WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacılar hisse devir tarihine işlemiş kira bedellerinin ödenmemesi veya azaltılması, mevcut kirada indirim yapılması inancıyla işletmeyi devraldığını, bu hususun sözleşmenin esaslı unsuru olduğunu, davalının bu edimini yerine getirmediğini, böylelikle sözleşmeyi yapmaktaki temelin ortadan kalktığını belirterek sözleşmenin iptalini talep etmekte ise de taraflar arasındaki ön sözleşmede hisse devir tarihine kadar şirketin ödenmemiş kira borçlarının bulunduğu, ancak bu borçların ödenip ödenmeyeceği, indirime gidilip gidilmeyeceği hususunda muallak bir durum olduğu açıkça belirtilmiş, birikmiş kira bedellerinin ödenmesi halinde her halükarda devir bedelinden düşüleceği kararlaştırılmıştır. Dolayısıyla devir sözleşmesinin yapıldığı sırada davacı ödenmeyen kira borçlarını bildiği gibi ödenmeyen kiralardan şirketin sorumlu tutulabileceğini bilerek devir sözleşmesini imzalamış ve işletmeyi devralmıştır....

    Mahkemece, bilirkişi raporu ile belirlenen kira bedelinden hak ve nesafet indirimi yapılarak aylık brüt kira 80.000,00 TL, yıllık brüt kira ise 960.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Mahkemece, davalının eski kiracılığı gözetilerek daha uygun oranda hak ve nesafet indirimi yapılması gerekirken, herhangi bir gerekçe bildirmeksizin Yargıtay'ın istikrarlı uygulamalarınca benimsenen %10 oranının altında kalacak şekilde indirim yapılarak tespit kararı verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

      Kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünün 6. maddesinde “Kiracı kontrat bitiminde kira rayiç bedelinin yıllık TEFE-TÜFE ortalamasında artışını şimdiden kabul eder.” düzenlemesi mevcuttur.Anılan hüküm uyarınca beş yıl süre boyunca kira bedelinin aylık 1.500,00 TL olarak kararlaştırıldığı, kira artışının beş yıl süre sonunda yapılacağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile artışlı kira üzerinden hesaplama yapılması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'na 6217 sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK'nın 428. maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİK'nın 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacı ile tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra takibinde ve davada dayanılan ve karara esas alınan 01.05.2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar bölümünün 1. maddesinde kira bedelinin yıllık peşin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Serbest irade ile konulan bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Davacı alacaklı tarafından sözleşmenin bu hükmüne dayanılarak davalı borçlu hakkında 2012 yılının Aralık ayından 2013 yılının Nisan ayına kadar ödenmeyen kira parası olarak toplam 44.515 TL alacağın tahsili için tahliye istemli icra takibi başlatılmıştır....

          sebepler dikkate alınarak, çevresindeki emsal taşınmazlardaki kira rayiçlerine göre, emsal taşınmazlardaki farklılıkları da irdelenerek 01.11.2013 tarihinden itibaren boş olarak kiraya verilmesi halinde getirebileceğiaylık kira bedelinin net 20.000 TL olduğunun tespit edildiği, Mahkemenin de bilirkişilerce tespit edilen rakamdan hak ve nesafete göre bir miktar indirim yaparak kira bedelini net 19.000 TL, brüt 23.750 TL olarak hükmettiği görülmektedir. Sözleşmenin ilk kurulduğu tarih dikkate alındığında, tespiti istenilen dönem kira parasının hak ve nesafet kurallarına göre tespiti gerekmekte olup, bilirkişilerin taşınmazın serbest şartlarda boş olarak getireceğini bildirdikleri kiradan, mahkemece, uygun ve makul bir indirim yapılarak,kira bedelinin tespiti cihetine gidilmesi gerekecektir....

            Bu maddenin 3 fıkrasına göre kira bedelinin hak ve nasafet kuralına göre belirlenebilmesi için 4+1 kuralının uygulanması gerekir, ilk yıl sözleşme hükümleri, uzayan 4 yılda TBK 344/1 maddesine göre ÜFE oranını geçmemek üzere endeks uygulanmalı, 5 yıldan sonra yanı 6 yıl için ise TBK 344/3 maddesine göre hak ve nesafet kuralına göre kira bedeli belirlenmelidir. Somut olayda ilk kira sözleşmesi başlangıç tarihinden dava tarihine kadar 5 yıllık (4+1) süre geçmemiştir. Bu durumda kira bedelinin TBK 344/1 maddesinde yazılı hükümlere yani endekse göre belirlenmesi gerekirken dava tarihinde yürürlükte olan TBK 344 maddesi nazara alınmadan hak ve nasafete göre kira bedelinin tespit edilmesi, belirlenen kira bedelinde de hakkaniyet indirimi yapılması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

