Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ile davalının murisi ... arasında düzenlenen 20.08.2012 başlangıç tarihli 5 yıl süreli konut olarak kullanılmak üzere aylık 300.TL bedelli kira sözleşmesi yapıldığı, kiraya veren muris ...’nun 18.02.2011 tarihinde vefat etmesi üzerine diğer mirasçıların hissesini satın alan davalı ...’ın tek malik sıfatıyla kiralananı 30.07.2012 tarihinde dava dışı ...’e sattığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi gerekir. Aksi halde önceki malike yapılan kira ödemeleri geçerli olup kiracı kira borcundan kurtulur. Davacı kiracı 2012 Ağustos, Eylül ve Ekim aylarına ait kira bedellerini 30.07.2012 tarihli satıştan haberi olmadığı ve yeni malik tarafından kendisine kira ödemeleri hususunda ihtarname gönderilmediği için önceki malik olan davalıya ödediğini belirterek yapılan bu ödemelerin iadesini istemiştir....

    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, önceki malik ile davalı arasında 32, 33 ve 34 no’lu bağımsız bölümler için ayrı ayrı 01.01.2009 başlangıç tarihli, 2 yıl süreli işyeri (Deri Ayakkabıcılığı), kira sözleşmesi imzalandığı, davacının bu yerleri 16.06.2009 tarihinde satın aldığı, davalı kiracının haklı neden göstermeden 21.06.2010 tarihinde kiralananı tahliye ettiği, bu hususun davacı tarafından açıkça kabul edildiği anlaşılmaktadır. “Kiralananın kira sözleşmesinin bitiminden önce geri verilmesi” başlıklı TBK 325. maddesinde; “Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulması hâlinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer....

      Kiracı olan davalı, kural olarak kiralananı kullanırken tam bir ihtimam dairesinde hareket ve apartman kirasında bina dahilinde oturanlara karşı icabeden vazifeleri ifa ile mükelleftir. Buna uygulamada “kiracının kiralananı özenle ve tahsis amacına uygun olarak kullanma yükümlülüğü” denir. Şayet kiracı oturmakta olduğu binada kiralananı bu yükümlülüğe aykırı şekilde kullanmış; somut olayda olduğu gibi o yerde fuhuş için yer ve imkan temin etmişse bu eylemden kiralanan binanın kötü bir adla anılması sonucu ortaya çıkar. Davacı da binada malik olduğuna göre onun bu eylem sonucundan malik olarak etkileneceği kuşkusuzdur. Dolayısıyla davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemece yapılan bu saptama bir yana bırakılarak çekişmenin esasının incelenmesi yerine davanın yazılı bazı gerekçelerle reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır....

        Davalı, kiralananı, eksiksiz teslim ettiğini, boya ve temizlik dışında kiralanın hiçbir bakıma ihtiyacının olmadığını, davacı kiracının kira parasını ödeyemediği için kiralananı kendiliğinden tahliye ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

          Borçlar Kanununun 274.maddesinin ilk fıkrasına göre, kiralayan, kiralananı sözleşme dairesinde kullanmaya hazır bulundurmuş oldukça kiracı, kiranın tamamını ödemekle yükümlüdür. Dosyada toplanan delillerden ve özellikle dinlenen tanık sözlerinden, davacı kiracıya teslim edilen kiralananın kiracı tarafından fiilen elde bulundurulduğu, işyerinin anahtarının davalıya teslim edilmediği anlaşılmaktadır. Yapılan bu saptamalara ve özellikle Borçlar Kanununun 274.maddesinin ilk fıkrasına göre kiracının, kiralananı elinde bulundurduğu sürece kira parası ödemesi zorunlu olduğundan, davanın reddi yerine istemin kısmen hüküm altına alınması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 18.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            ın kiralananı kış ortasında, anahtarlarını teslim etmeden terkettiğini, müvekkilinin davalılar hakkında 2009 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran ayları kira bedellerinin tahsili amacıyla yaptığı icra takibine davalıların itiraz ettklerini belirterek itirazın iptali ve % 40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini istemiştir. Davalı ... kiralananı 2009 yılı Şubat ayında tahliye ettiğini, kira borcu bulunmadığını savunmuştur. Kiralananın tahliye edilerek anahtarın kiralayana teslim edildiğini davalı kiracının yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. Kiralananın davalı tarafından tahliye edildiğinin kabul edilebilmesi için kiralananın boşaltılarak anahtarın kiralayana usulüne uygun olarak teslim edilmesi zorunludur. Bu da tevdi mahalli tayini veya notere anahtarın teslimi ile olur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; dava dilekçesinde özetle; davaya konu kiralananı eski sahibinden 1999 yılında kiraladığını, kira sözleşmesi henüz sona ermeden 2006 yılında kiralananın davalıya satıldığını, davalının açtığı tahliye davası neticesinde tahliye kararı verildiğini ve kiralananı tahliye ettiğini belirterek kiralananı otel olarak kullanması dolayısıyla yapılan faydalı ve zorunlu masraf bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

                Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir; anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır. Kiralayanın anahtarı teslim almaktan kaçınması durumunda kiracının mahkemeye müracaatla tevdi mahalli tayini, icra dosyasına ya da notere anahtarın teslimi suretiyle anahtar teslim yükümlülüğünü yerine getirmiş olması gerekir....

                  Kiraya veren durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu husus mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulmalıdır. Olayımıza gelince; Davacılar dava konusu kiralananı 02.03.2012 tarihinde iktisap ettiklerinden bahisle davaya dayanak yaptıkları 08.03.2012 keşide tarihli ihtarname ile 2012 yılı Mart ayı kira bedelini istenmişlerdir. Yeni malikin temerrüt nedeniyle tahliye davası açabilmesi için kiracıya taşınmazı iktisap ettiğini ve kiraların kendisine ödenmesine ilişkin ihtar gönderip bu ihtar sonuçsuz kalır ise temerrüt ihtarı gönderip buna dayalı olarak dava açması gerekir....

                    Dava hor kullanmadan kaynaklı tazminat alacağı talebine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 316. maddesi uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334. Maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. O halde Mahkemece alınacak bilirkişi raporu ile hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapılmalı, hor kullanıma konu zararların tahliye tarihi itibariyle değerlerinin tespit edilip kullanma süresi ile orantılı olarak yıpranma paylarının düşülmek suretiyle zararın hesaplanması gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu