WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle, başka bir mahkemede dava konusu olduğu anlaşılan 187.664,11 TL ile ilgili olarak talep olmamasına rağmen, eldeki davada talep aşılmak suretiyle karar verilmesi doğru görülmemiştir. 3-İkinci alacaklılar toplantısına katılan davacı vekili, kira sözleşmesi uyarınca kira bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek, kira sözleşmesinin feshine ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Toplantıda iflas idaresine, kira sözleşmesinin feshi konusunda alacaklılar tarafından yetki verilmiştir. İflas idaresi vekili de yargılama aşamasında, iflasla birlikte kira sözleşmesinin sona erdiğini, kiralayanın depozito talebinin yasal dayanağının kalmadığını savunmuştur. Bu durumda sözleşmenin feshini isteyen davacının, feshi istenilen sözleşme gereği depozito talep edip edemeyeceğinin tartışılmaması da hatalı olmuştur....

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kira sözleşmesinin devam ettiği, Yunus Emre Devlet Hastanesi ile imzalanmış kira sözleşmesinin bulunduğu, öncelikle özel hukuk hükümlerine göre adli yargıda tahliye davası açılması ve bu dava da verilecek karar sonucuna göre işlem tesis edilmesi gerektiği, kira sözleşmesi sona ermeden tahliye kararı verilemeyeceği, kira bedelinin süresinde ödenmemesinin sözleşmenin tek taraflı feshini gerektirmeyeceğinden, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğundan, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür. KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ... DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....

      Ödeme emrinin tebliği üzerine davalı kiracı yasal süresinde yaptığı itirazında alacaklı görünene 800 TL temmuz ayı kira bedeli olduğunu ancak kendisinin 25.07.2012 tarihinde iş yerinden çıktığını ve bu nedenle sadece temmuz ayı kira borcu olduğunu bildirerek itiraz etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde ise; 01.10.2011 tarihli kira sözleşmesinden sonra 01.11.2011 tarihli yeni bir kira sözleşmesi düzenlendiğini, bu durumda ilk kira sözleşmesinin hükümsüz kaldığını, müvekkilinin taşınmazın kiracısı olmadığından borcu da bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davacının davaya dayanak yaptığı 1.10.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesini davacı kiralayan, davalı da kiracı sıfatıyla imzalamıştır. Davacı 28.11.2012 tarihinde başlattığı icra takibi ile Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım 2012 aylarına ait kira bedellerinin ödenmesini istemiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, 27.04.2015 tarihli inşaat yapım ve işletme şartlı kira sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağına ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Kira ilişkisinden kaynaklanan davalarda; kira sözleşmesinin ve kira bedelinin kiraya veren, kira bedelinin ödendiğinin ve tahliyenin kiracı tarafından ispatı gerekir. Kira bedelinin kiraya veren tarafından ispat edilememesi halinde kiracının kabulünde olan miktarın kira bedeli olarak esas alınması gerekmektedir. Taraflar arasında 27.04.2015 tarihli inşaat yapım ve işletme şartlı kira sözleşmesinin bulunduğu hususunda ihtilaf yoktur....

        Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik olmamasına ve sözleşmede garaj giriş-çıkış ücretine ilişkin bir düzenleme bulunmamasına, davacının bu konudaki alacağını kanıtlayamamasına göre davacı vekilinin garaj giriş-çıkış ücretine yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin kira alacağına ilişkin temyiz itirazlarına gelince ; Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kiralananda kiracı olup 15.7.2005-29.12.2006 arası kira borcunu ve 2006 yılına ait minibüslerin garaja giriş-çıkış ücretlerini ödememesi nedeniyle hakkında icra takibi yapıldığını, takibe itiraz eden davalının kira sözleşmesinin davalı kooperatif adına çift imza ile imzalanmadığını iddia etmesine rağmen, kira sözleşmesinin kiralanan yerin tesliminden sonra davalı kooperatif başkanı ile imzalandığını, davalının...

          Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 21/11/2013 NUMARASI : 2012/818-2013/639 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava,ödenmeyen kira paralarının tahsili amacıyla kira sözleşmesinde kefil olan davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece,bozma ilamından sonra verilen son kararda davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava neticeten kira sözleşmesinin geçersizliğinin tesbiti, kira sözleşmesinin iptali ve men'i müdahele istemine ilişkindir. Mahkemece dava red edilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi dairemizin görevi dahilinde olmayıp, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin görevi dahilindedir. Ne var ki Yargıtay 1.Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine, 22.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              davacı 20.07.2010 tarihinde başlattğı icra takibinde, ödenmeyen 2009 yılı Haziran ile Eylül ayları arası kira bedelleri ile 856-TL aidat bedeli, 116,50-TL ısıtma soğutma bedeli ve 326-TL elektrik bedelinin tahsilini istemiş, ödeme emri 10.08.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. davalı süresinde yaptığı itirazında alacaklının takipte hiçbir kira akdi ve belge sunmadığını, alacaklıya kira borcu olmadığını bildirmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, kira sözleşmesinin yenilenerek devam ettiğini, davalının mecuru 2010 yılının Ocak ayında tahliye ettiğini, kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 2. maddesine göre ortak giderleri ödemekle yükümlü olduğunu, davalı kiracının ödemesi gereken kira bedellerini ödemediğini ileri sürerek takibe yapılan haksız itirazın iptali ile kiralananın tahliyesini ve % 40 oranında icra inkar tazminatı verilmesini istemiştir....

                Hazine, T1, İl Özel İdareleri ve Belediyeler 2886 Sayılı Yasa uyarınca kiraya verdikleri taşınmazlarını, kira süresi sonunda, işgal ne kadar süre devam ederse etsin kiralananın 6570 Sayılı Yasaya ya da Borçlar Kanununa tabi olup olmadığına bakılmaksızın her zaman gerek mahkemeden gerekse mülkiye amirinden tahliyesini isteyebilirler. Ecrimisil olarak alınması gereken paranın “kira parası” adı altında alınmış veya ödenmiş olması, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez. Kiralananın 2886 sayılı yasa hükümlerine göre kiraya verildiği ve kira sözleşmesinin 01/12/2010 başlangıç tarihli 13 ay süreli olduğu, yenilenen kira sözleşmesinin 31/12/2016 tarihinde sona erdiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu nitelikteki taşınmazlara ilişkin kira sözleşmeleri kira süresinin bitimi ile yasal olarak sona erer. Sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle taraflar arasındaki kira ilişkisi sona erdiğinden davalı haksız işgalci durumundadır....

                Hazine, T1, İl Özel İdareleri ve Belediyeler 2886 Sayılı Yasa uyarınca kiraya verdikleri taşınmazlarını, kira süresi sonunda, işgal ne kadar süre devam ederse etsin kiralananın 6570 Sayılı Yasaya ya da Borçlar Kanununa tabi olup olmadığına bakılmaksızın her zaman gerek mahkemeden gerekse mülkiye amirinden tahliyesini isteyebilirler. Ecrimisil olarak alınması gereken paranın “kira parası” adı altında alınmış veya ödenmiş olması, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez. Kiralananın 2886 sayılı yasa hükümlerine göre kiraya verildiği ve kira sözleşmesinin 01/12/2010 başlangıç tarihli 13 ay süreli olduğu, yenilenen kira sözleşmesinin 31/12/2016 tarihinde sona erdiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu nitelikteki taşınmazlara ilişkin kira sözleşmeleri kira süresinin bitimi ile yasal olarak sona erer. Sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle taraflar arasındaki kira ilişkisi sona erdiğinden davalı haksız işgalci durumundadır....

                UYAP Entegrasyonu