Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.04.2014 Tarihli ve 2014/14 Esas, 2014/102 Karar Sayılı Kararı Somut talebin kira sözleşmesi yapılırken teminat olarak verilen senetten dolayı senedin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı menfi tespit olduğu, bu durumda kira sözleşmesinin inceleneceği, temel ilişkinin kambiyo hukukundan değil kira ilişkisinden kaynaklandığı, kambiyo senedinin bu ilişki kapsamında verildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. B. Bakırköy 7....

    Dava konusu iş makinesinin kira sözleşmesi süresinde zarar gördüğü ileri sürülerek maddi tazminat talep edildiği, kiralanan iş makinesinin aynına zarar verme olgusunun kira akdine aykırılık sayılacağı, bu itibarla uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşıldığından uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Bu itibarla uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşıldığından İliç Sulh Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesi gerekmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. maddeleri gereğince İliç Sulh Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 362/1- c maddesi, uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi....

    olmadığı alacak olarak talep edilen maddi tazminatın ariyet sözleşmesi ve ana sözleşme hükümleri denetlendiğinde davacıların sözleşmenin feshi ile bu malları ve teçhizatı iade yükümlülüğünün olup, sökümdeki zarara ilişkin dayanak ve malzemelerin götürüldüğüne ilişkin belgeleri olmayıp, kira kaybı taleplerinin ise 01.12.2010 tarihinde imzalanan kira sözleşmesi ile kiralamanın sözleşmenin feshinden sonra gerçekleştiği, ancak yeni kiracı ile sözleşmedeki şartlardan kira ödemesinin Şubat 2011 tarihi itibariyle başlayacağı yönündeki hüküm davalıyı bu anlamda bağlamayacağı, yine 18.09.2010-31.11.2010 tarihleri arasındaki boş kalan mecura ilişkin kira bedelinin tahsili istemininde yerinde olmadığı, zira davacıların beyanları ile sözleşmenin yenilenemeyeceğinin de belirtildiği düşünüldüğünde basiretli tacir gibi davranarak sonuçlarını idrak etmesi gerekeceği, manevi tazminat taleplerinin de bu koşullarda oluşmadığı, ariyet malzemelerinin söküm ve teslimine ilişkin tutanaklarda iddialar yönünden...

      olmadığı alacak olarak talep edilen maddi tazminatın ariyet sözleşmesi ve ana sözleşme hükümleri denetlendiğinde davacıların sözleşmenin feshi ile bu malları ve teçhizatı iade yükümlülüğünün olup, sökümdeki zarara ilişkin dayanak ve malzemelerin götürüldüğüne ilişkin belgeleri olmayıp, kira kaybı taleplerinin ise 01.12.2010 tarihinde imzalanan kira sözleşmesi ile kiralamanın sözleşmenin feshinden sonra gerçekleştiği, ancak yeni kiracı ile sözleşmedeki şartlardan kira ödemesinin Şubat 2011 tarihi itibariyle başlayacağı yönündeki hüküm davalıyı bu anlamda bağlamayacağı, yine 18.09.2010-31.11.2010 tarihleri arasındaki boş kalan mecura ilişkin kira bedelinin tahsili istemininde yerinde olmadığı, zira davacıların beyanları ile sözleşmenin yenilenemeyeceğinin de belirtildiği düşünüldüğünde basiretli tacir gibi davranarak sonuçlarını idrak etmesi gerekeceği, manevi tazminat taleplerinin de bu koşullarda oluşmadığı, ariyet malzemelerinin söküm ve teslimine ilişkin tutanaklarda iddialar yönünden...

        O halde somut olayda, taraflar arasında düzenlenecek kira sözleşmesi kapsamında depozito olarak Türkiye Ekonomi Bankası tarafından tanzim edilen 09.09.2016 tarihli 262.101417.165 sayılı "Kesin ve Süresiz Teminat Mektubu"nun davalıya verildiğini ancak sözleşmenin imzalanmaması sebebiyle teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti veya iadesinin talep edildiği anlaşılmakla, davanın ileri sürülüşünde teminat mektubunun depozito olduğu ve kira sözleşmesinin düzenlenmesi için verildiğinden her ne kadar yazılı kira sözleşmesi yapılmamış ise de teminat mektubunun davalı tarafından alınmasının sözlü olarak yapılan akti ilişki kapsamında olduğu ve kira ilişkisinin bulunduğundan, ayrıca tarafların tacir olmasının veya işin ticari iş olmasının görevli mahkemeye etkisinin bulunmadığı zira yukarıda anılan HMK' nın 4....

          Davalı tarafından 2886 sayılı kanun kapsamında ihale yolu ile kiralanan söz konusu mecurun yıllık kira bedelinde 03/01/2017 vade tarihli 7.500,00 TL miktarlı birinci taksit ile 03/04/2017 vade tarihli ikinci taksitin ödenmediği, bu asıl alacağın 1.631,00 TL gecikme zammı işlediği, ayrıca sözleşmenin fesh edilmiş olması nedeniyle 11.maddesi kapsamında belirlenen cezai şart bedeli olarak da 7.500,00 TL tazminat olmak üzere toplam 24.130,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Taraflar arasında kira sözleşmesi ve sözleşmenin feshi konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı taraf lokanta - kır bahçesi olarak kullanmak için kiraladığı taşınmaza yakın yere yapılan üst geçit nedeniyle ekonomik olarak taşınmazdan istifade edemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Finansal Kiralama Kanunu'nun 3.maddesinde finansal kiralama sözleşmesi yapabilecek şirketler sayılmıştır. Bunlar; finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankalarıdır. Davacı Etar Ltd.Şti bu kapsamda finansal kiralama yapabilecek şirket mahiyetinde olmadığından dava konusu kira sözleşmesi BK kapsamında düzenlenen araç kira sözleşmesi mahiyetindedir. HMK'nın 4. maddesine göre görev Sulh Hukuk Mahkemesi'ne aittir.Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dava, 13.05.2013 tarihinde açılmış olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK.nun 4/1. maddesi gereğince Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara bakmakla görevlidir. Somut olayda davacı davalı ...'a aracını kiraladığını, ...'ın da aracı diğer davalı ...'e kiraladığını,aracın ...'in kullanımda iken kaza yapması sonucu hasara uğradığını ileri sürerek maddi tazminat isteminde bulunmuştur.Davacı ile davalı arasında akdedilmiş yazılı bir kira sözleşmesi bulunmasa dahi, davacı davalı ile aralarında sözlü bir kira sözleşmesi bulunduğunu iddia ettiğine göre, davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

              Ne varki ön sözleşme nedeniyle davacı mevcut kiracının taşınmazı tahliye etmesinin ardından keşide ettiği ihtar ile tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde kira sözleşmesi imzalamak üzere davalıyı sözleşme imzalamaya davet etmiş, davalının kira sözleşmesi yapmaktan kaçınması üzerine 10/01/2017 tarihli ihtar ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmiştir. Davacı ön sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinden sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında taraflar aldıklarını birbirlerine vermek zorundadırlar. Kira sözleşmesi başlamadan ön sözleşme sona erdiğine göre burada davacının kira gelirinden mahrum kaldığı söylenemez. Kiralanan TBK 301. maddesine göre teslim edilmeden ve kira sözleşmesi başlamadan erken tahliyeden söz edilmesi mümkün değildir. O nedenle TBK 325. maddesindeki makul süre kira bedelinden sorumlu tutulması mümkün değildir....

              Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01(15).01.2017 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli, işyeri cafe bistro niteliğindeki kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi kiraya verenler T1 ve T2 ile kiracı T4 ve kefil Mehmet Doğan arasında imzalanmıştır. Davacı kiraya verenler kira sözleşmesine dayanarak kiralanan işyerinde, davalı kiracının kullanımında iken elektrik kontağından çıkan yangın sonucu oluşan hasar bedeli olarak haksız fiilden kaynaklanan 242.000,00 TL tazminat isteminde bulunmuşlardır. Davacı kiraya verenler bu kira sözleşmesine dayanarak davalı kiracının sözleşmeye aykırı davranışı sebebiyle zarara uğradığından bahisle alacak talebinde bulunduğuna ve uyuşmazlığın temeli kira sözleşmesinden kaynaklandığına göre 6100 Sayılı HMK.nun 4/1- a maddesine göre Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Görev dava şartı olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözönüne alınması gerekir....

              UYAP Entegrasyonu