Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Loj.Tic.A.Ş. ile kaza yapan araç arasında bağlantı kurmak ve asıl taşımacı ve işleten olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığını, müvekkili şirket ile ... arasında uzun süreli kira sözleşmesi bir yana herhangi bir kira sözleşmesi de olmadığını, ...'nun zaman zaman müvekkili şirketin (müşteri) taşıma işini üstlendiğini, davacının sunmuş olduğu ...'nun ... ... Ticaret A.Ş.'ye kesmiş olduğu faturanın da taraflar arasında yapılan taşıma işlerine ilişkin kesilen fatura olduğunu, uzun süreli kira sözleşmesinin varlığını ispatlamadığını, Karayolları Trafik Kanunu'nun m. 3 "Tanımlar" maddesinde düzenlenen "işleten" tanımına göre, karine olarak aracın işleteni araç malikidir ve aracın "işleteni" sıfatına haiz olmadığını, aracın fiili hakimiyetinin 3. kişide bulunduğunun ispat yükü de araç malikine aittir. ... plakalı tır'ın ... üzerine kayıtlı olduğunu ve araç üzerindeki fiili tasarrufun ...'na ait olduğunu, bunun yanı sıra kazaya sebep olan şahsın, şoför ... ...'...

    AŞ arasında yapılan kira sözleşmesi ekindeki özel şartlar 19.maddesi ve davalının ihtarname göndererek kira sözleşmesini yenilemeyeceğini bildirdiğine dayanılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 2008/4740-10732 Davacının dayandığı kira sözleşmesi 1.2.2002 başlangıç tarihli ve bir yıl sürelidir. Dava konusu kiralanan alanın bulunduğu iskele tümü ile ilk maliki olan ... İşletmeleri tarafından, davalı belediyeye 15.3.2005 tarihinde devir edilmiş, yeni malik olan davalıda 23 .11.2006 tarihli ihtarname ile kiralananın 7 gün içinde boşaltılmasını davacıdan istemiştir.Bir davada ileri sürülen maddi vakıaların hukuki nitelendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulup uygulamak doğrudan hakimin görevidir. (HUMK.76.md.) Kiralanan yer büfe olup, bu niteliğine göre, 6570 sayılı kanunun 1. maddesi kapsamında kalmaz ve hakkında bu yasa hükümleri uygulanamaz....

      Ancak kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenici kendisine düşen daireyi harici ve yazlı sözleşme ile satmışsa bu durum şahsi hakkın temliki niteliğinde olup harici satış sözleşmesi geçerlidir. Geçerli sözleşmede ise satıcı (yüklenici) taahhüdünü yerine getirmemişse, davacı(alıcı) dairenin zamanında teslim edilmemesi nedeniyle kira kaybı karşılığı tazminat talep edebilir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması hakkında kanun Gayrimenkul Satışlarının geçerliliği konusunda yukarıda yapılan açıklamaların dışında ... bir düzenleme getirmemiştir. Somut uyuşmazlıkta taşınmazın tapusunun hisseli olması nedeniyle, davalının diğer hissedarlarla kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıp yapmadığı belli değildir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.08.2008 gününde verilen dilekçe ile hasılat kira sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 1.8.2007 başlangıç tarihli hasılat kira sözleşmesi uyarınca teslim edilmeyen kiralanan sebebiyle peşin ödenen kira parasının, kar mahrumiyeti zararının ve yapılan leasing sözleşmesi nedeniyle üçüncü kişilere ödenen meblağın tahsili istemlerine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacının yapmış olduğu leasing ödemesi tutarından kusur durumuna göre 40.000 TL'nin davalıdan tahsiline fazla istemin reddine karar verilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir....

          Dosya kapsamından, taraflar arasında 20.06.2006 tarihinden geçerli olmak üzere 1 yıl süreli okuldaki kantin için kira sözleşmesi düzenlendiği, davanın 24.07.2006 tarihinde 9.200.- YTL. değer gösterilerek asliye hukuk mahkemesinde açıldığı anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.nın 8/II-1. maddesine göre kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları sulh hukuk mahkemesinin görevi kapsamındadır. Somut olayda; taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 17.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Bu bakımdan tarafların iddia ve savunmalarına göre taraflar arasında kira ilişkisinin varlığına, takibe konu bononun kira sözleşmesi ile ilişkilendirilip ilişkilendirilemeyeceğine, davalı-karşı davacının kira sözleşmesine dayalı olarak maddi tazminat talep edip edemeyeceği ile davacı-karşı davalının menfi tespit ve istirdat istemlerine yönelik delillerin tartışılması ile uyuşmazlığı çözmeye 6100 sayılı HMK'nın 4/1-a maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılarak (Emsal: Ankara BAM 15. Hukuk Dairesi'nin 12/01/2021 tarih ve 24/30 sayılı ilamı), HMK'nın 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartı olduğundan HMK 115/2 maddesi kapsamında davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

              Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlular hakkında, kira alacağı ve tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine itiraz üzerine, davacı alacaklı, icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, tahliye ve tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabulü ile itirazın kaldırılmasına, takibin devamına ve tahliyeye karar verilmiş, karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 01.03.2009 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 15.maddesinde İTO tarafından açıklanan yıllık TEFE oranında zam yapılacağı kararlaştırılmıştır. Davalı ... sözleşmede kiracı, diğer davalı ... ise garantör sıfatıyla sözleşmeyi imzalamışlardır. Davacı, 08.11.2012 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde Mart 2010 ile Kasım 2012 ayları arasına ait sözleşme gereğince ödenmesi gereken yıllık kira artışlarının toplamı olan 22.816,71 TL nin tahsilini istemiştir....

                Ecrimisil, kötüniyetli işgalcinin taşınmazı işgal ettiği dönem için ödemek zorunda olduğu tazminat olup, uygulamada taşınmazı kullanan kişi haklı bir sebebe dayandığına inanarak veya bir edim karşılığı ya da davacının rızası ile kullandığı gerekçesiyle yararlanmayı sürdürüyorsa (harici satış sözleşmesi , fiili taksim, kira sözleşmesi vs) bu kullanım kötüniyetli sayılmayacağından tazminat ile sorumlu tutulmamaktadır. Davalı tarafından ibraz edilen kira sözleşmesinin incelenmesinde; Davalı ile dava dışı (ilk malik) arasında 22.01.2008 başlangıç tarihli, 10 yıl süreli ve aylık 1.000 TL kira bedelli kira sözleşmesi yapıldığı anlaşılmaktadır....

                  alacak davası (HMK m. 107 /1) kapsamında şimdilik 5.000- TL’sinin alacakları belirli hale geldiğinde netice-i taleplerini artırma hakları saklı tutularak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yüzölçüm eksikliği nedeniyle tazminat ve gecikme nedeniyle kira kaybı tazminatı bakımından, belirsiz alacak davası (HMK m. 107 / I) kapsamında, alacakları belirli hale geldiğinde netice-i taleplerini artırmak üzere; yüzölçüm eksikliği nedeniyle değer kaybı tazminatının, belirsiz alacak talebi olarak şimdilik 5.000- TL’sinin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, kira kaybı tazminatının, belirsiz alacak talebi olarak şimdilik 3.000- TL'sinin. dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Davacı, dava konusunun kira ilişkisinden kaynaklanan bir alacak olmadığını, taraflarınca kira ilişkisinin olduğuna dair bir iddianın ileri sürülmediğini, İstanbul Şehir içi ulaşımının entegrasyonu için belirlenen hatlarda faaliyet gösteren iskelelerin mülkiyetinin bedelsiz olarak davalı belediyeye devredildiğini, davanın dayanağının kira sözleşmesi değil devir protokolü olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda devir protokolü kapsamında devredilen iskelelere ilişkin kira bedellerinin tahsili amacıyla dava açılmış olduğu gerekçesiyle Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Davacı taraf devir protokolü ile İstanbul Büyükşehir Belediyesine devredilen dava konusu iskelelerin devir protokolüne aykırı olarak gelir getirici faaliyetler için kullanılması nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu