Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 95. maddesi kapsamında eski hale getirme sebebi teşkil ettiği, söz konusu mazeretin geçerli ... raporu ile belgelendirildiği,anılan raporun mahiyeti itibariyle temyiz süresinin elde olmayan nedenle kaçırıldığını gösterdiği, eski hale getirme talebinin HMK.’nun 96. maddesinde öngörülen iki haftalık yasal süre içerisinde gerçekleştirildiği ve başvurulacak başka bir hukukî yol da bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin HMK.’nun 95. vd. maddeleri koşullarına uygun eski hale getirme isteminin kabulüne karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi; Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle,davanın ,hukuki niteliği itibariyle HMK.'...

    anılan Kanunun Eski hale getirme başlıklı 40/2 maddesi "Kanun yoluna başvuru hakkı kendisine bildirilmemesi halinde de, kişi kusursuz sayılır." hükümleri nazara alındığında her ne kadar sanık hakkında kurulan mahkumiyetten haberdar olduğu 04.11.2019 tarihli dilekçesi ile lehe yasa değerlendirme istemli dilekçesinden anlaşılabiliyor ise de; CMK' nın 34/2 maddesi uyarınca hükümde yer verilen kanun yoluna başvuru süre, mercii ve yöntemine ilişkin açıklamanında sanığa tebliği yada usulüne uygun olarak kendisine tebliğ edilmese bile bu açıklamayı öğrenmiş olması gerektiği, anılan kanunun 40/2 maddesine göre kanun yoluna başvuru hakkı kendisine bildirilmemesi halinde kişi kusursuz sayılır." hükmüne göre bu hususun eski hale getirme nedeni olduğu, somut olayda sanığa hükmün usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve fakat sanığın mahkumiyetten haberdar olmakla birlikte kanun yolu süresi, mercii ve yöntemini haricen öğrendiğine ilişkin dosyaya yansıyan bir bilgi bulunmaması...

      Mahkemece, dava açılmamış sayılmış, davacılar vekili tarafından yargılamanın sona erdirildiği gün eski hale getirme talebinde bulunulmuştur. Ne var ki, yerel mahkemece davacı tarafından bu talebi konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Şu durumda HMK 98/1. maddesi gereğince eski hale getirme talebinde bulunulan mahkemece, bu talep konusunda bir karar verilmek, bu karar temyiz edilirse bu kez dosya temyiz incelemesine gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine çevrilmesine 22/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        SONUÇ: Birinci bent gereğince davacı-karşı davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının ‘Hüküm’ başlıklı bölümünün 2. paragrafında bulunan (...ıslah da dikkate alınarak, kira kaybı için 4.226.832.000 TL.nın, eski hale getirme tazminatı için 1.250.000.000 Tl.nın dava tarihi olan 10.4.2002 tarihinden yasal faizi ile) sözlerinin karardan çıkartılmasına, yerine (...ıslah da dikkate alınarak, kira kaybı için 4.226.832.000 TL.nın, eski hale getirme tazminatı için 1.250.000.000 TL’nın davacı-davalı ...’den tahsiline, kira kaybının 500.000.000 Tl.lık kısmına ve eski hale getirme tazminatının da 250.000.000 TL. kısmına birleştirilen davanın dava tarihi olan 10.4.2002 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, kira kaybı tazminatının ıslahla artırılan 3.726.832.000 TL.lık kısmına ve eski hale getirme tazminatının ıslahla artırılan 1.000.000.000 TL:lık kısmına ıslah tarihi olan 5.7.2005 tarihinden itibaren yasal faizi yürütülmesine) sözlerinin...

          Hukuk Dairesince, davacıların istinaf isteminin HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, anılan karar, davacılar vekili tarafından eski hale getirme istekli temyiz edilmiştir....

            Şöyle ki; Dava konusu taşınmazın niteliğine göre, usulüne uygun olarak oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde yeniden keşif yapılarak, taşınmazın kamulaştırmasız el konulan bölümlerinin bedeli ile eski hale getirme masrafları ayrı ayrı hesaplattırılıp, el atılan bölümlerin bedeli, eski hale getirme masraflarından fazla ise müdahalenin önlenmesine ve taşınmazda el atma sonucu oluşan zararın tahsiline; eski hale getirme masrafları zemin bedelinden fazla ise el atılan bölüm bedelinin davalı idareden tahsiline ve el atılan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yetersiz inceleme ile geçersiz rapora göre yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi, eski hale getirme ve kal davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekilleri yönünden verilen dilekçelerle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi, eski hale getirme ve kal isteklerine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Mahkemece yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; 1) Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden dava konusu taşınmazlara yol geçirilerek el atıldığı, davacıların yargılama sırasında eski hale getirme taleplerini atiye bıraktıkları görülmektedir....

                Bu nedenle İl Özel İdare Müdürlüğü davaya dahil edilerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2) Tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza Kamulaştırma Kanunu hükümleri uyarınca, yöntemine uygun şekilde oluşturulacak bilirkişi kurulunca düzenlenen rapor ile bedel tesbit edilmesi gerektiği düşünülmeden, tek ziraatçi bilirkişinin hazırladığı rapor esas alınarak karar verilmesi, 3) Taşınmaza kamulaştırmasız el atılması halinde, müdahalenin önlenmesi talebi yanında kal ve eski hale getirme talebi de varsa, öncelikle dava konusu taşınmazın el atılan bölümünün bedeli 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 11/1-f maddesi uyarınca, olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla tespiti ile dava konusu taşınmazın davalı idarece el atılan bölümünün bedeli ile eski hale getirme masraflarının karşılaştırması yapılarak, eski hale getirme masraflarının, yer bedelinden fazla olması halinde, el konulan kısmın zemin bedelinin davalı idareden tahsili...

                  Mahkemece, bilirkişinin elatıldığını bildirdiği taşınmazın 550 m2 kısmına davalının haksız elatmasının kal suretiyle önlenmesine, 24.120,83 TL eski hale getirme bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davanın açılmasından önce delil tespiti suretiyle yaptırılan incelemede, bilirkişi taşınmazın elatılan bölümünün değerini 1.283,00 TL olarak saptamış, eski hale getirmek için 500,00 TL harcama yapılması gerekeceğini belirtmiştir. Mahkemece yapılan keşifte ise, taşınmazın elatılan bölümü 550 m2 olarak belirlendiği halde eski hale getirme bedeli için 24.120,83 TL harcama yapılması gerekeceği bildirilmiştir. Görülüyor ki, her iki rapor arasında açık fark bulunmaktadır. Mahkemece raporlar arasındaki çelişki üzerinde durulmamıştır....

                    Belirtilen nedenle; öncelikle dava konusu taşınmazın el atılan bölümünün bedeli 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 11/1-f maddesi uyarınca, olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla taşınmazın değerinin tespiti ile dava konusu taşınmazın davalı idarece el atılan bölümünün eski hale getirme masraflarının karşılaştırması yapılarak, eski hale getirme bedelinin yer bedelinden daha fazla olması halinde zemin bedeline; aksi halde eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerektiğinden, usul ve yasaya uygun olarak oluşturulacak bilirkişi kuruluyla yeniden yapılacak keşif sonucu alınacak rapora göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, 3- Davalı kurum harçtan muaf olduğundan dava açılırken yatırılan peşin harcın talep halinde davacıya iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu