Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, taraflar arasında imzalan 15.08.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin 6. maddesinde "anlaşma sağlanamadığı takdirde 2 ay önceden yazılı bildirimde bulunarak sözleşme tek taraflı olarak feshedilebilir." hükmü düzenlendiğini, davalının bu hükme dayanarak süresi içinde fesih ihbarında bulunduğunu, sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, davacıların kira sözleşmesinin sonuna kadar kira bedellerini talep edemeyeceklerini, davalının fesih beyanının hukuka uygun ve geçerli olduğunu bildirerek haksız açılan davanın reddini savunmuştur. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan 15.08.2007 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 6. maddesinde kiracı ve kiralayan arasında bir yıl sonunda anlaşma sağlanmadığı takdirde iki ay önceden yazılı bildirimde bulunarak sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilebileceği kararlaştırılmıştır....

    Bu açıklamalar ışığında mahkemece yapılması gereken iş; öncelikle kiralananın 2886 sayılı Yasa kapsamında mı kiraya verildiği yoksa TBK hükümleri gereğince mi kiraya verildiği hususunun tespit edilmesi, bunun için davacı idareden kira ile ilişkili varsa ihale evrakları, kira şartnamesi ve kira sözleşmelerinin onaylı birer örneklerinin getirtilmesi, kira sözleşmesinin 2886 sayılı Yasa kapsamında ihale sonucu gerçekleştiği sonucuna varılırsa yenilenen her kira sözleşmesinin ilk kira sözleşmesinin devamı niteliğinde olduğu ve bu nedenle kira sözleşmesinin süresinin bitmesi ile kendiliğinden kira akdinin son bulmuş olacağının gözetilmesi, bu durumda sözleşmede yer aldığı taktirde cezai şartın da istenebileceğinin gözetilmesi, aksi taktirde taraflar arasındaki kira sözleşmesinin TBK hükümleri gereğince akdedildiği sonucuna varılırsa davacının tek taraflı olarak sözleşmeyi süre bitimi nedeniyle feshetmesinin mümkün olmadığının düşünülmesi ve bu durumda da cezai şarta hükmedilmesinin mümkün olmadığının...

    Somut uyuşmazlıkta, mahkemece davanın, dava konusu taşınmazda kiracı olan davacının, taraflar arasında düzenlenen protokol gereğince taşınmazın işletmesinin davalıya devredilmesi nedeniyle protokolden kaynaklanan kira bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkin olduğu belirtilerek, davacının akdettiği kira sözleşmesinin geçersiz olması, kiracı sıfatının bulunmaması nedeniyle sahip olmadığı kullanım hakkını davalıya devretmesinin söz konusu olamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiştir....

      Ecrimisil ise gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira bedeli, en fazlası mahrum kalınan gelir kaybı karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler....

        Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının talep ettiği tazminat ve ücret alacaklarının miktarı hususundadır. Davacı taraf dilekçesi ile iş sözleşmesinin davalı şirketler tarafından 29.04.2010 tarihinde haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini belirterek Mart-Nisan/2010 aylarına ait 2.610,00 USD ücret alacağı ile 1.260,00 USD ihbar tazminatı ve 1.555,00 USD kıdem tazminat alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Davalı şirketler ise davacının iş sözleşmesinin belirli süreli olduğundan bahisle davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece iş sözleşmesinin belirsiz süreli nitelikte olduğu ve sözleşme feshinin haklı sebebe dayanmadığı yönündeki tespitlerde isabetsizlik bulunmamaktadır....

          TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Kamu Taşınmazları Üzerindeki Turizm Yatırımlarının Sürelerinin Uzatılması İle Satışına İlişkin Yönetmeliğin dayanağı olan 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Geçici 23.maddesinde, kira sözleşmesinin süresinin uzatılabilmesi için öngörülen şartlar arasında, kiralama işlemlerinin idare nezdinde halen geçerliliğini koruması ve iptal edilmemiş olması koşulunun öngörülmediği, bu koşulun ilk defa Yönetmelik ile düzenlendiği, 4706 sayılı Kanunun Geçici 23.maddesinden yararlanmak amacıyla yapılan başvuru sırasında kira sözleşmesinin feshinin hukuken henüz kesinleşmemiş olduğu, sözleşmenin feshinin ancak Mahkeme kararıyla geçerlilik kazanacağı, ortada kesinleşen bir Mahkeme kararı bulunmadığından kira sözleşmesinin yürürlükte olduğu ileri sürülmektedir....

            Maddesinde ; kiralayanın bizzat veya bağlantılı olduğu gerçek veya tüzelkişiler vasıtasıyla mecurda kurulu akaryakıt istasyonun ... bayiisi olarak fiilen işleticilik faaliyetinde bulunuyorsa her hangi bir sebep göstermeksizin kira dönemlerinin hitamından en az 3 ay öncesinde ikinci veya üçüncü kira dönemine tekabül eden kira süresince sözleşmeye devam iradesini yazılı olarak göstermediği takdirde kira sözleşmesinin ilk 5 yıllık veya ikinci beş yıllık kira dönemi hitamında sona ereceği, kiralayanın 2. veya 3. kira dönemine ilişkin kabul iradesini yazılı olarak göstermeyerek ilk beş yıllık veya ikinci beş yıllık kira süresinin hitamında tek taraflı olarak feshetmesi halinde kira sözleşmesinin ilk 5 yıllık dönemi müteakip sona ermesi halinde kira sözleşmesinin sona erdiği tarihten, kira dönemi sonuna kadar işlememiş süre olarak kabul edilecek, döneme tekabül eden toplam 415.000+162.098-USD tutarındaki kira bedelini, iş bu sözleşmenin imza tarihinde geçerli 12 aylık Amerikan Doları (USD) Libor...

              SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/03/2022 NUMARASI : 2021/35 ESAS - 2022/401 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar KARAR : Afyonkarahisar 2....

              çekilmez hale getiren, önemli bir sebep olduğunu, böyle bir halde kira sözleşmesinin feshinin şartlarını düzenleyen TBK.'...

                Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, haksız fesih nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile peşin ödenen kira bedelinin iadesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Yargıtayın yerleşmiş uygulamasına göre, kira ilişkisinin varlığını, başlangıcını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti kiraya verene, kiracı tarafından kabul edilen kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise kiracıya düşer. Talep edilen yıllık kira miktarı, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 288. maddesi uyarınca belirlenecek senetle ispat sınırının üzerinde ise kiraya veren kira bedelini yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. Yazılı delille kanıtlanmadığı takdirde ise kiracının kabulünde olan miktar esas alınmalıdır. Yine kiracı da aynı koşullar altında yıllık kira bedelinin senetle ispat sınırının üzerinde olması durumunda kira borcunun ödendiğini yazılı belge ile ispat etmelidir. 2....

                  UYAP Entegrasyonu