-TL'nin tahsilini talep etmiş, davalı itirazında 01.01.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi altındaki kiracı şirket kaşesi ve üzerindeki imzanın sahte olduğunu, 15.05.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin ise taraflarca karşılıklı olarak feshedildiğini, hükmü kalmadığını bildirmiş ve buna ilişkin taraflar arasında düzenlenen 01.06.2005 başlangıç tarihli ve 10 yıl 5 ay süreli kira sözleşmesini ibraz etmiştir. Davalının dayandığı 01.06.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünde davacının takibe dayanak yaptığı 15.05.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin yeni sözleşme yapılması nedeniyle kiralayan ve kiracı şirket tarafından iptal edildiği, kira bedeli olarak kiracıya ait 360.000.-TL bedelli çek verildiği belirtilmiştir. Davalı vekili sözleşmedeki bu madde gereğince takibe konu dönemi de kapsayan 10 yıllık kira borcunun peşin ödendiğini çekin davacı tarafından ciro edildiğini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira sözleşmesinin feshi davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracı tarafından kiralayan aleyhine açılan kira sözleşmesinin feshi,peşin ödenen kira parasının iadesi ve teminat senetlerinin iptali ile bu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemlerine ilişkindir, Mahkemece istemin kabulüne, kira sözleşmesinin feshine,peşin ödenen, 10.000 TL. kira bedelinin, dava tarihinden itibaren, avans faizi ile birlikte, davalıdan tahsiline, kira bedeli teminatı olarak davacı tarafından verilen, 30/04/2014 keşide, 25/06/2014 ödeme tarihli 5.000 TL. bedelli ve 30/04/2014 keşide, 15/07/2014 ödeme tarihli 5.000 TL. bedelli senetlerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
nin istasyondan çıkarılması için dava açılmış iken davacılar ne asli müdahale ne de müstakilen müdahalenin men'ini istemediklerini, müvekkilinin kira ödeme yükümlülüğünün 31.03.2017 tarihinde sona erdiğini ve o tarihe kadar işlemiş olan kira bedeli de davacılara ödendiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. YARGILAMA VE GEREKÇE : Dava, kira sözleşmesine dayalı kira alacağının tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali konularına ilişkindir. Dosyaya sunulan kira sözleşmesinin yapılan incelemesinde; ... parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt satış ve servis istasyonunun ..., ..., ... ve ... tarafından ... Petrol Ofisi A.Ş.'ye kiraya verildiği anlaşılmıştır....
nun davalı şirketin temsile yetkili müdürü ve kira sözleşmesinin kefili olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 1-Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01/12/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 2 maddesinde" Kiracı yaptığı işin gereği olarak istediği zaman binada gerekli tadilatları yapabilir.", 3. maddesinde "Tadilat harcamalarının tamamı kiracıya aittir." ve 4 maddesinde "Binada yapılması gereken onarım, yenileme ve genişleme giderleri kiralayan tarafından karşılanacaktır." hükümleri yer almaktadır. Kira sözleşmesinin 3. maddesindeki hüküm ile 2. maddesinde belirtilen türde yani kiracının yaptığı işin geriği olarak yaptığı masrafların kiracıya ait olduğu hüküm altına almakta olup sözleşmenin 4. maddesi ile çeliştiği kabul edilemez....
