CEVAP Davalı vekili her iki dava dosyasına verdiği cevap dilekçelerinde özetle; ortak çocuk ile babası arasında mahkemece kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması veya yeniden düzenlenmesini gerektirecek bir durumun bulunmadığını belirterek davaların reddine karar verilmesini istemiştir. III....
Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki çocukla kişisel ilişkinin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı anne vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı anne vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı asıl dava dilekçesinde; babanın çocuğa psikolojik baskı uyguladığını ve çocuğun babasıyla görüşmek istemediğini iddia ederek boşanma ilâmı ile tesis edilen kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....
Ana-babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi üstün yararına aykırı olmadıkça ana-babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı, çocuğun temel haklarındandır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece üstün yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki kurulması ile ilgili kararlar taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayıp, değişen şartlara göre her zaman yeniden düzenlenebilir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, boşanma kararı ile davacının oğlu olan dava dışı baba ... ile dava konusu çocuklar arasında kişisel ilişki tesis edildiği, kişisel ilişkinin yeterli düzeyde olduğu, davacı dedenin, babaya tanınan kişisel ilişki süresi içerisinde torunlarını görme, aile bağlarını koruma ve geliştirme imkanına sahip olduğu, babanın yurt dışında yaşıyor olmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı kanun) 325 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince, olağanüstü hal kavramı içinde değerlendirmesinin mümkün olmadığı, bu itibarla İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddi kararının doğru olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi-İştirak Nafakası-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki "kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve iştirak nafakasına hükmedilmesi" davası ile davalı tarafından bağımsız olarak açılan "velayetin değiştirilmesi" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı tarafından tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının aşağıdaki bentlerin kapasamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre velayeti annede bulunan müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakası çoktur....
Sevgi Evleri Çocuk Yuvasına kabul edildiğini, TMK'nun 312/1. maddesine göre "evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmaması kararının çocuğun kuruma yerleştirilmeden önce alınması gerektiğini, çocuk kuruma yerleştirildikten sonra, artık rızanın aranmaması kararının ilerde açılabilecek evlat edinme davası içinde istenebileceği" gekçesiyle dava reddedilmiştir. Davacı Kuruma, Bakanlar Kurulunca, 15.3.2009 tarihinde yayınlanan ve aynı tarihte yürürlüğü konulan Tüzükle evlat edinmede aracılık faaliyetlerini yürütme yetkisi verilmiştir. (Tüzük m. 3) Türk Medeni Kanununun 312. maddesi, " evlat edinmede aracılık yapan kuruma, ana ve babanın rızasının aranmaması kararı verilmesi için mahkemeye başvurma hakkı" tanımıştır. Kurumun mahkemeye başvurduğu tarihte, küçükle iligili, gelecekte evlat edinilmek amacıyla henüz bir yerleştirilme işlemi yapılmış değildir....
Bu itibarla; Çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yararına olduğu anlaşılmakla ve çocukla baba arasında daha önce kurulan kişisel ilişkinin icra kabiliyeti bulunmadığı anlaşıldığından yeniden kişisel ilişki düzenlemesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Avcı için 200,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, müşterek çocuk ... Avcı ile davalı baba arasında şahsi ilişki kurulmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 327.maddesinde, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin ana ve baba tarafından karşılanacağı ve yine Türk Medeni Kanunu'nun 329.maddesinde, küçüğe fiilen bakan ana veya babanın, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceği şeklindeki yasal düzenlemeler ile çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması amacı ile nafaka yükümlüsü olabilecek kişiler "anne ve baba" olarak belirlenmiştir. Evlilik haricinde doğan çocuk için babanın nafakayla yükümlü tutulabilmesi için, çocukla baba arasında soybağının kurulmuş olması zorunludur. Türk Medeni Kanunu'nun 282.maddesine göre, "Çocuk ile ana arasındaki soybağı doğumla kurulur....
Kişisel ilişki süresi açısından; TMK'nun 182. Maddesi" Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur." hükmünü içermektedir. Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava; iştirak nafakası ve TMK'nın 323. maddesi gereğince kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 328/1. maddesi gereğince; ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK'nın 330. maddesi gereğince; Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK md.323)....