Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunu 07/06/2027 yılına kadar geçerli olmak üzere 15 yıl süre ile kiraladığını ve kira akdinin 27/07/2012 tarihinde tapuya şerh edildiğini, davacı şirketin kira hakkından kaynaklanan haklarını, aralarındaki 22/07/2013 tarihli bayilik sözleşmesi ile davalı aracılığıyla kullandığını, davalının açıkça sözleşmeye aykırılık teşkil edecek şekilde mayıs 2014 tarihinden itibaren herhangi bir ürün alımı yapmadığını, sonrasında da istasyonu kapalı tutarak davacının zarar etmesine neden olduğunu, davalı şirketin açıkça bayilik sözleşmesinin 4,17,25. maddelerindeki düzenlemelere aykırı davrandığını, bunun üzerine Beyoğlu......

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.11.2016 tarihli, 2015- 14- 12 Esas, 2016/1005 Karar sayılı kararının gerekçesinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden doğan kişisel haklar gibi bazı kişisel hakların, tapu siciline şerh edilmesi olanaklıdır. Nitekim “kişisel hakların şerhi” başlıklı TMK’nin 1009. maddesinde arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, gerialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerh edilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer hakların tapu kütüğüne şerh edilebileceği hükme bağlanmıştır. Vaad alacaklısına kişisel bir hak sağlayan satış vaadi sözleşmelerinin TMK’nin 1009. ve Tapu Kanunun 26. maddeleri uyarınca tapu kütüğüne şerh edildiği tarihten sonra taşınmazda ayni hak kazanan kişilere karşı ileri sürülebilme olanağı kazanmaktadır. Çünkü kişisel hakkın tapuya işlenilmesiyle sonradan hak kazanan üçüncü kişiler bu konuda uyarılmış olur....

    nin faaliyet gösterdiğinin tespit edildiği, icra dosyasından İİK 135/2 maddesi gereğince işgalci konumundaki davacı şirkete tahliye emri gönderildiği, davacının dayandığı kira sözleşmesinin tapuya şerh verilmediği, bu durumda kanunun aradığı borçlu tarafından veya ipotekten evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelendirilmiş bir akdin mevcudiyetinin ispatlanamadığı gibi davacının tarafı olmadığı bir sözleşmeye dayanarak borçlu ile alacaklı arasında düzenlenen vefa hakkı sözleşmesinin İİK'nun 135/2. maddesine gerekçe göstermesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile, şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; Ankara 22....

    Mahkemece, davacının bayilik sözleşmesine aykırı olarak sözleşmeyi ihlal ettiği, tek yanlı olarak feshettiği, davalının ortağı olduğu şirketle devam ettirmediği, bu sebeple ipoteğin kaldırılamayacağı, 13.02.1999 tarihli 15 yıl süreli kira sözleşmesinin tapu siciline şerh edildiği, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin hasılat kirası sözleşmesi niteliğinde olmadığı, bayilik sözleşmesinin 2. maddesine göre davacının tedarik yetkisini devretme hakkını saklı tuttuğunu belirterek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir, Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle, bayilik sözleşmesinin 2. maddesi gözetilerek karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı, vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 750.00....

      Davalı T12 vekilinin 30/07/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Kira sözleşmesinin geçerli olup 2013 yılında murise vasi atanmış olmadığını, 2013- 2014 yıllarında her iki kira sözleşmesinin de tapuya şerh edildiğini, iş yerine yapılan masraflar karşılığında muris Şerafet Köknal 'ın ek 2 yıllık kira sözleşmesi yapılmasını ve bunu da tapuya şerh ettireceğini, davalı tarafından tesise değer kazandıran harcamalar yapıldığını, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Kavak Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 16/03/2021 tarih 2020/139 Esas, 2021/102 Karar sayılı ilamıyla davanın reddine karar verilmiştir....

