Bu husus nazara alınmadan, ıslaha geçerlilik tanınarak başlangıçla talep edilen miktara ÜFE oranında artış uygulanmak suretiyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3-Davalı-karşı davacı kadın, karşı dava dilekçesinde kişisel eşyaların iadesi ile ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istemiştir. Dava dilekçesinden alınan başvurma harcı bu dilekçede yer alan bütün istekleri kapsar. Davalı-karşı davacı kadın, dava açarken sadece başvurma ve peşin harç yatırmış, nispi harcı yatırmamıştır. Buna göre, davalı-karşı davacı kadına kişisel eşya ve ziynet bedeli alacağı ile ilgili nispi harcı tamamlaması için süre verilerek (Harçlar Kanunu m. 30-32). harcın tamamlanması halinde ise olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu yönün gözetilmemesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Çeşitli sebeplerle (ev veya araç alımı, evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Mahkemece davacı tarafın yazılı ve sözlü beyanları, sunmuş olduğu deliller ve tanık beyanları değerlendirildiğinde ziynet eşyalarının evden ayrılırken üzerinde götürmediği evde bıraktığı ispat edilemediğinden reddine karar verilmiştir. Ev eşyalarına yönelik talebin ise eşyaların evlilik birliği içerisinde alınması, taraflar arasındaki mal rejimi nedeniyle eşyaların yarısının aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde mahallinde yapılan keşif sonucunda sunulan bilirkişi raporu ile belirlenen 2.080,00 TL'nin verilmesine karar verilmiştir. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/07/2019 NUMARASI : 2019/220 ESAS - 2019/299 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Mersin 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel eşyanın iadesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, boşanma ve kişisel eşyaların iadesi isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 09.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
TL), 1 adet elektrik sobası (150 TL), 1 adet ütü (500 TL) niteliğindeki çeyiz eşyaların iadesi davası yönünden bedel talebini 24.140 TL olarak açıklamıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, ziynetlerin aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili talebi yönünden davanın reddine, ziynet dışındaki kişisel eşyaların iadesi talebi yönünden davanın, konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalılar tarafından şiddet uygulanmak sureti ile müşterek haneden uzaklaştırıldığını, çeyiz eşya senedinde yazılı eşyaların hiçbirisinin müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin kişisel eşyası niteliğinde olan ve çeyiz senedinde yazılı olmayan dava dilekçesinin 4.bendindeki eşyaların da davalılarda kaldığını belirterek aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 5.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir....
Dava; TMK'nun 202. vd. maddeleri uyarınca açılan katılma alacağı, ev eşyaları ile ziynet eşyalarından kaynaklanan aynen olmadığı takdirde bedelinin iadesi isteğine ilişkindir. 1-Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaz ve araçlar üzerindeki davacının katılma alacağı usulüne uygun olarak belirlendiğine, davalının kişisel malı olduğunu, her türlü şüpheden uzak somut delillerle kanıtlanamadığına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları, davalı vekilinin aşağıda gösterilen nedenler dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Davalı vekilinin çeyiz eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; TMK'nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür....
Dava, 25.09.2003 tarihli sözleşmede yer alan ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davaya konu sözleşmede yer alan ziynet ve çeyiz eşyalarının davalılar tarafından alındığı, çeyiz eşyalarının müşterek hanede kullanıldığı taraflarında kabulündedir. Bu durumda, sözleşme gereğince alınmış olan ziynet ve çeyiz eşyaları, davacı kadının kişisel malı haline gelmiştir(TMK. Md 220). Sözleşme tarihinde, davacı ile davalılardan ...'ın evlenmemiş olmasının da bu sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Zira, taraflar sonradan evlenmişlerdir. Hal böyle olunca, mahkemece; kişisel eşyaların iadesi istemine ilişkin davanın, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun İkinci Kitabından (md. l18 ila 395) kaynaklanması nedeniyle Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiğinin gözetilmesi ve uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....
Mahkemece; çeyiz senedindeki eşyaların davacıya ait olduğu, davacının evine geldiğinde eşyaların gelmediği, davalı Kenan ile senette kefil olarak yer alan babası Necati'nin senetteki eşyaları iade etmesi gerektiğinden bahisle; davanın kabulüne, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde eşyaların toplam bedeli olan 136.380 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava kişisel eşyanın teslimi, mümkün olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir. 6098 Sayılı TBK. nun 585. (818 Sayılı BK. nun 486.) maddesine göre; adi kefalet nedeniyle, alacaklının kefile başvurabilmesi için; kefalet sözleşmesinden sonra borçlunun iflas etmesi veya hakkında yapılan takibin sonucunda kesin aciz belgesi alınması, yahut borçlu aleyhine Türkiye'de takibatın imkansız hale gelmesi veya önemli ölçüde güçleşmesi gerekmektedir....