Davalının davacıya ait komşu parselin içerisine fiilen girerek müdahale ettiği ve hususun bilirkişi raporu ile teyit edildiği, bu haliyle komşuluk hukukunda kaynaklı müdahale söz konusu olmayıp yapılan müdahale davacıya ait parselin içinde olmakla iddianın ileri sürülüş biçimine göre dava tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi eski hale getirme terditli olarak maddi tazminat istemine ilişkindir. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanacak kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. 01/09/2022 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince "Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal, tescil, el atmanın önlenmesi, yıkım (kal) istemli davalar ile haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.-2. Hukuk Dairesinin görev alanındadır....
Taşınmazın belediye sınırları içerisinde olup olmadığı, belediye ya da mücavir alan sınırları içerisinde ise belediye hizmetlerinden yararlanıp yaralanmadığı, meskun mahal olup olmadığı, ilgili belediyeden sorularak, alınacak cevaba göre; taşınmaz arsa niteliğinde ise; yöntemine uygun şekilde oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak, emsal karşılaştırması sonucu taşınmazın değerinin tespiti, arazi niteliğinde ise; gelir metodu esas alınarak dava tarihine göre değer biçilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması, 2) Dava konusu taşınmaza davalı idarenin kanalizasyon hattı geçirerek el attığı anlaşılmakta ise de; taşınmazın eski hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı, mümkün ise taşınmazın eski hale getirme bedeli ile el atılan yerin bedeli ayrı ayrı tespit edilip, eski hale getirme bedeli fazla ise taşınmazda el atılan yerin bedeline ve bu yerin davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesi, yer bedelinin fazla olması halinde ise eski hale...
Şöyle ki; Fen bilirkişisinin 11.03.2014 tarihli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 123,00m2 ile (B) harfi ile gösterilen 66,58m2'lik bölüme davalı idare tarafından bina yapılmış olduğundan, bina bedeli ve işgal edilen zemin bedeli ayrı ayrı hesaplanmıştır. Taşınmazların el atılan zemin bedeli belirlendikten sonra eski hale getirme bedeli de tespit ettirilerek, taşınmaz bedeli, eski hale getirme masrafından fazla ise; müdahalenin önlenmesi kararı ile birlikte taşınmazların eski hale getirilmesine; eski hale getirme masrafının, zemin bedelinden fazla tespiti halinde ise el konulan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken bu yönteme uyulmadan işgal konusu yapıların bedeli ile birlikte zemin bedeline hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
Şöyle ki; Dava konusu taşınmazın öncelikle arazi mi, arsa mı olduğunun tespit edilmesinden sonra; davacı, müdahalenin önlenmesi talebi yanında kal ve eski hale getirme talebinde de bulunduğundan taşınmaz arazi ise ekilebilir ürünlere göre net gelir metodu uygulanmak suretiyle, arsa ise emsal karşılaştırması yapılmak sureti ile taşınmazın el atılan bölümün bedeli ile eski hale getirme bedeli tespit ettirilip, el atılan bölümün bedelinin kal ve eski hale getirme masraflarından fazla olması halinde müdahalenin önlenmesine, kaline ve eski hale getirmesine karar verilmesi; aksi takdirde el atılan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve el atılan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Ceza Dairesinin, 01.03.2022 tarihli ve 2021/1157 Esas, 2022/206 Karar sayılı kararının, sanık müdafii tarafından eski hale getirme istemli temyiz edildiği, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 08.11.2022 tarihli ve 2022/1341 Esas, 2022/1158 Karar sayılı kararıyla bu hususta karar verme yetki ve görevinin Yargıtay 9....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ESKİ HALE GETİRME İSTEMLİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; 634 Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2015 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 18. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, 2797 Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 18.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 21.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, eski hale getirme ve temyiz istemli 11.05.2020 tarihli dilekçesinde yokluğunda verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin tebligatın aynı evde birlikte oturan ablası Ayten Yılmaz imzasına yapıldığı ancak kendisinin tebligat tarihinde askerde olduğundan bahisle tebligatın usulsüz olduğunu ifade ettiği, dosya içeriğinden sanığın gerekçeli kararın tebliğ tarihinde asker olup olmadığı kesin olarak anlaşılamadığından, sanığın hangi tarihlerde askerlik yaptığının ilgili askerlik şubesinden sorulması suretiyle tespit edilmesinden sonra incelenmek üzere iadesinin mahallince sağlanması için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 16/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
in, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderilmesinden sonra olmak üzere 20.04.2015 tarihinde mahkemesine eski hale getirme istemli temyiz dilekçesi verdiği ve dilekçesinin de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05.02.2015 tarihli tebliğnameden sonra dosyasına geldiğinin anlaşılması karşısında, sanık ...'in temyiz dilekçesine ilişkin olarak ek tebliğname düzenlendikten sonra, incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 30.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Ceza Mahkemesinin,16.06.2016 tarihli ve 2014/800 Esas, 2016/614 Karar sayılı kararının katılan vekili ve sanığın tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan Tebliğname’de, sanığın 06.03.2018 tarihli eski hale getirme ve temyiz istemli dilekçesi yönünden herhangi bir görüş bildirilmediği anlaşılmakla, bu suça ilişkin ek Tebliğname düzenlenmesi için dava dosyasının, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, Oy birliğiyle, 17.04.2024 tarihinde karar verildi....
anılan Kanunun Eski hale getirme başlıklı 40/2 maddesi "Kanun yoluna başvuru hakkı kendisine bildirilmemesi halinde de, kişi kusursuz sayılır." hükümleri nazara alındığında her ne kadar sanık hakkında kurulan mahkumiyetten haberdar olduğu 04.11.2019 tarihli dilekçesi ile lehe yasa değerlendirme istemli dilekçesinden anlaşılabiliyor ise de; CMK' nın 34/2 maddesi uyarınca hükümde yer verilen kanun yoluna başvuru süre, mercii ve yöntemine ilişkin açıklamanında sanığa tebliği yada usulüne uygun olarak kendisine tebliğ edilmese bile bu açıklamayı öğrenmiş olması gerektiği, anılan kanunun 40/2 maddesine göre kanun yoluna başvuru hakkı kendisine bildirilmemesi halinde kişi kusursuz sayılır." hükmüne göre bu hususun eski hale getirme nedeni olduğu, somut olayda sanığa hükmün usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve fakat sanığın mahkumiyetten haberdar olmakla birlikte kanun yolu süresi, mercii ve yöntemini haricen öğrendiğine ilişkin dosyaya yansıyan bir bilgi bulunmaması...