      O halde borcun doğumundan sonra yapılan kira şerh tasarruflarının İİK'nun 279. ve 280. maddeleri gereğince iptali gerekirken yazılı şekilde red kararı verilmesi isabetli olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 23/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle 8.11.2006 başlangıç tarihli hasılat kira sözleşmesi taşınmazın tapu kaydına şerh edilmediğinden mahkemenin kira sözleşmesinin terkine dair kurduğu hükmün infazı olanağının bulunmamasına göre davalıların bütün temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 625. TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin temyiz eden davalılardan alınarak davacılara verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 10.3.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Maddesi ve Medeni Kanun hükümleri gereğince taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuda şerh edilmesini müteakip, beş yıl içerisinde tapu siciline işlenen haciz, şerh ve benzeri kayıtların kaldırılması konusunda satış vaadi sözleşmesinin lehtarı taraf ehliyetine sahip olduğunu, bu kuralın tek istisnasının yasal süresi içerisinde satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil davasının açılmış olması olduğunu, müvekkili tarafından süresi içinde dava açıldığını ve davanın kabulüne karar verildiğini, taşınmaz kaydına konulan haciz kaydının işbu 5 yıllık süre içerisinde olduğunu, gayrımenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edildiği tarihten sonra yasal 5 yıllık süre içerisinde tescil davası açılması şartıyla taşınmaz kaydına işlenen bütün hacizlerin usulsüz hale geldiğini, gayrımenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edildiği tarih olan 17/06/2008 ' den sonra yapılan bütün haciz işlemlerinin hukuka aykırı olduğunu belirterek icra müdürlüğünün ret kararının kaldırılmasına, olmadığı taktirde...

          (X)-KARŞI OY : 2009/6-1677 sayılı Genelgenin; "Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinin Şerhi ve Terkini" başlıklı "B" bölümde "(...)Buna göre; Satış Vaadi veya Arsa Payı Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinin mevzuat çerçevesince Noterlerce düzenlenmiş ve sözleşmenin şerh edilemeyeceğine dair aksine bir hüküm yok ise şerh taraflardan birinin talebi ile şerh edilebilir.(...)" hükmü yer almaktadır.. Dosyanın incelenmesinden, Noterlik nezdinde tanzim edilerek taraflarca imza altına alınan Gayrimenkul Satış Vaadi Ve İnşaat Yapım Sözleşmesinin tapuya şerh edilmesi yönündeki davacı talebinin Tapu Müdürlüğünce reddedildiği, söz konusu ret işlemine yapılan itirazın da reddedilmesi sonrasında uygulama işlemlerinin ve dayanağı Genelge hükmünün iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır....

            ye devredilmesi ile yeni malik T3 A.Ş. olduğunu, sonrasında davalı tarafın söz konusu taşınmazı davacı firmaya satmak istediğini, taraflar arasında görüşmeler yapıldığını fakat davacı firma yetkililerinin kira sözleşmesinden kaynaklanan ön ödeme bakiyesinin bulunduğunu ayrıca teklif edilen meblağın fahiş olduğunu davalıya bildirrdiğini ve neticede tarafların anlaştıklarını, davalı taraf yargılama esnasında olduğu gibi istinaf kanun yolu başvurusuna dayanak olarak da kendilerinin leasing sözleşmesi gereğince malik oldukları bu nedenle Finansal Kiralama Kanunu gereğince kendilerinden yazılı bir muvafakat alınmamış ve söz konusu sözleşmeninde tapuya şerh verilmemiş olması hasabiyle kiracı olmadığımızı söz konusu kira sözleşmesinin kendilerine karşı bir hüküm ihtiva etmediği iddiasında olduğunu, oysa ki bu iddiaların hukuken bir geçerliliğinin olmadığını, zira söz konusu kira sözleşmesinin davacı firmayla dava dışı Aypet..A.Ş. arasında 2012 tarihinde yapıldığını, davalı ile Aypet A.Ş. arasındaki...

            UYAP Entegrasyonu