Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet-Eşya İadesi-Taşınmazın Kişisel Mal : Olduğunun Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından katılma yoluyla; nafaka taleplerinin reddi, manevi tazminat miktarı, ziynet talebinin reddi, taşınmazın kişisel mal olduğunun tespiti hakkında verilen karar yönünden, davalı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan manevi tazminat ve vazgeçilen kişisel eşyanın iadesi davasında yararına vekalet ücretine hükmolunmamış olması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadının katılma yolu ile ziynet talebinin reddi ve taşınmazın kişisel mal olduğunun tespiti hakkında verilen karar yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Katılma yoluyla temyiz isteği asıl temyiz isteğine sıkı sıkıya bağlıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Eşyasının Alacağı DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 20.01.2016 DURUŞMA İSTEMLİDİR. K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık ziynet eşyasının aynen olmadığı takdirde bedelinin iadesi isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.)...

      GEREKÇE: Dava, ziynet eşyaları ve kişisel eşyaların iadesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince verilen karara karşı taraflar süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve bunların elinden alındığını ispat yükü altındadır. Kadına özgü ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından -hangi eşe takılmış olursa olsun- kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir. Ancak kadına özgü ziynet eşyası niteliğinde olmayıp, hangi eşe ait olduğunun ispat edilememesi halinde eşlerin paylı mülkiyette olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur....

      Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların erkeğin zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu bağlamda davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde kendisinden alındığını, bozdurulduğunu ya da evden ayrılırken yanına almasına engel olunduğunu ispat yükü altındadır. Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....

      Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur. Somut olayda, davalı koca duruşmada alınan beyanında bir bileziğin bozdurulduğunu beyan etmiş,ancak davacı kadının bileziği iade edilmemek üzere rıza ile verdiğini kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca, davalı kocanın ikrar ettiği ziynet eşyası yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken,ziynet eşyasına yönelik talebin tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2022 NUMARASI : 2022/486 ESAS 2022/972 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ziynet eşyalarının davalı tarafından ödünç olarak geri ödemek üzere alındığını ancak iade edilmediğini belirterek aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 1.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de, dava değerini 38.230,00 TL olarak ıslah etmek suretiyle faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıdan ziynet eşyası alınmadığını, davacının ziynet eşyalarını beraberinde götürdüğünü belirterek davanın reddini talep etmiştir....

        , evlilik alyansının ziynetin müvekkile iadesi, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin (bilirkişi raporuyla ziynet eşyasının değeri belirlendikten sonra dava değerinin arttırılması hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik) 1.000,00....

        Mahkemece; davanın davalı ... yönünden kısmen kabulüne; davalı ... yönünden ise reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1) Dava; ziynet eşyası alacağına ilişkin olup, bu talep kişisel malların iadesi kapsamındadır. ./.. -2- 4787 Sayılı Aile Mahkemeleri’nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun ikinci kitabındaki üçüncü kısım hariç olmak üzere, TMK’nun 118-395 maddelerinden kaynaklanan bütün davalara Aile Mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanunun 226. maddesinde düzenlenmiş olup, davanın bu madde hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir....

          Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Kadının ziynet eşyalarının varlığını ve evde kaldığını ya da erkek tarafından elinden alındığını kanıtlaması halinde ziynetlerin kadına iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının erkek tarafından kanıtlanması halinde, erkek ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davacı, ziynetlerin varlığını ve davalı tarafından rızası dışında alınıp iade edilmediğini ispat yükü altındadır. Somut olayda davacı, davalı tarafından ziynet eşyasının elinden alındığını ve iade edilmediğini dayandığı delillerle ispat edememiştir. Yine davacı süresinde ve usulüne uygun olarak yemin deliline de dayanmamıştır....

          ile 2019/429 Esas sayılı dosyaları hakkında birleştirme kararı verildiği, yargılama aşamasında 2019/429 Esas sayılı dosyasında davacılar eş T1 ile Kayın peder T2 davalı Canan Vatan'a karşı açtığı 2019/279 Esas sayılı kişisel eşyaların iadesi dava dosyasının tefrik edilerek 2022/695 Esasına kaydedildiği ve görevsizlik kararı verildiği, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın evlilik birliği kurulurken düğünde takılan ziynet eşyalarının ve kişisel eşyaların iadesine ilişkin olduğu, taraflar arasında usulüne uygun olarak kurulmuş bir evlilik birliği bulunduğu, iadesi ve bedeli istenen kişisel eşyaların evlilik birliği amacıyla takıldığı ve alındığının anlaşıldığı, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesi dikkate alındığında taraflar arasındaki uyuşmazlığın Türk Medeni Kanunu'nun 2. kitabından kaynaklandığının görüldüğü, bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yerinin Aile Mahkemeleri olduğu" gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı...

          UYAP Entegrasyonu