WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira alacağına dayalı yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Sulh hukuk mahkemesince, taraflar arasında yazılı ya da sözlü kira sözleşmesinin bulunmadığı, davacının kira sözleşmesinin varlığını ispatlayamadığı, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye hukuk mahkemesi tarafından ise, davacının icra takibini kira alacağına ilişkin olarak başlattığı, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

    Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller doğrultusunda kira sözleşmesinin 2.maddesindeki cezai şart düzenlemesinin 6570 sayılı Kanun'un 9.maddesindeki kira sözleşmesinde kiracı aleyhine değişiklik yapılamaz hükmüne aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş , hüküm her iki taraf vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 2.maddesinde kira bedelinin eksik ya da hiç ödenmemesi durumunda kiranın %50 fazlasıyla ödeneceği düzenlenmektedir. Mahkemece sözleşmenin anılan bu maddesiyle 6570 sayılı Gayrımenkul Kiraları Hakkındaki Kanun'un “ kira sözleşmelerinde kira bedellerinin tayinine müteallik husular müstesna kiracı aleyhine değişiklik yapılamaz...” hükmünün karşılaştırılarak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

      ın 15/07/2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile aylık 700,00 TL bedelle kiracı olduğunu, diğer davalının ise müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, bir yıllık kira sözleşmesinin bitiminden sonra kararlaştırılan %10'luk kira artışının yapılarak 770,00 TL'den kira bedelinin ödendiğini, iki ay sonra da mecuru boşalttıklarını, mecurun iki ay on gün boş kaldıktan sonra ancak 700,00 TL'den kiraya verilebildiğini, bu nedenle 847,00 TL'den ödenmeyen iki ay on günlük kira bedeli 1.976,00 TL, iki aylık eksik ödenen 154,00 TL kira bedeli, depozitodan kalan 165,00 TL ve yeni yapılan kira sözleşmesi ile eski sözleşme arasında oluşan dönem sonuna kadar ki kira kaybı olan 1.127,00 TL olmak üzere toplam 3.442,00 TL alacağın tahsili için takip başlatıldığını, davalının haksız yere borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....

        Genel hükümlere tabi kira sözleşmelerinde belirli süreli kira sözleşmesinin süresiz hale gelmemesi için kiraya veren kira süresi bitmeden veya dava açma süresi içinde kira sözleşmesini yenilemeyeceğine dair ihtarname tebliğ ettirirse kira sözleşmesi yenilenmeyeceği gibi süresiz hale de gelmez. Bu durumda her zaman süre bitimi nedeniyle tahliye davası açılabilir. Eldeki uyuşmazlıkta taraflar arasında Antalya ili Kepez ilçesi Zeytinlik Mahallesi 2622 parsel ve 2623 parsel sayılı taşınmazlara yönelik 30/06/2013 başlangıç tarihli 6 yıl süreli kira sözleşmesi bulunmaktadır. Kiraya veren sözleşmeyi devam ettirmeyeceğini kira sözleşmesinin yenilenmeyeceğini Antalya 12. Noterliği'nin 26/02/2019 tarih ve 06256 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ortaya koymuştur. Davacı Antalya 12. İcra Müdürlüğünün 2019/7354 Esas sayılı dosyası ile kira süresinin bitiminden bir ay içinde kira sözleşmesinin bitimi nedeni ile örnek 14 takip başlatmış takibe itiraz edilmesi üzerine takip durmuştur....

        Bu durumda aylık kira bedelinin sözleşmede kararlaştırılan şekilde artış şartına uygun olarak belirlenerek alacağın da buna göre belirlenmesi ve alacak belirlendikten sonra ödenen miktarlar düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. 3-Davacı vekilinin davalı kefillere ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Kira sözleşmesinin 8. maddesinde ''imzası bulunan kefil kiracı ile birlikte kira sözleşmesinin uygulanmasından ve kira bedellerinin ödenmesinden ve sözleşme şartlarının yerine getirilmesinden dolayı ,tahliye tarihinden sonra da kiracı ile birlikte azami 10 yıl süreyle ve bir yıllık kira bedeli tutarı ile sınırlı olmak kaydıyla müşterek ve müteselsilen borçlu ve kefil olduğunu ve bu sorumluluğunun zımnen uzayacak müteakip kira dönemlerinde de geçerli olduğunu peşinen kabul ve taahhüt etmiştir'' düzenlemesinin olduğu, bu durumda kefillerin sorumluluğunun sözleşmenin başından itibaren azami 10 yıl süre ve 1 yıllık kira bedeli ile...

          Asliye Hukuk Mahkemesinde derdest olduğunu, 13/09/2006 tarihli inanç sözleşmesi, sözleşmeye konu taşınmazın hissesine ilişkin olduğunu, 01/07/2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin aynı taşınmazın tamamına ilişkin olduğunu, kira sözleşmesinin, davalı ... A.Ş.'nin taşınmazın 1/4 hissesini satın almasıyla aynı tarihte akdolunduğunu, huzurdaki davanın tarafları arasındaki 01/07/2009 tarihli sözleşmenin kira sözleşmesi olduğu, kiracı ve kira bedelleri borçlusunun ... A.Ş., kiraya veren ve kira bedellerinin alacaklısı ... A.Ş. olduğu yönünde taraflar arasında ihtilaf olmadığını, ... A.Ş. ile ... A.Ş. hem inanç sözleşmesinin hem de kira sözleşmesinin tarafları olduğunu, inanç sözleşmesinde yer alan ...'ın ... A.Ş., ... ise ... A.Ş.'nin yönetim kurullarında murahhas üye konumunda olduklarını, huzurdaki davanın tarafları arasında akdedilen 01/07/2009 tarihli kira sözleşmesi kuruluncaya kadar 13/09/2006 tarihli inanç sözleşmesi hükümlerinin uygulandığını, buna göre davalı ... A.Ş.'...

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; asıl ve birleşen davada kira sözleşmesinin iptali, tapu kaydına konulan kira şerhinin kaldırılması ve el atmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 59 vd. maddeleri. 3. Değerlendirme Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, kira sözleşmesinin feshi amacıyla açılan eldeki davanın kiraya verenlerin tamamı tarafından açılmadığı ve yargılama sırasında da diğer kiraya verenlerin davaya muvafakatlerinin sağlanamadığının anlaşılmasına göre, asıl ve birleşen davada davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. VI....

              D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2004/3002 Karar No: 2007/3294 Temyiz Eden (Davalı) :… Karşı Taraf (Davacı) : … Vekili : … İstemin Özeti : Davacının, 2886 sayılı Kanuna göre 3 yıllık süre ile kiraladığı … Çocuk Hastanesi bahçesinde bulunan kantinin ikinci yıl kira bedelini yatırmaması ve sözleşme hükümlerine aykırı davranışları nedeniyle sözleşmesinin feshi üzerine, 2886 sayılı Kanunun 75. maddesi uyarınca tahliyesinin sağlanmasına ilişkin olarak tesis edilen davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesince; 2886 sayılı Kanun hükümlerine göre … Defterdarlığı ile davacı arasında yapılan kira sözleşmesi uyarınca, … Çocuk Hastanesi bahçesinde bulunan kantinin davacı tarafından işletildiği; özel hukuk hükümlerine tabi kira sözleşmesinin, adli yargı kararı ile feshedilebileceği, kira sözleşmesinin idari işlemle feshi yoluna gidilemeyeceği; kira sözleşmesine dayanılarak kullanılan taşınmazdan dolayı...

                Hemen belirtilmelidir ki; kira akdi, özel bir şekle bağlı olmayıp, kural olarak paydaşlardan biri de taşınmazı kiraya verebilir. Ancak, paydaşlardan birinin yaptığı kira sözleşmesinin diğer paydaşlar için bağlayıcı olmayacağı, paylı mülkiyet üzere olan bir taşınmazda geçerli bir kira akdinin bulunduğunun kabulü için, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 691. maddesi hükmü ve 6.5.1955 tarih 12/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; sözleşmenin pay ve paydaş çoğunluğunca gerçekleştirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Eldeki davada davacının 36/48 pay sahibi olduğu gözetildiğinde, kira sözleşmesinin geçerli olmadığı, dolayısıyla davalının kullanımının haksız olduğu sonucuna varılmaktadır. Öte yandan; ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir....

                  Davalı, kira sözleşmesine dayanarak taşınmazı kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; taraflar arasında 01/01/2004 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığı, davacı belediyenin ......

                    UYAP Entegrasyonu