              Emsal ve rayiçlere göre kira bedelinin belirlenmesi halinde kira bedelinin brüt olarak tespiti yapılırken, emsal kira sözleşmelerinin de brüt kira bedellerinin dikkate alınması gerekir. Somut olayda bilirkişi tarafından emsal kabul edilen kira sözleşmelerinin iki tanesinde stopajın kiracıya ait olduğu belirtilerek net olduğu belirtilmiş, bir tanesinin ise asıl sözleşme ibraz edilmediğinden net olup olmadığı tespit edilememiştir. Bilirkişi tarafından emsal kira sözleşmelerindeki net kira bedelleri nazara alınarak ve brüt miktarı üzerinde durulmadan hüküm vermeye yeterli olmayan rapora itibar edilerek, davaya konu taşınmazın brüt kira bedeli belirlenmiştir....

                Ancak, eldeki davanın konusu olan ve hukuken kurulmadığının tespiti istenen kira sözleşmesine dayanılarak taraflar arasında yukarıda açıklanan peşin ödenen kira bedelinin iadesi istemli dava açılmıştır. Dairemiz denetiminden de geçen bu davada kira sözleşmesinin hukuken geçerli olduğu, ancak taşınmazın kullanım amacına uygun olarak teslim edilmemesi nedeniyle ödenen kira bedelinin iadesinin gerekeceği kabul edilmiştir. Diğer bir anlatımla, eda davası içerisinde dava konusu sözleşme ilişkisinden kaynaklanan hukuki ilişki saptanmış olup davacının yeniden tespit istemekte hukuki yararı bulunmamaktadır. Mahkemece davanın açıklanan nedenlerle reddi gerekirken aksine düşüncelerle kabulü doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 13.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  Davacı alacaklılar vekili 13.04.2015 tarihinde başlattığı haciz ve tahliye istemli icra takibi ile 15.10.2014 başlangıç tarihli sözleşmeye dayanarak aylık 16.000,00 TL’den 2015 yılı Şubat ve Mart ayları kira bedeli 32.000,00 TL’nin işlemiş faiziyle tahsilini talep etmiş, davalı borçlu vekili takibe itiraz dilekçesinde; kira sözleşmesi ve teknik şartnameye göre yapı kullanma izin belgesi alma yükümlülüğünün kiraya verenlere ait olduğunu, bu yükümlülüğün kiraya verenlerin kusuru ile yerine getirilememesi nedeni ile müvekkili şirketin kira borcu doğmadığını, ayrıca kira sözleşmesinde başlangıç tarihinin 15.10.2014 olarak belirlenmesine rağmen müvekkili şirketin kiralanana ancak 23.02.2015 tarihinde taşınabildiğini, yapı kullanma izin belgesinin ise 06.03.2015 tarihinde alındığını, kiralanan taşınmaz 23.02.2015 tarihinden itibaren kullanılmaya başlandığından 2015/Şubat ayına ilişkin kira bedeli borcunun doğmadığını, 2015/Mart ayına ilişkin kira bedelinin ise 19.03.2015 tarihinde davacılar adına...

                    KARAR Davacı alacaklı, 13.04.2015 tarihinde başlattığı haciz ve tahliye istemli icra takibi ile 15.10.2014 başlangıç tarihli sözleşmesine dayanarak aylık 4.000,00 TL’den 2015 yılı Şubat ve Mart ayları kira bedeli 8.000,00 TL’nin işlemiş faiziyle tahsilini talep etmiş, davalı borçlu vekili, kira sözleşmesi ve teknik şartnameye göre yapı kullanma izin belgesi alma yükümlülüğünün kiraya verenlere ait olduğunu, bu yükümlülüğün kiraya verenlerin kusuru ile yerine getirilememesi nedeni ile müvekkili şirketin kira borcu doğmadığını, ayrıca kira sözleşmesinde başlangıç tarihinin 15.10.2014 olarak belirlenmesine rağmen müvekkili şirketin kiralanana ancak 23.02.2015 tarihinde taşınabildiğini, yapı kullanma izin belgesinin ise 06.03.2015 tarihinde alındığını, kiralanan taşınmaza 23.02.2015 tarihinden itibaren kullanılmaya başlandığından, 2015/Şubat ayına ilişkin kira bedeli borcunun doğmadığını, 2015/Mart ayına ilişkin kira bedeli için 19.03.2015 tarihinde davacılar adına ayrı ayrı 2.000,00 TL olmak...

                      UYAP Entegrasyonu