Davacının diğer istinaf nedenlerine gelince; Kira sözleşmesinin tarafı olan kiraya verenin mutlaka malik olması gerekmez. Kira sözleşmesi feshedilmediği veya sözleşmenin iptali davası açılmadığı sürece geçerlidir. Nispi haklar; yalnız hukuki işleme veya ilişkiye taraf olan kişilere karşı ileri sürülebilen haklardır. Bu nedenle taşınmazın paydaşlardan yalnız biri tarafından kiraya verilmesi durumunda da kiraya veren sözleşme ile bağlıdır. Kira sözleşmesinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrüdü olup kira bedelinin ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda sözleşmenin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 315. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir....
A.Ş. ; müvekkilinin bayilik ve kira sözleşmesi gereğince tüm edimlerini yerine getirdiğini belirterek, sözleşmenin feshinin haksız olduğunun tespiti ile davacı tarafından nakde çevrilen teminat mektubu bedeli 750.000 TL'nin nakde çevrilme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini ve asıl davanın reddini dilemiştir. Davalı .... A.Ş.; davacı ile aralarında herhangi bir kira veya bayilik sözleşmesi bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, asıl davada talep edilen duran varlıklar inşaat bedeli yönünden davanın tefrikine, diğer taleplerin kira ilişkisinden kaynaklandığı ve bu hususların tartışma yerinin ...nun 4/1-a maddesi gereği sulh hukuk mahkemesi olduğu belirtilerek, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. 1) Davacı ve davalı arasındaki asıl uyuşmazlık taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi olup kira sözleşmesinin bu bayilik sözleşmesinin devamını sağlamak için oluşturulduğu anlaşılmaktadır....
Barosu Başkanlığı aracılığı ile gönderilen 23.03.2020 tarihli 20/... numaralı ihtarname ile cevap verildiği ve karşı ihtarlarımız bildirildiğini, davalı tarafın fesih ihbarı ihtarnamesinde 31.12.2018 tarihinden beri kendi markası altında ... ve otogaz satış faaliyeti gerçekleştiremediğini ve yakıt ikmali yapamadığını, ... markası altında faaliyette bulunarak ... satışı yapması için sözleşme yapmış olduğu alt kiracı şirketin konkordato talebinin kabul gördüğünü, şirketin iflasına karar verildiğini, iflas kararının henüz kesinleşmediğini öne sürerek 18.11.2014 tarihli kira sözleşmesinin 4. ve 7. maddelerine dayandığını, davalı kiralanan ... istasyonunu alt kira sözleşmesi ile başka bir firmaya verdiğini, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 7. maddesi tek taraflı fesih halini düzenlemiş olsa da müvekkil şirketin herhangi bir müdahalesi ve kusuru olmaksızın alt kiracı ile sorunların gerekçe gösterilerek kira sözleşmesinin tek taraflı feshinin hukuka aykırı olduğunu, sözleşmenin feshinden...
Dava kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle tahliye ve akde aykırılık nedeniyle sözleşmede öngörülen cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde, davalının 20.01.2006 tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile Motel, Kamping, Plaj ve Restaurant olarak kiraya verilen taşınmazda kiracı olduğunu, kira sözleşmesinin 8. maddesinde akde aykırılık halinde 50.000,00 TL cezai şart kararlaştırıldığını, müvekkilinin süre sonunda akdin yenilenmeyeceğini ihtar etmesine rağmen kiralananı tahliye etmeyerek akde aykırı davrandığını belirterek, kira akdinin sona ermesi nedeniyle kiralananın tahliyesine ve 50.000 TL tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.12.2006 gününde verilen dilekçe ile hasılat kira sözleşmesinin iptali, şerh terkini, tahliye ve tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 2.6.2008 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, tayin olunan 3.3.2009 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı şirket vekili Av.... ve karşı taraftan davacılar vekili Av.... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
HUMK'nun 8/ll-1 madde ve fıkrasında İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, kira sözleşmesinin feshi ve kira alacağı davası açılmıştır. Kira sözleşmesinin feshi ve bu dava ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davalarına sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağından, uyuşmazlığın ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HUMK'nun 8/ll-1 madde ve fıkrasında İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, kira sözleşmesinin feshi ve kira alacağı davası açılmıştır. Kira sözleşmesinin feshi ve bu dava ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davalarına sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağından, uyuşmazlığın ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, kira bedellerinin tahsili ve sözleşmesinin feshinin tespiti istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisine dayandığı, HMK'nın 4/a maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davalarında Sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Davacının fesh edilen kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağını isteyebilmesi için eski borçlarının ibrasını düzenleyen protokolün feshinin haklı olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Davacı protokolün sözleşmede ciro üzerinden kararlaştırılan kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle fesh edildiğini ileri sürmüştür. Davalı ise ödediğini savunmuştur. Ne varki mahkemece feshin haklı olup olmadığı üzerinde durulmamıştır. Öncelikle yapılması gereken tarafların delilleri çerçevesinde protokolün 2. maddesine göre tahakkuk eden kira bedellerinin ödenip ödenmediği üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Diğer yandan davacı protokolün fesh edilmesi nedeniyle önceki kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsilini istediğine göre kira sözleşmesinde imzası olmayan davalı ... ...'ın bu borçtan sorumlu tutulması da doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Sulh Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:… sayılı kararıyla davacının taşınmazdan tahliye edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, söz konusu davanın halen derdest olduğu dolayısıyla, kira sözleşmesinin tek taraflı feshedilebilmesinin özel hukuk hükümleri uyarınca adli yargıda açılacak davanın neticesine göre belirleneceğinden, sözleşme feshinin işlem tarihi itibarıyla neticelenmediği, ayrıca davacının talebinin İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik’te belirtilen koşulları taşımadığına ilişkin davalı idarece yapılmış herhangi bir tespit bulunmadığı ve hukuken kabul edilebilir başka bir gerekçe de ortaya konulamadığı görüldüğünden, davacının anılan ruhsatın faaliyet konusuna "lokanta ve restorant" faaliyetlerinin de eklenmesine dair başvurusunun salt kira sözleşmesinin bittiği ve tahliyesine karar verildiği gerekçesiyle reddine ilişkin dava konusu işlemde sebep unsuru yönünden hukuka uyarlık görülmediği sonucuna varılmıştır....