İİK’nun 272.maddesi hükmü gereğince kiraya veren kira sözleşmesinin yazılı olması halinde, kira süresinin bitmesi nedeniyle, taşınmaz kiracısının tahliyesi için ilamsız icra takibi yapabilir. Bu takibin yapılabilmesi için yazılı bir kira sözleşmesinin veya tahliye taahhüdünün bulunması, davanın mutlaka kiraya veren tarafından taahhüt edilen tarihi izleyen 1 ay içinde açılması veya bu süre içinde taahhüde dayalı olarak icra takibi yapılmış olması gerekir. Kira ilişkisi devam ederken kiracı kiralananda otururken tahliye taahhüdü verilmiş olmalıdır. Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 15.01.2020 başlangıç 15.01.2021 bitiş tarihli, 1 yıl süreli, çelik çatılı kapalı depo işyeri niteliğindeki kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi kiraya T1 Emlak T2 Tic. A.Ş. ile kiracı Ay-Mo-Ke Mobilya Tekstil İnşaat Gıda Turizm Pazarlama Tic. San. Ltd. Şti. arasında imzalanmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı vekili tarafından iddia edilen yazılı kira sözleşmesinin 01.09.2016 başlangıç tarihli olduğu, davalı T3 o tarihte reşit olmadığı, ilgili Mustafa Özlük'ün 28.05.2019 tarihli duruşmada; dava konusu taşınmaza ilişkin kira sözleşmesinin davacı asil ile kendisi arasında imzalandığını ikrar ettiği ve davalının kira sözleşmesinde taraf olduğuna dair davacı vekili tarafından herhangi bir somut delil gösterilmediği ve buna dair bahsi geçen kira sözleşmesinin dosyamıza sunulmadığı anlaşıldığından; iş bu davanın kiralayan Mustafa Özlük aleyhinde açılması gerektiği gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine, karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı vekili tarafından iddia edilen yazılı kira sözleşmesinin 01.09.2016 başlangıç tarihli olduğu, davalı T3 o tarihte reşit olmadığı, ilgili Mustafa Özlük'ün 28.05.2019 tarihli duruşmada; dava konusu taşınmaza ilişkin kira sözleşmesinin davacı asil ile kendisi arasında imzalandığını ikrar ettiği ve davalının kira sözleşmesinde taraf olduğuna dair davacı vekili tarafından herhangi bir somut delil gösterilmediği ve buna dair bahsi geçen kira sözleşmesinin dosyamıza sunulmadığı anlaşıldığından; iş bu davanın kiralayan Mustafa Özlük aleyhinde açılması gerektiği gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine, karar verilmiştir....
Kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, kira ilişkisi, kira sözleşmesinin başlangıç tarihi ve kira miktarının kiraya veren tarafından; kira bedelinin ödendiğinin ise kiracı tarafından ispatlanması gerekir. Kiracı, kiralananı kullanımında bulundurduğu sürece kira bedelini ödemekle yükümlüdür. Somut olayda, taraflar arasında yapılan 25.11.2020 imza ve 01.01.2021 başlangıç tarihli,10 yıl süreli ve aylık brüt 25.510,00 TL bedelli kira sözleşmesi ile kiralananın davalıya kiraya verildiği, davacının açmış olduğu bu davada Ocak ve Şubat 2021 ayları kirasını talep ettiği görülmektedir. Davalı taraf, kira sözleşmesinin şirketlerine ait temsil iç yönergesi uyarınca yetkili temsilciler tarafından imzalanmadığını öne sürmektedir. Temsil iç yönergesine göre kira sözleşmesinin 7.ve 8.dereceden yetkili kişilerce birlikte imzalanması gerektiği, imza atan Ali İhsan Koçyiğit'in ise 8.dereceden yetkili olduğu öne sürülmüştür....
Davalı vekili, davacı apartman yönetimi ile davalı arasında yapılan kira sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçesi ile davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ana yapının duvarının kiralanması gibi önemli yönetim işlerinin Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 45. maddesi gereğince, apartmanın ortak alanlarının kiralanmasına ilişkin kararın kat maliklerinin oybirliği ile alınması gerektiğini, toplantıya katılanların oybirliği ile aldıkları kararla yapılan taraflar arasındaki kira sözleşmesinin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen ve davalı kiracı tarafından imzası inkar edilmeyen 01.07.2011 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli yazılı kira sözleşmesi feshedilmediğine göre geçerli olup, sözleşme hükümleri tarafları bağlar. Davalı kiracı kira ilişkisinden doğan edimlerini kiralayanına karşı yerine getirmekle yükümlüdür....
TL’nin iade edildiğini, kalan meblağın iade edilmediğini, evin tadilatında kullanılmış ise de, müvekkiline buna dair herhangi bir fatura verilmediğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davaya konu kira sözleşmesinin taraflarının C.E. ve M.. K.. olduğunu, müvekkili M.. E..’ın kira sözleşmesinin tarafı olmadığından ona bir sorumluluk yüklenemeyeceğini, kira sözleşmesinin feshi hakkındaki belge ile kiraya veren C.E.ve kiracı-davalı M.. K..’nın yükümlülüklerinin belirlendiğini, bu nedenle icra takibinin ve bu davanın davalısının ancak C. E.olabileceğini, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....