kiraya verene 15.03.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Kiralananın tahliye edilip anahtar teslimine ilişkin yazılı bir belge ibraz edilmemiş ise de davacı vekili dava dilekçesinde, kiracının kiralananı Nisan 2012 tarihinde tahliye ettiğini belirtmiş davalıda bu tarihe karşı çıkmamıştır. Öte yandan davacı vekili kira farkı alacağını 01.03.2011-01.04.2012 tarihleri arasındaki dönem için talep etmiştir. Bu tarihe göre 01.04.2012 tarihinin tahliye tarihi olarak kabul edilmesi gerekir....
Yukarıda açıklandığı üzere kiralananı tahliye edildiğini ispat yükü kiracıya ait olup, kiracı yasal delillerle kiralananı bildirdiği tarihte tahliye ettiğini ispat edememiştir. Bu durumda, kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine göre kiracının kira bedellerinden sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, Adalet Bakanlığının yerinde görülen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının yerinde görülen kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile HMK'nın 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 24/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Davalı, davacının, kiralananı sözleşmede belirtilen tarihte tahliye ve teslim etmediği gibi, sözleşmede öngörülen diğer şartları da yerine getirmediğini, bu nedenle kendisinden herhangi bir tazminat talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....
(BK 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334. (BK 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiraya verene teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracısözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan tahliye tarihi itibariyle belirlenecek birim fiyatları ile sorumludur. Kaldı ki davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı da kuşkusuzdur. Gerek tespit raporunda gerekse mahkemece alınan bilirkişi raporlarında hor kullanım olağan kullanım ayrımının her bir kalem hasar için ayrı ayrı yapılmadığı, rayiç birim fiyatların tahliye tarihi itibariyle esas alınmadığı ve kullanım süresiyle orantılı yıpranma payının düşülmediği anlaşılmaktadır....
Kiraya veren, kiralananı sözleşmenin amacına uygun surette kullanmaya ve işletmeye elverişli bir şekilde teslime ve kira süresince de kiralananı bu halde tutmaya mecburdur. Eş söyleyişle, kira sözleşmeleri iki taraflı borç doğuran ivazlı sözleşmelerdendir. O nedenle kiraya veren davacı, kiralananı da başlangıçtan itibaren sözleşmeden maksut kullanmaya salih bir halde, her türlü ayıptan salim olarak kiracıya teslim ve sözleşmenin devamı süresince de bu amacı sağlamak zorundadır (TBK. m. 301). Çünkü buradaki ifa; borçlanılan edimin kural olarak borçlu tarafından belirli bir yer ve zaman içinde ve sözleşmenin kaynağındaki esaslar altında yerine getirilmek suretiyle borçlunun borcundan kurtulmasını sağlayan eylem ve davranıştır. O halde, geçerli bir ifanın benimsenebilmesi için; ifa borçlu tarafından alacaklıya sözleşmede kararlaştırılan yer ve zamanda, kararlaştırılan nicelik ve niteliklere uygun olarak yapılmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, dava dilekçesinde özetle; 01/12/2007 tarih ve 10 yıl süreli kira sözleşmesine dayalı olarak 01/01/2012 tarihine kadar davalıya ait kiralananı kullandığını, davalının 28/06/2011 tarihinde noter kanalıyla söz konusu taşınmazı iş yeri olarak kullanacağını belirten tahliye talepli ihtarname gönderdiğini, buna istinaden taşınmazı boşalttığını ancak veteriner kliniği olarak işlettiği kiralananı tahliye etmekle beraber yer değişikliği sebebiyle çeşitli mağduriyetler yaşadığını, yeni kiraladığı yer içinde masraflar yapmak, tadilat sebebiyle faaliyetine ara vermek zorunda kaldığını, davalının ihtiyaç sebebiyle tahliye...
Kiracı, devir öncesi mevcut muaccel ödenmemiş kira bedeli borçlarından dolayı kiralananı devreden kiralayana karşı, devir tarihinden sonra ise yeni malike karşı sorumludur. Kiralananı satın alan davacı TBK'nin 310. maddesi gereğince önceki malik kiralayanın haklarına halef olmuş ise de bunun için öncelikle kiralananı satın aldığı ve kira paralarının bundan sonra kendisine ödenmesi yönünde kiracıya bildirimde bulunması gerekir. Yeni malik tarafından kiracıya ihtar gönderilmesinden önce kiracının kira paralarını önceki malike ödemesi halinde, önceki malike yapılan ödeme miktarınca kiracı sorumluluktan kurtulacaktır. Olayımızda; kira sözleşmesine konu taşınmaz davacı alacaklı tarafından 22.11.2016 tarihi itibariyle edinilmiştir. Kiralananın yeni malik davacı tarafından edinilmesinden sonra davalı borçlu kiracıya 20.12.2016 tarihli ihtarname gönderilmiş ise de, tebliğ mazbatasından tebligatın muhatabına tebliğ edilemeden iade edildiği anlaşılmaktadır....
Davalı; çevre sakinlerinin okul ihtiyacının sözleşmede düzenlenmediğini, faaliyette bulunmadan da kiralananı ellerinde tutabileceklerini, kira bedellerinin ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın reddine yönelik olarak verilen karar Dairemizin 07/12/2017 tarih ve 2017/7373 -17221 E/K sayılı ilamı ile; kiralananın okul/kreş olarak eğitim amaçlı ve sürekli kullanılmak üzere kiralandığı, kiralananın dönemsel olarak kapalı tutulmasının ve bu hususta kiraya verenden izin alınmamasının kiralama amacına ve akde aykırı olduğu, davacı tarafından davalıya 30 gün süreli ihtarname gönderildiği ve akde aykırılığın düzeltilmediği belirtilerek Mahkemece, bu husus gözetilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir....
müvekkilinin gönderilen 30/09/2007 tarihli ve 17.434,53 TL bedelli faturayı yasal süresinde noter ihtarnamesi ile iade ettiğini, ancak 16/07/2007 tarihli 21.120,84 TL bedelli faturanın davalıya iade edilemediğini, müvekkili tarafından alıcılara hasarlı ve eksik mal teslim edilmediğini ileri sürerek müvekkilinin cari hesabından tahsil edilen 38.555,37 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
F. isimli kişinin vakıf yetkilisi olarak imzaladığı, davalı vakfa yazılan müzekkereye verilen cevapta Vakıflar Şubeler çalışma yönetmeliğinin 7.maddesinde şubelerin vakıf dışında ayrı bir hükmü şahsiyetleri yoktur hükmü bulunduğu, yönetmeliğe göre şubelerin her türlü gayrı menkul kiralama, satın alma veya benzeri ayni hak tesis etmesi merkezin açık yazılı izniyle mümkün olduğu, gayri menkullere ilişkin alım, satım, bağış kabulü, kiralama veya sair ayni haklar tesisi ticari işletme kurabilmek için genel merkezden izin almakla yükümlü oldukları, kira kontratı ve öncesinde hiç bir şekilde K.Maraş şubesine veya R. F.a gayrimenkul kiralamak hususunda bir yetki ve izin verilmediğinin bildirildiği buna göre yetkisiz şube temsilcisi R. F. tarafından imzalanan kira sözleşmesinden dolayı davalı TÜRKAV'ın sorumlu olmayacağı gerekçesi ile istemin reddine karar verilmiştir....