Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi yabancı mahkemenin boşanmaya ilişkin kararının tanınması ve tenfizine karar vermiş, tarafların müşterek çocuğu 2003 doğumlu ... yönünden ... Nöbetçi Aile Mahkemesine ihbarda bulunulmasına hükmetmiştir. Bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Yabancı mahkemelerinin boşanma ve boşanma davasının eki niteliğinde olan velayet, nafaka, tazminat, çocukla kişisel ilişkinin kurulmasına yönelik kararlarının Türk Mahkemesinde yasal koşullarının oluşması durumunda tenfizi istenebilir. Yabancı Mahkeme kararının kısmen tenfizine de karar verilebilir. Yabancı mahkemenin boşanma kararında velayetin düzenlenmemesi veya velayetle ilgili düzenlemenin Türk kamu düzenine aykırı görülüp, tenfizine hükmedilemeyeceğinin anlaşılması durumunda kısmi tanıma ve tenfiz söz konusu olacaktır. Yabancı mahkemece verilen bir kararın tanınması ve tenfizine ilişkin dava boşanma ve bunun eki niteliğindeki talepler hakkındaki davayla aynı nitelikte değildir....

    Somut olayda davacı ..., Alman Mahkemesinin boşanma kararının tanınmasını istemiş, ... yabancı mahkemenin boşanmaya ilişkin kararının tanınması ve tenfizine karar vermiş, tarafların müşterek çocuğu 2004 doğumlu ... yönünden ... Nöbetçi Aile Mahkemesine ihbarda bulunulmasına hükmetmiştir. Bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Yabancı mahkemelerinin boşanma ve boşanma davasının eki niteliğinde olan velayet, nafaka, tazminat, çocukla kişisel ilişkinin kurulmasına yönelik kararlarının Türk Mahkemesinde yasal koşullarının oluşması durumunda tenfizi istenebilir. Yabancı Mahkeme kararının kısmen tenfizine de karar verilebilir. Yabancı mahkemenin boşanma kararında velayetin düzenlenmemesi veya velayetle ilgili düzenlemenin Türk kamu düzenine aykırı görülüp, tenfizine hükmedilemeyeceğinin anlaşılması durumunda kısmi tanıma ve tenfiz söz konusu olacaktır....

      GEREKÇE : Asıl dava, velayet, kişisel ilişkinin düzenlenmesi ve iştirak nafakası, karşı dava, velayet ve iştirak nafakası talebine ilişkindir. Davalı-k.davacı erkek istinafında, davalarını ispat etmesine rağmen karşı davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davasının kabulünü, asıl davanın reddini, çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının fahiş olduğunu bildirmiştir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, ortak çocuğun kreşi için de aylık 850 TL ödeme yaptığını, nafaka miktarı kabul edildiği takdirde davalının yoksulluğa düşeceğini davacının ise zenginleşeceğini, mahkemece kurulan kişisel ilişkinin mahkemece çocukların menfaatleri gözetilerek kurulduğunu, yargılama esnasında davacının herhangi bir itirazının olmadığını, çocuğu teslim almak ve teslim etmek için yaptığı giderleri üstlenmek zorunda olduğunu, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      İcra Müdürlüğünün 2019/8690 sayılı ortak çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin icrasına ilişkin takip dosyasının getirtilerek kişisel ilişki ve velayet yönlerinden irdelenmesi, 14.05.2021 tarihli çocuk teslim tutanağında adı geçen pedagog ve icra memurunun dinlenilmesi ve Ankara 7. Aile Mahkemesinde görülen 2021/633 Esas sayılı kişisel ilişkinin kaldırılması davası ile iş bu dava arasında hukuki bir bağlantı olduğundan ilgili dosyanın iş bu dosya ile birleştirilmesi (HMK m. 166) ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekmektedir....

      Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir.(TMK m.324) Ana ve babaları ayrılan çocukların, ana ve babalarıyla düzenli şekilde ve gözetim olmaksızın kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakları mevcuttur. Asıl olan çocuklarla ebeveynleri arasında 3.kişilerin gözetimi olmaksızın ve mekan sınırlaması bulunmaksızın doğrudan kişisel ilişki tesisidir....

      Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır....

      Davalı vekili; yetersiz hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz uzman raporu esas alınarak karar verilmesi, çocukların fiilen bulunduğu yerin barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirilmeden düzenlenen raporun esas alınması, bu şekilde müvekkilinin açıklama ve ispat hakkının ihlal edilmesi, kararın gerekçesi olmayıp müvekkilinin hukuki dinlenme hakkının ihlal edilmesi, kişisel ilişkinin yeterli olmaması, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince velayet ve iştirak nafakası yönünden değerlendirme yapılması kararda velayetin verilmesinin, nafaka takdiri ve miktarının sebeplerinin belirtilmiş olması nedeni ile davalının kararın gerekçesiz olduğu ve müvekkilinin hukuki dinlenme hakkının ihlal edildiği yönündeki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hükü, davacı-karşı davalı kadın tarafından, tazminat ve çocuk için hükmedilen nafaka miktarları ile kişisel ilişki yönünden; davalı-davacı koca tarafından ise davasının reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, velayet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet hakkı anneye verilen müşterek çocuk 16.11.2011 doğumlu ... ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin, aynı şehirde yaşamaları durumunda ayda bir sefer yatılı olacak...

        Tüm dosya içeriğine göre; velayeti annede olan çocuk ile baba arasında İzmir 9.Aile Mahkemesi'nin 2016/851 E.-843 K.sayılı 22.12.2016 tarihli kararı ile kurulan kişisel ilişkinin çocuğun yaşının büyümesi ve baba ile ilişkilerinin geliştirilmesi açısından yetersiz olduğu ,birbirini destekleyen üç kişilik heyet tarafından düzenlenen rapor içeriklerine göre davalı-karşı davacı baba ile çocuk arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına olacağına dair tespit değerlendirildiğinde çocuğun iradesi farklı yönde olsa da zaman içinde kazanımları dikkate alındığında ve değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi gelecek yıllarda da her zaman istenebileceğinden çocuk ile baba arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişkinin kaldırılmaması ve yeniden yapılan düzenlemenin bu aşamada usul ve yasaya uygun bulunduğundan asıl davanın reddi ve terditli açılan karşı davanın kişisel ilişkinin yeniden...

        UYAP Entegrasyonu