DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, Türk Borçlar Kanunu’nun 138. maddesine dayanılarak açılacak uyarlama davasında, ahde vefa ilkesinin önemli bir istisnasını oluşturarak taraflara uyarlama talebinde bulunma imkânı tanındığını, bu istisnanın kabul edilmesinin temel sebebinin öngörülemeyen sebeplerle tarafların sözleşmeye bağlı kalmalarının dürüstlük ilkesine, menfaatler dengesine aykırılık teşkil edecek olması olduğunu, dolayısıyla oluşan adaletsizliğin uyarlama davası yoluyla giderilmesi, maddî hukukun kişilere tanıdığı önemli bir hukukî güvence olduğunu, bu güvencenin gerçek anlamda amaca hizmet etmesi ise, yargılama süresince taraflar arasındaki kira sözleşmesinin geçici süre için yeniden düzenlenmesine bağlı olduğunu aksi hâlde taraflar arasında bozulduğu iddia edilen menfaatler dengesinin sağlanamayacağını ve amaçlanan nihaî hukukî koruma da sağlıklı şekilde tesis edilemeyeceğini, bu sebeplerle enflasyon sebebiyle uyarlama...
İstinaf eden davalı vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacının faaliyetinin durdurulmadığını, aktif olarak çalışmaya devam ettiğini, davanın 272.000,00 TL bedel üzerinden açılması gerekirken 189.000,00 TL bedel üzerinden açıldığını, maktu harç alındığını, nispi harç tamamlatılmadığını, yıllık kira bedeli üzerinden dava açılmamasına rağmen vekalet ücretinin brüt kira farkı üzerinden belirlendiğini, davacının 16.03.2020 tarihinden sözleşmenin bitiş tarihine kadar uyarlama talep ettiğini, uyarlama yapılacaksa dava tarihi olan 11.11.2020 tarihinden itibaren uyarlama yapılması gerektiğini, yine uyarlamanın davacının tahliye ettiği 06.12.2020 tarihine kadar yapılması gerekirken 01.07.2021 tarihine kadar uyarlama yapılması ve tedbirin karar kesinleşene kadar devamının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nun "İncelemenin Kapsamı" başlıklı 355. maddesinde "İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
İstinaf eden davalı vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacının faaliyetinin durdurulmadığını, aktif olarak çalışmaya devam ettiğini, davanın 272.000,00 TL bedel üzerinden açılması gerekirken 189.000,00 TL bedel üzerinden açıldığını, maktu harç alındığını, nispi harç tamamlatılmadığını, yıllık kira bedeli üzerinden dava açılmamasına rağmen vekalet ücretinin brüt kira farkı üzerinden belirlendiğini, davacının 16.03.2020 tarihinden sözleşmenin bitiş tarihine kadar uyarlama talep ettiğini, uyarlama yapılacaksa dava tarihi olan 11.11.2020 tarihinden itibaren uyarlama yapılması gerektiğini, yine uyarlamanın davacının tahliye ettiği 06.12.2020 tarihine kadar yapılması gerekirken 01.07.2021 tarihine kadar uyarlama yapılması ve tedbirin karar kesinleşene kadar devamının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nun "İncelemenin Kapsamı" başlıklı 355. maddesinde "İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Davacılar tarafından aylık 5.432 Euro olan kira bedelinin 20.000,00 TL olarak uyarlanması talep edilmiş olup dava reddedildiğine göre, reddedilen kira farkının bir yıllık tutarı üzerinden yani ödenmekte olan brüt kira bedelinin hüküm altına alınması istenen brüt bedelden çıkarılmak suretiyle bulunacak farkının bir yıllık tutarı üzerinden davalı yararına tarife gereğince hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Diğer yandan uyarlama davasında, harca tabi dava değeri, uyarlama istenen bedel ile ödenen kira bedeli arasındaki kira farkının yıllık toplamı olduğu halde harcın 50.000,00 TL dava değeri üzerinden olacak şekilde eksik ödendiği, yargılamada davalı tarafça dava değerinin eksik gösterildiği yönünde itirazda bulunulmadığı, Mahkemece de eksik harcın ikmali için mehil verilmediği ve davanın bu şekilde sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır....
Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflarınca ödeme ayı gelmemiş olması ve dolayısıyla muaccel olmaması nedeniyle yıllık kira bedelinin kabul edilmediğini, İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2020/805 Esas sayılı uyarlama davası açıldığını, dolayısıyla mahkemenizce tarafımızdan haklı olarak itiraz edilen yıllık kira bedellerine itirazımızın kaldırılmasının değerlendirilebilmesi için İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/805 E. Sayılı uyarlama davasının sonuçlanması gerektiğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 11. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davalının yetki itirazının kaldırılmasına; takibin devamına, itirazın iptaline yönelik talep yönünden davanın kısmen kabulü ile; davalı İzmir 21....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmeye bağlılık ilkesinin uygulanması gerektiğini, sözleşmenin değişen şartlara uydurulması ilkesinin uygulanamayacağını, sözleşmenin bitiminde kira bedelinin tespiti hakkının doğacağını, kira sözleşmesinde bulunan artış oranının kira bedelinin enflasyon karşısındaki değerini koruduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; 01.04.2012 tarihinden itibaren taşınmazın brüt kira bedelinin 30.500 TL olarak tespitine karar verilmiş; mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi 01.01.2008 başlangıç tarihli olup, 5 yıl sürelidir. Uyarlama istenen dönem sözleşmenin sona ermesinden önceki dönemdir....
Somut olayda, davalı borçlular vekili itirazında, kira ilişkisine itiraz etmemiş, aksine alacaklı ile aralarındaki kira ilişkisini kabul ederek, kira bedelinin yeniden uyarlama ile tespiti gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı borçlular vekili takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmeye karşı çıkmadığına göre kira ilişkisi kesinleşmiştir. Zira kiracılık sıfatında bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık kira miktarı konusundadır. Bu durumda mahkemece aylık kira bedeli sözleşmede kararlaştırılan şekilde hesaplanarak alacak miktarı buna göre belirlendikten sonra yapılan ödemelerin mahsubu ile davacının kira alacağı ve işlemiş faiz talepleri yönünden, işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir....
devamı süresince, taşınmazın kullanım amacının değiştirilmesi, kira süresinin uzatımı, kira bedelinin indirilmesi, kiralanan alanın yüzölçümünün değiştirilmesi vs talebinde bulunamaz" yazdığını, 01.06.2021 itibariyle 1 yıllık kira süresinin dolduğu, geçen kira yılı ödemesinin muaccel hale gelmiş olduğundan davalı Belediyeye kira bedelinin düşürülmesinin talep edildiğini, tam kapanma süreci nedeniyle 17 günlük uzatma yapıldığı ancak kira indirimi hususunda gündeme alınması kabul edilmediğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin 16.07.2021 tarihinde verilen İhtiyati tedbire ilişkin kısmen kabul kısmen red şeklindeki ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir karanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkeme ise, bu davanın kira tespit davası olduğunu belirterek, görevsizlik kararı vermiştir. Davacının dava dilekçesindeki talebi kira bedelinin tesbiti olmayıp kira bedelinin uyarlanmasıdır. Uyuşmazlığın bir yıllık kira bedeli üzerinden miktarı gözetildiğinde Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan, davanın esasına girilip sonucuna uyğun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerletemyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 17,15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 10.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili, dava dilekçesinde,davalının 29.06.2007 tarihli kira sözleşmesi gereği davacının maliki bulunduğu taşınmazda aylık 200 TL kiar bedeli karşılığı oturmakta olduğunu, davalının ödemekte bulunduğu kira bedelinin emsallerinin çok altında kaldığını belirterek kira bedelinin 29.06.2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere olağan rayiç ile ekonominin esasları ve hak ve nesafet göz önünde tutularak 2.500 TL olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 10.05.2012 tarihli ilk kararda davanın kısmen kabulüne, 29..2009 tarihinden itibaren aylık kiranın 1.700 TL olarak tespitine karar verilmiş,davacı ve davalının temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 1.11.2012 tarih ve 2012/17273-22413 sayılı ilamı bozulmuştur. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamında da açıklandığı üzere dava, niteliği itibariyle bir kira tespit davası olmayıp, uygulamadaki adıyla uyarlama davasıdır....