No:1/19 İskenderun adresinde kiracı olduğunu, kiracının 2014 senesinde kira bedelini 300,00 TL, 2015 senesinde 330,00 TL, 2016 da ise 360,00 TL olarak yatırdığını, ancak daha önceki vakıf yöneticisinin mahkeme tarafından vakfı zarara uğratması ve kira bedellerini çok düşük bedellerle akdetmesi karşılığında azledildiğini, vakfın daha fazla zarara uğramaması için bu davanın açıldığını, dava konusu yer için ödenmekte olan kira bedelinin mecurun bulunduğu çevredeki emsal kira bedelleri, yüz ölçümü ve özellikleri itibariyle hak ve nesafet ilkeleriyle bağdaşmayacak ölçüde fevkalade az olduğunu, adalet ve hakkaniyet ölçülerine uygun olarak kira bedellerinin uyarlanmasını, aylık 360,00 TL olan kira bedelinin dava tarihinden itibaren 1.000,00 TL 'ye çıkarılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kira bedeli uyarlama davasının şartlarının Borçlar Kanununun 138....
Bunun mümkün olmaması hâlinde borçlu, sözleşmeden dönebilir; sürekli edimli sözleşmelerde ise kural olarak, fesih hakkını kullanır.” denilerek uygulama da kabul edilen uyarlama davasının yasa maddesi haline getirilmiştir. Somut olayda; önceki malik ... ile davalılardan ... arasında 17/05/2007 başlangıç tarihli on yıl süreli kira sözleşmesine ilişkin, taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı yeni malik, 07/05/2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere değişen hal ve şartlara göre kira bedelinin uyarlanmasını istemiş ve 12/09/2013 tarihinde iş bu davayı açmıştır. Uzun süreli kira sözleşmelerinde edimler arasındaki dengenin aşırı bozulması ve sözleşmenin taraflar açısından çekilmez hale gelmesi durumunda kira parasının günün ekonomik koşullarına uyarlanması için her zaman “ uyarlama “ davası açılabilir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde, iş bu sözleşmenin taraflarının tacir sıfatına haiz olduğunu, tacirlerin TBK’nun 138.maddesi uyarınca uyarlama talebinde bulunamayacağını, mahkemece sözleşmeye bağlılık ilkesinin esas tutulması gerektiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, sözleşmenin edimleri arasındaki dengeyi bozan olağanüstü bir durumun yaşanmadığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgedeki kira bedellerinin artmış olmasının tek başına kira bedelinin uyarlanmasını gerektirmeyeceği, gerekçesiyle davacı vekili tarafından 10 yıllık kira sözleşmesinin bitimine 4 yıl kala açılan kira uyarlama davasında uyarlama koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davaya dayanak 15.02.2008 başlangıç tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile kiralananın banka hizmet binası olarak kullanılmak üzere yıllık net 22.500,00 TL bedelle kiralandığı görülmektedir....
Bundan ayrı dava konusu 12.11.1972 tarihli, 49 yıl süreli protokolde, kira bedeli aylık 100 TL olarak belirlenmiş olup yukarıda da belirtildiği üzere artış şartı bulunmamaktadır. Davacı, belirlenen kira bedelinden geriye doğru beş yıllık kira bedelinin tahsilini talep etmiş; Mahkemece, dava tarihi itibariyle kiralananın kira bedeli 2.500,00 TL olarak kabul edilerek geriye doğru endekse göre hesaplanan 5 yıllık kira bedelinin tahsiline karar verilmiştir. Sözleşmede artış şartı olmadığına göre, Mahkemece; kira bedelinin tespiti ve uyarlama sonucu yeni kira bedelini belirlenmediği takdirde, sözleşme yazılı kira bedelinin dışında geçmişe dönük olarak başka bir kira bedeli esas alınarak kira alacağına hükmedilebilmesi mümkün değildir....
Davalı vekili, kira parasının yabancı para veya kıymetli madene endeksli olarak belirlendiği sözleşmelerde yıllık artış uygulanmayacağından kira parasının uyarlanmasının talep edilemeyeceğini, davacı yeni malikin tapuya şerhedilen kira sözleşmesini ve şartlarını bilerek taşınmazı satın aldığını, uyarlama davasının şartlarının gerçekleşmediğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece taşınmazın aylık 11.600 USD kira getirebilecek durumda olduğu, sözleşmeye göre kira bedelinin aylık 3000 USD olduğu, aradaki fark nedeni ile sözleşmenin kiralayan yönünden çekilmez hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 01/07/2003 başlangıç tarihli sekiz yıl sürelidir. Sözleşmede artış hükmü bulunmamaktadır....
KABUL VE GEREKÇE: Dava, kira bedelinin uyarlanması davasıdır....
Gerçekten de uzun bir süreyle kira akdine bağlanmış kiracı ve kiralayanın hak ve vecibelerini, kısa süreli kira sözleşmesinin tarafları ile bir konumda görmenin sözleşme serbestîsi ilkesine, adalet ve mantık kurallarına aykırı olacağında duraksamaya yer olmamalıdır. Aksinin düşünülmesi halinde sözleşmenin fesih edildiği, yeni bir sözleşmenin ortaya çıktığı sonucuna kavuşmak gerekir ki hükümlerini sürdüren bağlayıcı ve ayakta duran sözleşme karşısında bunu kabul etmek mümkün değildir. Olayımızda ise mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın niteliği, konumu değerlendirilerek emsal kira bedellerinden hareketle kira bedelinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle kira tespitine ilişkin esas ve usullere göre hazırlanan raporun, hüküm kurmaya yeterli araştırmayı içermediği ortadadır....
Davacı duruşma sırasında talebinin kira tespiti olduğunu belirtmişse de ıslah harcı yatırmadığından talebinin uyarlama olarak kabulü gerekmiştir. Kira bedelinin uyarlama davası, kiralananın Borçlar Kanununa veya 6570 sayılı Kanuna tabi yerlerden olup olmadığına bakılmaksızın taşınmazın yıllık kira miktarı üzerinden genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğinden uyuşmazlığın yıllık kira miktarına göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira bedelinin tespiti-Uyarlama Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti - uyarlama davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne, dava tarihi olan 02/07/2013 tarihinden itibaren kira bedelinin 400 TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Taraflarca kira artış oranına ilişkin bir anlaşma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmeleri için yeni kira yılında uygulanacak kira bedelinin ise hakim tarafından ortalama TÜFE değişim oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirleneceği hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemeyle artık ilk yıl sonrası yeni dönem kiraların belirlenmesinde kısa süreli kiralarda "tespit davası", üç ve daha uzun süreli kiralar içinse "uyarlama" davasının açılması gerektiğine ilişkin Yargıtay İçtihatlarının uygulama kabiliyeti kalmamıştır....